Tek isteği IŞİD’in kaçırdığı oğlu ve torunundan haber almak

Kobanê’nin güneyindeki Kuneftar Köyü’ndeki evlerini yağmalayan ve mallarına el koyan IŞİD çeteleri tarafından oğlu ve torunu kaçırılan Emûn Abdo, “Ölmeden önce tek isteğim oğlum ve torunum hakkında bilgi almak” dedi.

BERÇEM CÛDİ

Kobanê – IŞİD çeteleri 2013-2015 yılları arasında Irak ve Suriye'ye saldırılar düzenledi. Saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da olduğu on binlerce kişi katledilirken, binlerce kişi ise kaçırıldı. Kaçırılanların akıbeti ise bilinmiyor.

IŞİD çetelerinin saldırdığı yerlerden biri de Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kobanê köyleri. IŞİD çeteleri, 15 Eylül 2014'te saldırılarda Kobanê kent merkezinden önce köyleri ele geçirmeye çalıştı. IŞİD çetelerinin köylere yönelik saldırılarına karşı köylüler, evlerini terk etmedi. Bu köylerden biri de Kobanê’nin güneyindeki Kuneftar Köyü.

‘Tüm paramızı, altınlarımızı, silahlarımızı aldılar’

Kuneftar Köyü’nde yaşayan Cîhan Beko da evlerini terk etmedikleri için eşi ve çocuklarıyla birlikte 40 gün IŞİD’in Minbic kentindeki cezaevinde kaldı. IŞİD çetelerinin bu süreçte eşi Mustafa’yı bırakmadığını anlatan Cîhan Beko, şu ana kadar eşinden herhangi bir bilgi alamadıklarını anlattı. Cîhan Beko, yaşadıklarını şöyle aktardı:

"IŞİD çeteleri köyümüze saldırmıştı ve o dönemde YPJ ve YPG savaşçıları birçok köyde konuşlanmıştı ve köyümüzde de kalıyorlardı. Biz evimizde uyuyorduk ve birden çeteler evimize geldi. Bizi öldürmek için silahlarına sarıldılar. Eşim ‘bunlar benim çocuklarım savaşçı değiller’ dedi. Hemen eşimi tutuklayıp ellerini bağladılar, ardından da tüm paramızı, altınlarımızı ve silahlarımızı aldılar. Beni eve götürdüler ve o sırada eşimin tüm sigaralarını kırıp çöpe attılar. O an onlara ‘neden eşyalarımızı alıyorsunuz?’ diye sordum. Onalar da eşyalarımızı emanet olarak saklayacaklarını söylediler. Sonrasında çeteler bizi yakalayıp tanklarına koydular.”

‘14 kişiyle birlikte tanklarla Minbic’e götürüldük’

Tankın içine konulduktan sonra küçük kızının çok korktuğunu ve onu sakinleştirmek için “Kobanê’ye gidiyoruz” dediğini aktaran Cîhan Beko, “Tankla Ceidê köyüne götürüldük. Çeteler bizi tanktan çıkarıp başka bir arabaya bindirdiler ve Minbic’e götürmeden önce bizi bir okula yerleştirdiler. Okuldan sonra da cezaevine götürdüler. Köyden 14 kişiydik. Kadınlar ve çocuklar bir odada, erkekler başka odadaydı” dedi.

‘Ne kadar bağırırsak bağıralım kimse sesimizi duymuyordu’

“Ne kadar bağırırsak bağıralım kimse sesimizi duymuyordu” diyen Cîhan Beko, sadece çığlık ve işkence sesleri duyduklarını söyledi. Bir gün sonra yerlerini değiştirerek başka bir cezaevine nakledildiklerini anlatan Cîhan Beko, “40 gün sonra kadınlar ve çocuklar olarak cezaevinden çıkıp köyümüze döndük. Kısa bir süre sonra çeteler tekrar bize saldırdı, birkaç çocuğumuz yaralandı. Bu olaydan sonra köyden ayrılarak Kuzey Kürdistan'a gittik" diye konuştu.

‘Bir YPG savaşçısı şehit ettiler birini götürdüler’

Cîhan Beko'nun eşinin annesi 85 yaşındaki Emûn Abdo da IŞİD çetelerinin köylerine geliş anına ilişkin şunları aktardı: “Gece yarısından sonra önümde bir erkeğin durduğunu görünce aniden ayağa kalktım ve etrafımızda çetelerin olduğunu gördüm. Eşimi sordu, kızım babasının vefat ettiğini söyledi. Çeteler evimizi yağmaladı ve ben de önlerinde durup engellemek istedim. Bir çete silahıyla sağ koluma ateş etti. Elbisem yandı ama yara almadım. Biri ara oğlumu ve ailesini çetelerin elinde gördüm. Oğlumun elini bağlayıp yere yatırdılar. O dönem iki YPG savaşçısını yaralı olarak yanımıza getirdiler ve birini gözümüzün önünde şehit ettiler, diğerini de götürdüler. Daha sonra tüm paramızı ve altınlarımızla birlikte oğlum, kızım, gelinim ve torunlarımın da olduğu 14 kişiyi yanlarına aldılar.”

‘Ölmeden önce tek isteğim oğlum ve torunum hakkında bilgi almak’

IŞİD çetelerinin tutukladığı 2 gelinin hamile olduğunu belirten Emûn Abdo, bir gelinim IŞİD hapishanesinde doğum yaptığını söyledi. IŞİD çetelerinin hapishanesinde 40 gün tutuklu kalanlar arasında olan 2 oğlu ve bir torununun bırakılmadığını söyleyen Emûn Abdo, “Bir süre sonra YPG'nin IŞİD'le esir takası yapmasıyla büyük oğlum da serbest bırakıldı. Ancak oğlum Mustafa ve torunum Mahir'in Bab hapishanesinden çıkmaya çalışırken tekrar tutuklandıklarını duyduk. Hayattalar mı, öldürülmüşler mi bilmiyoruz” diye konuştu.

Gözlerinin önünde tüm aile bireylerinin tutuklandığını, evinin yağmalandığını ve bir ineğinin öldürüldüğünü söyleyen Emûn Abdo, “Oğlum ve torumdan haber alamıyorum ve yıllardır kalbime taş koydular. Tek isteğim ölmeden önce oğlum ve torunum hakkında bilgim almak” dedi.