Ankara- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi 15 Aralık’ta genel merkez binalarında yaptıkları Kadın Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini yayınladı. “Yerinden ve yerelden yönetme anlayışının en temel kurucu unsurları kadınlardır” denilen bildirgede, egemenlerin savaş, yağma, talan, işgal ve sömürü politikalarının tüm hızıyla sürdüğüne dikkat çekildi.

‘Soykırım saldırıları ayrıca kadın kırımına dönüştü’

Filistin halkının, İsrail tarafından soykırıma uğradığını ve devletlerin bunu izlediği vurgulanan bildirgede, “Halka yönelik soykırım saldırısı aynı zamanda kadın kırımına dönüşmüş durumda. Sağ popülist, otoriter, faşist iktidarlar politikalarının odağına kadınlara, göçmenlere, işçilere ve emekçilere düşmanlığı koyuyor. Aile-devlet-dinin yüceltilmesiyle ve kadınların bedenleri ve emekleri üzerinde sömürüyü katmerleştiriyor. Mayıs seçimlerinde kurulan erkek ittifakının bir yandan savaş, talan, şiddet ve sömürü politikalarını sürdürürken, tehdit olarak gördüğü kadın kazanımlarını yeni uygulamalarla gasp edeceğini bir kez daha ilan etti. 6284 sayılı yasa, nafaka hakkı, kadın beyanı esastır ilkesini ‘Aileyi Koruma’ adı altında tartışmaya açan iktidarın planladığı 2024 bütçesinde kadınlar yok” denildi.

Tecrit vurgusu

Yerel seçim sürecine girerken iktidarın kadın düşmanı politikalarının, Meclis'ten sokaklara, fabrikalardan okullara her alanda kendini gösterdiğine yer verilen bildirgede, seçimlerin hemen öncesinde çıkarılan yasalarla kentlerin yağmalandığı, doğanın madenler uğruna talan edildiği, genç ve kadın işsizliğinin arttığı ifade edildi. Bildirgede, “Gelecekten umudunu yitiren gençler intihara sürükleniyor. Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki engeller tahkim edilirken, Kürt sorununda demokratik çözümün muhatabı olan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit daha da ağırlaştırılıyor. Kürt sorunun adil ve onurlu çözüm talebine yanıt ise yok sayma, inkar etme ve saldırı oluyor. Hapishaneler ölümhanelere dönüşmüş durumda. Hasta tutsaklar ölüme mahkum ediliyor. Ya tabutla dışarı çıkıyor ya da ölüm sınırında serbest bırakılıyor. Birçok cezaevinde Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi ve Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için tutsaklar açlık grevinde” sözlerine yer verildi.

İktidarın, kadınlara yönelik şiddeti bizzat polisiyle, askeriyle uygulamayı sürdürdüğünün altı çizilen bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi: “İşkenceyi sokağa taşıyan iktidar, genç kadın yoldaşlarımıza, kadın siyasetçilere ve kadın iradesine pervasızca saldırıyor. Kobanê davasında kadın yoldaşlarımız devleti teşhir ederek, sistemi yargılıyor. Cezaevlerinden de kadın özgürlük mücadelesini yükselten yoldaşlarımızı selamlıyoruz.

Adalet taleplerini yükseltmeye devam edeceğiz

‘Vazgeçmiyoruz, Her Yerdeyiz’ şiarıyla, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinliklerini yürüten Kadın Meclisimiz, erkek-devlet şiddetinin çizdiği sınırları kabul etmeyeceğini bir kez daha gösterdi. Söyleyecek sözü, değiştirecek gücü olduğunu sokaklardan haykırdı. DEM PARTİ Kadın Meclisi, bulunduğu her alanda eşitlik, özgürlük, adalet taleplerini yükseltmeye devam edecektir.

DEM Parti zamanı, şimdi kadın zamanı, şimdi özgürlük zamanı

DEM Parti Kadın Meclisi, partinin belirlemiş olduğu demokratik yerel yönetimler ilkelerine bağlı olarak yerel seçimlerde kadın özgürlükçü çizgisini uygulamakta kararlı olduğunu bir kez daha ilan etti. Yerinden ve yerelden yönetme anlayışının en temel kurucu unsurları kadınlardır. Kadın Meclisimiz, kadın dostu kentlerin inşasını gerçekleştirme iddiasındadır. Kadın düşmanı kayyumlardan gasp edilen belediyeler geri alınacaktır. Kent uzlaşısı yaklaşımıyla yürütülecek ön seçim uygulaması anlayışını güçlendirmek, geliştirmek ve sonuca ulaştırmakta kararlıdır. DEM Parti Kadın Meclisi, eş başkanlık ve eşit temsiliyet ilkesine bağlı olarak aday adaylık başvurusunda kadınların teşvik edilmesi, aday adaylarının propaganda olanaklarına güç verilmesi noktasında çalışmalarını yoğunlaştıracaktır. Eril zihniyet, dil, üslup ve yaklaşımlarla mücadelenin bir biçimi de kadınların siyasette daha güçlü yer almasıdır. Deneyimlerimiz, mücadele kararlılığımız, kadın özgürlükçü çizgimiz bu mücadelenin temelidir. Emeği, kimliği, bedeni için sokakları terk etmeyen, erkek egemen iktidara boyun eğmeyen, her koşulda eşitlik, özgürlük ve adalet talep eden tüm kadınları birlikte çalışmaya ve birlikte kazanmaya çağırıyoruz. DEM Parti zamanı, şimdi kadın zamanı, şimdi özgürlük zamanı diyoruz. Birlikte kazanmak birlikte yönetmek ve özgür bir yaşam inşa etmek için tüm kadınları ortak mücadeleye çağırıyoruz.”