Tunuslu Mai Al-Obeidi: Şiddet yasasının uygulama yolu hala çok belirsiz

İnsan hakları savunucusu Mai Al-Obeidi, Tunus’ta kadına yönelik şiddetle mücadele için çıkarılan 58 Sayılı Kanun’un kadınları şiddete karşı koruyabildiğini ancak yasanın uygulama yolunun hala belirsiz olduğunu anlattı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Kadına yönelik şiddet birçok ülkede olduğu gibi Tunus’ta da artarak devam ediyor. İnsan hakları savunucusu Mai Al-Obeidi, ülkede artan kadına yönelik şiddeti değerlendirdi. Şiddetin ülkedeki tüm kadınları etkileyen olgu haline geldiğini vurgulayan Mai Al-Obeidi, kadınların katledildiği olayların da arttığını söyledi.

‘Rıfka Al-Şarni davasında adalet yerini buldu’

Rıfka Al-Şarni’nin iki yıl önce güvenlik görevlisi olan evli olduğu erkek tarafından katledildiği olayı hatırlatan Mai Al-Obeidi, “Rıfka Al-Şarni davasında uzun zamandır mahkemenin karar vermesini bekliyorduk. Fail hakkında hafif bir cezanın verilmesinden endişe duyuyorduk. İki yıl süren davanın sonuçlanması için feminist bir baskı oluşturuldu. Feminist mücadelenin sonucu adalet yerini buldu” diye konuştu.

Şiddete maruz kalan kadınların evlerine dönmeleri yönünde ikna edilmeye çalışıldığını aktaran Mai Al-Obeidi, Rıfka Al-Şarni’nin katledilmesinde de aynı durumun yaşandığına işaret ederek, “Defalarca şikâyette bulundu ancak gereken yapılmadığı için güvenlik görevlisi eşi tarafından ateşli silahla katledildi. Mahkemenin verdiği karar adil bir karar oldu ve Tunus yargısı iyi bir adım attı. Kararın caydırıcı olmasını bekliyoruz” dedi.

‘Yasanın uygulama yolu çok belirsiz’

Kadına yönelik şiddetle mücadele için 58 Sayılı Kanun’un kapsamlı olduğunu ve kadınları koruyabileceğine inandığını vurgulayan Mai Al-Obeidi, “Ancak sahadaki uygulama çok önemli. Çünkü yasanın uygulama yolu hala çok belirsiz” diye kaydetti. Şiddete maruz bırakılan kadınların başvurdukları güvenlik merkezlerinde konuyla ilgili uzmanlaşmış kişilerin bulunmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Mai Al-Obeidi, şunları kaydetti:

“Çünkü bu merkezlere başvuran kadınlar, şiddete maruz kaldıkları yere geri dönmesi için ikna edilmeye çalışılıyor. Rıfka Al-Şarni ve daha birçok kadının katledilmesinin nedeni de bu sorumsuz yaklaşımlardır. Öte yandan bizler şiddet karşıtı yasaların çıkarılmasını beklerken, bir bakıyoruz şiddet ve kadın katliamlarıyla hiçbir ilgisi olmayan yasalar çıkarılıyor. Yasal olarak kadınların korunmaması, haklarının savunulmaması faillere cesaret veriyor. Bu yaklaşım Tunus’taki tüm kadınları etkiliyor.”

‘Şiddet kadın siyasetçilere kadar ulaştı’

Şiddetin Tunus Parlamentosunda kadın siyasetçilere kadar ulaştığına işaret eden Mai Al-Obeidi, “Kadına yönelik şiddet her alanda yaşanıyor. Feminist aktivist Şaima Issa, siyasi görüşleri ve 25 Temmuz sürecine karşı çıkması nedeniyle hapse atıldı. Şaima Issa bugün özgür ancak baskıların yanı sıra tacizlere de maruz kalıyor. Onu susturmak ve üniversite profesörü olarak mesleğini icra etmek için Paris'e seyahat etmesi engelleniyor. Şaima Issa, şiddetin en ağır şekli olarak kabul edilen soykırıma maruz kalan Filistin halkıyla dayanışma amacıyla düzenlenen gösterilere katılamayacak derecede kuşatma altında yaşıyor” dedi.

‘Kadınlar devlet şiddetiyle de karşı karşıya’

Özgür Anayasa Partisi Lideri Abir Musa hakkında verilen idam cezasının da Tunus'taki kadınların ne kadar acı çektiğini açıkladığını belirten Mai Al-Obeidi, şunları dile getirdi:

“Ataerkil toplum tarafından şiddete maruz kalan kadınlar devlet şiddetiyle de karşı karşıya kalıyor. Ve toplum, kadınları katleden, şiddete maruz bırakan bu durumları kabul ediyor ve uyum sağlıyor. Tunus'ta kadın siyasetçilerin yaşadığı çifte şiddet utanç vericidir. Onlarca yıldır mücadele yürütülmesine rağmen parlamento çoğunlukla erkeklerden oluşuyor. Ataerkil sistem korku ve yıldırma politikalarıyla kadınların siyasete katılımını engelliyor. Artık devrimimizle aştığımızı sandığımız seçimlere katılmaktan korkuyoruz. Bugün sosyal medya sitelerinde belli bir konudaki tutumumuzu dile getirdiğimizde bile şiddete, kışkırtmaya, zorbalığa maruz kalıyoruz.”

‘Kadın sorunlarının çözümü için çalışacağım’

Erkek otoritesinin kadınları her düzeyde ötekileştirmeye çalıştığını söyleyen Mai Al-Obeidi, kadınları mücadeleye çağırdı. Kadın haklarını savunmada sivil toplum kuruluşlarının rolünün önemine değinen Mai Al-Obeidi, kadınlara yönelik öz savunma konusunda farkındalık çalışmaları yürütülmesi gerektiğini söyledi. Feminist dernekler, şiddet karşıtı yasaların çıkarılması için birçok girişimde bulunduğuna işaret eden Mai Al-Obeidi, “Nerede olursam olayım Tunuslu kadınların güvenlik ve özgürlüklerinin sağlanmasının gerekliliğine olan inancımdan dolayı kadın sorunlarının çözümü için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım” dedi.