Kayıp yakınları Mahmut Önerarı için adalet istedi

Kayıp yakınları eylemlerinin 775’inci haftasından kafasına ateşe edilerek katledilen Mahmut Önerarı’nin akıbetini sordu ve adalet istedi.

Amed- İnsan Hakları Derneği ve kayıp yakınları, Amed’de eylemlerinin 775’inci haftasında bir kez daha kaybettirilenlerin akıbetini sordu. 

Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan basın açıklamasına İHD Amed Şube yöneticileri, Amed Tabip Odası, Amed Emek ve Demokrasi Platformu ile kayıp yakınları katıldı.

‘Hakaretleri kabul etmiyoruz’

Eylemde ilk olarak konuşan İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yakup Güven, geçtiğimiz hafta çeşitli gazeteci ve siyasetçilerin Şêx Saîd ve diğer Kürt aydınlara yönelik hakaret içeren konuşmaları hatırlatarak “Şêx Saîd bu toplumun önemli bir aydını, bu halkın, bu bölgenin önemli bir entelektüeli. Dolayısıyla Şêx Saîd’in katledilmesi, idam edilmesi kendi başına bir olay gibi değerlendirilemez. Şêx Saîd bu toplumun yüz akı. Şêx Saîd, Seyit Rıza gibi insanlar bu toplumda sadece ailelerini ilgilendiren kişiler değiller. O nedenle onlara hakaret eden şahsiyetler bu gücü nereden aldıklarının farkındalar” dedi. Yakup Güven hakaret dilini kabul etmediklerini vurguladı.

Mahmut Önerarı için adalet istendi

Bu hafta 8 Aralık 1996’da Licê’de yanına gelen sivil polisler tarafından zorla araca bindirilerek, gözaltına alınan Mahmut Önerarı için adalet istendi. Açıklamada “8 Aralık 1996’da çalıştığı yazıhaneye gittiğinde sivil polisler yanına gelerek, ‘Mahmut Önerarı sen misin?’ diye sordu. Lice yolu üzerinde bulunan Angule Karakolu’ndan kendisi hakkında şikâyet olduğu söylendi. Sonra da darp edilerek, 21 AV 305 plakalı beyaz renkli bir araca zorla bindirilerek, gözaltına alındı. Orada bulunan ve onunla birlikte ailesini de tanıyan yolcular sivil polisler tarafından gözaltına alındığına tanıklık etti. Olaya tanıklık edenler Mahmut’un ailesini arayarak, yaşananları anlattı. Mahmut Önerarı’nın babası savcılığa giderek, oğlunun nerede tutulduğunu öğrenmek istedi ancak dilekçesi savcılık tarafından teslim alınmadı. Emniyet Müdürlüğü’ne oğlunu sormak için giden baba orada oğlunun fotoğrafını gördü. Emniyet Müdürlüğü’nün Mahmut’un gözaltına alındığını doğrulaması üzerine aile onun savcılığa çıkarılacağı zamanı beklemeye başladı. Ancak tüm ısrarlara rağmen ailesi Mahmut Önerarı ile görüştürülmedi. Olay tarihinde Rıdvan Güler, Diyarbakır Emniyet Müdürü’ydü” ifadelerine yer verildi.

Ailenin girişimleri sonuçsuz kaldı

Olaydan 2 hafta sonra 23 Aralık 1996’da Amed Gêl’i (Eğil) ilçesinde bir ailenin kendi yakınlarını ararken, Mahmut Önerarı’nın cansız bedenine ulaştığını ve ailesini haberdar ettiği aktarılan açıklamada Mahmut Önerarı’nın başka bir kişiyle başlarına silahla ateş edilerek katledildiği aktarıldı. Uluslararası Af Örgütü’nün 8 Ocak 1997’de yayınladığı bir rapora da değinilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Rapora göre Mahmut ve Atilla’nın elleri ve ağızları bantlanmıştı. Mahmut’u teşhis eden babası, bedeninde morluklar ve boynunda iple boğulduğunu gösteren izler olduğunu gördü. Aile Mahmut Önerarı’nın cansız bedenini Diyarbakır’a getirerek, burada defnetti. Mahmut kaybedildiğinde yirmi beş günlük olan bebeği olaydan bir süre sonra vefat etti. Olayın hemen ardından Önerarı ailesi Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ve Diyarbakır DGM’deki Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yaptı. Akabinde İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Lütfü Esengün’e başvuruda bulundu. Ancak ailenin tüm hukuki girişimleri sonuçsuz kaldı.”

Açıklama yapılan oturma eylemi ardından sona erdi.