Fas’ta kadınlar deprem gecesinde bile şiddet gördü

Marakeş’te uzun yıllardır toplumsal cinsiyete dayalı mücadele yürüten Nakhil Kadın ve Çocuk Derneği, ‘Dinleme Merkezleri’ ve ‘Yeşil Hat’ gibi olanaklarla kadınları şiddetten korumak için çok yönlü çalışmayı hayata geçiriyor.

RAJA KHAYRAT

Marakeş- Fas’ın Marakeş şehrinde 1997 yılında kurulan Nakhil Kadın ve Çocuk Derneği, Marakeş-Safi Bölgesi’nde yer alan 7 şehirdeki ‘Dinleme Merkezleri’ aracılığıyla bir kadın sığınma evi oluşturdu. Şiddet mağduru kadınlarla ilgilenen, yasal rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren Nakhil Kadın ve Çocuk Derneği, kadınlara ayrıca psikolojik destek sağlamaya çalışıyor. Dernek, şiddet mağduru kadın ve çocukların bakımını teşvik etmek için periyodik olarak toplanan ulusal bir ağın içinde de çalışıyor. Dernek ayrıca ayrımcı yasalara ve politikalara karşı da ülkedeki diğer oluşumlarla ortak mücadele ediyor.

Nakhil Kadın ve Çocuk Derneği Dinleme Merkezi Sorumlusu Nadia Boussouf, şiddet karşıtı birçok kanunun olduğunu ancak buna rağmen kanunlarda pek çok boşluğun bulunduğunu kaydetti. Dinleme merkezlerine gelen davaları denetlediğini kaydeden Nadia Boussouf, “Eril zihniyetten kaynaklı birçok baskıyla karşı karşıyayız. Bazı kadınlar şiddete maruz kalmalarına rağmen bunu bildirmeyi reddediyor ve savcılığa suç duyurusunda bulunmalarını istediğimizde kabul etmiyorlar. Kadınların reddetme gerekçeleri arasında genellikle çocuklar ve erkeklerin hukuki statüsünden kaynaklanıyor” ifadelerinde bulundu.

Şiddet gören kadınlara destek veriyorlar

Dernek olarak şiddete maruz kalan kadınları suç duyurusunda bulunmaları için ikna etmeye çalıştıklarını dile getiren Nadia Boussouf, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şiddete maruz kaldıklarını kanıtlayan tıbbi belgeler elde ediyoruz. Sonrasında şikayette bulunmaları için ikna ediyoruz. İstismara uğrayıp uğramadıklarını çözmeye çalışıyoruz. Ancak kadınlar genellikle eşlerinden korktukları için güvenlik birimlerine şikayette bulunmaktan kaçınıyor. Dinleme merkezindeki çalışanlar, şiddete maruz kalan kadınlara şiddet sonucunda hastaneye gitmemelerinin, şikayette bulunmamalarının doğuracağı sonuçları anlatıyorlar. Örneğin şiddet sonucu hastaneye gitmeyen kadınlarda daha sonra kalıcı bazı sakatlıklar ve fiziksel yaralanmalar olabiliyor. Bu nedenle dinleme merkezindeki çalışanlar, şiddet mağduru kadınların uğradıkları şiddeti kanıtlayacak sağlık raporu alması için hastanelere gitmeleri yönünde ikna ediyor. Elinde hastane raporu olan bir kadın, yasal olarak da haklarını daha iyi savunabilir. Rapor, tüm haklarını alabilmesi için hukuki konumunu güçlendirir. Davada anlaşmazlığa düşmesi halinde tazminat alması ve boşanması kolaylaşır.”

Salgından sonra şiddet arttı

Şiddete maruz kalan kadınların eşlerinin cezaevine girmesi durumunda çıktıktan sonra intikam alacağı korkusu yaşadıklarını sözlerine ekleyen Nadia Boussouf, bu nedenden dolayı kadınların çoğu zaman şiddeti bildirmediğini ve sessiz kaldığını dile getirdi. Covid-19 salgını sonrasında kadına yönelik şiddette artış yaşandığına dikkat çeken Nadia Boussouf, kadınların şiddet sonucu psikolojik sorunlar yaşadıklarını söyledi. Kadınların ayrıca sosyo-ekonomik şiddetle de karşı karşıya kaldıklarını aktaran Nadia Boussouf, ardından fiziksel ve hukuki şiddetin geldiğini belirtti. Nadia Boussouf, son dönemlerde artış gösteren dijital şiddete de dikkat çekti.

Kadınlar deprem gecesi bile şiddet gördü

Şiddet mağduru kadınların “Yeşil Hat” aracılığıyla maruz kaldıkları şiddeti dinleme merkezlerine bildirdiğini kaydeden Nadia Boussouf, “Pandemi sırasında uzaktan eğitim alan çocuklar bu süre içerisinde interneti de kullanmayı öğrendi. Bu sayede birçok çocuk şiddete maruz kalan annelerinin durumunu ağdaki numaraları arayarak bildirdi. Öte yandan geçtiğimiz aylarda yaşanan deprem Al Haouz vilayetini önemli ölçüde etkiledi. Yolların bozulması nedeniyle dağlık bölgelerde şiddete uğrayan kadınlara da belirlediğimiz 3 numara hattı üzerinden ulaştık. Bazı kadınlar deprem gecesi eşleri tarafından evlerden atıldı ve sığındıkları çadırlarda da barındırılmadı. Söz konusu kadınlar boşanma kararı aldı çünkü artık kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamıştı” sözlerine yer verdi.

Evsiz kalan kadınlara barınma sağladıklarını dile getiren Nadia Boussouf, sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü uzak bölgelerdeki ailelerine gidemiyorlar. Çocuklar varsa bu daha zor bir durum olabiliyor. Bizler kadınlara yasal koruma sağlayacak, barınma merkezleri sağlayacak, kırılganlığı, yoksulluğu, bağımlılığı ve okuma-yazma azaltacak kamu politikalarının kapsamlı olarak hayata geçirilmesini istiyoruz.”