Tunuslu aktivistten kadınlara çağrı: Yeniden sokağa dönmeliyiz

Tunus’ta kadına yönelik şiddet ve katliamlarda yaşanan artışın endişe verici olduğunu belirten feminist aktivist Aida Ben Shaaban, kadınları yeniden sokağa dönmeye çağırarak, tepkilerin yükseltilmesini istedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus’ta kadına yönelik şiddet ve katliamların arttığını belirten insan hakları savunucusu, feminist Aida Ben Shaaban, yaşanan artışın nedenlerini ajansımıza değerlendirdi. Aida Ben Shaaban, kadına yönelik şiddetin bu denli artmasının politikadan bağımsız konuşulamayacağına dikkat çekti.

Ülkede şiddete maruz kalan kadınların barınacağı merkezlerin olmadığını kaydeden Aida Ben Shaaban, kadınların yaşadığı sorunlar karşısında yetkililerin ise görevlerini yerine getirmediğini söyledi. Aida Ben Shaaban, “Kadın katliamlarının giderek artması kaygılarımızı artırıyor. Şiddete maruz kalan kadınlar polis merkezlerine gittiklerinde bilgilendirilmediklerini, desteklenmediklerini ve dinlenilmediklerini söylüyor. İstatistiklere baktığımızda katledilen kadınların çoğunluğu aile içi şiddete maruz kalan kadınlardan oluşuyor. Yaşanan katliamlar kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik 58 Sayılı kanunun varlığında gerçekleşiyor. Devrim niteliğinde olduğu ve değişim yaratabileceği düşünülse de maalesef gereklilikleri yerine getirilmiyor” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar şiddet gördükleri evlere gönderiliyor’

Barınma merkezlerinin olmamasının önemli bir sorun olduğunu sözlerine ekleyen Aida Ben Shaaban, “Bir diğer sorun ise güvenlik merkezlerindeki görevlilerin eğitimlerinin zayıf olması. Şiddete maruz kalan ve polis merkezlerine giderek şikayette bulunan kadınlar, merkezdeki görevliler tarafından yeniden şiddet gördüğü ortama gönderiliyor. Bu durum şiddet failini cesaretlendiriyor ve katliam vakaları da bu yüzden artış gösteriyor” dedi.

‘Sesler kısıldı ve bu korkutucu bir durum’

Tunus’ta feminist sesin azalmasını eleştiren Aida Ben Shaaban, şöyle konuştu:

"Sessiz kalmak iktidar tarafından bir pozisyon olarak yorumlanabilir. Medyadan bir kadının öldürüldüğünü duyduğumuzda sokağa çıkıyoruz, öfkemizi dile getiriyoruz, memnuniyetsiz olduğumuzu yetkililere iletiyoruz, kanunun uygulanmasını istiyoruz, kadınların güçlendirilmesi yönünde hareket edilmesini talep ediyoruz. Ama bir süredir sesler kısıldı ve bu korkutucu bir durum. Kadınlara karşı işlenen suçlara yönelik feminist öfkenin olmayışını, 54 Sayılı kararnameye ve yürütme otoritesinden duyulan korkuya bağlıyorum. 54 Sayılı kararname özgürlükler üzerinde kadın hakları savunucularını sessiz kalmaya itebilecek türden kısıtlamalar bulunuyor.”

Kadınlara çağrı

Şiddetin ayrım gözetmeksizin tüm kadınları etkilediğini, konunun rahatsız edici ve korkutucu bir hal aldığını dile getiren Aida Ben Shaaban, kadınların haklarını savunanları sokağa çağırdı. Aida Ben Shaaban, şiddet karşıtı yasanın sınırlı uygulanmasıyla ilgili olarak, “Nahda Hareketi iktidara geldiğinde bu harekete bağlı olanlar devlet bünyesindeki çeşitli konumlara atandı. Yasaların uygulanmasında pek çok gerici davranışa tanık olduk. Şiddetle mücadele için hakim ve avukatların hukuk konusunda eğitilmesi gerekiyor. Şiddet mağdurunun şikayetini iletmek pahalı hale geldi ve bunu kolaylaştırmak devletin görevi. Her ne kadar Tunus'ta sivil toplum bunu yapıyor olsa da imkanları az olduğu için tam sorumluluk taşıyamıyor. Sorun, şiddete maruz kalan kadına başından sonuna kadar nasıl eşlik edileceğidir ve tek yetkili organ devlet ve kurumlarıdır” sözlerine dikkat çekti.

‘Her türlü mücadeleye hazırız’

Hükümetin 58’inci yasayı gözden geçirmeyi reddettiğini belirten Aida Ben Shaaban, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tunuslu kadınlar önemli kazanımlar elde etti ve tehditlere taviz vermez. Çünkü bugün başardıkları her şeyi kendi kanlarıyla yaptılar. Nahda Hareketi daha önce de kendi iktidarı döneminde denemişti ancak başarılı olamamıştı. Güçlü bir feminist tepkiyle karşılaşmıştı. Biz kadınlar haklarımız ve özgürlüğümüz için her türlü mücadeleye hazırız. Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Tunus medeniyetinin ve gücünün omurgasının kadınlar olduğunu herkes biliyor. Kadınlar modern, ilerici bir Tunus'un inşasına katkıda bulunmuşlar, bağımsızlıktan bu yana yer almışlar, çok yorucu mücadeleler vermişler, birçok kanunun çıkarılmasını sağlamışlar ve hiç pes etmemişler. Bu nedenle hiçbir parti onları dışlayamaz. Kadınlar olarak miras eşitliği gibi daha fazla hak için birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz.”