Mufida Al-Bahlul: Eşitlik için kadın dernekleri birlik olmalı

Majeed Buleila Derneği Başkanı Mufida Al-Bahlul, Tunus’ta yasaların uygulanmaması nedeniyle eşitsizliğin devam ettiğine dikkat çekerek, eşitlik için kadın derneklerinin birlik olarak koordine içinde çalışmalarının önemli olduğunu belirtti.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunus’ta ulusal mücadeleye katılan özgürlük savaşçısı Majeed Buleila’nın adı kadınların hakları için mücadele eden dernekle yaşatılıyor. Cinsiyet eşitliği ve kadınların karar alma mekanizmalarında yer almasını hedefleyen Majeed Buleila Derneği’nin çalışmalarına ilişkin dernek başkanı Mufida Al-Bahlul, sorularımızı yanıtladı.

Var olan yasaların uygulanmaması nedeniyle kadına yönelik erkek şiddetinin devam ettiğini belirten Mufida Al-Bahlul, erkek egemen zihniyetinin değişimine yönelik eğitim çalışmalarının gerekliliğine dikkat çekti. Mufida Al-Bahlul, kadın derneklerinin birlik oluşturarak koordine içinde çalışmasının önemli olduğunu söyledi.

‘Erkek zihniyetinin değişmesi üzerine de çalışılmalı’

*Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu olmasına rağmen kadına şiddet ve kadınların katledildiği olaylar artıyor. Şiddetle mücadelede kanun neden yetersiz kalıyor?

Kadınların yüzyıllardır verdiği mücadeleler sonucunda yasalar çıkarılıyor. Ancak bu yasalara rağmen kadınlar katlediliyor. Yasanın adaletsiz olduğunu düşünemeyiz ancak yasanın yanlış uygulandığını kabul etmeliyiz. Yasanın uygulanması tarafsız olsaydı, bugün ülkemizde kadına yönelik şiddet bu düzeye ulaşmazdı. Hukukun, nasıl farkındalık yaratacağı üzerine henüz düşünülmemiş. Bu nedenle erkek zihniyetiyle mücadele edilmesi mümkün değil. Kadın haklarına ilişkin farkındalık yerleşirse kadına yönelik şiddete başvurulmaz. Erkek zihniyeti ve düşüncesi üzerine de çalışılmalıdır.

‘Yasaların uygulanması halinde şiddet ortadan kaldırılabilir’

*Kadına yönelik şiddetle mücadelede 58’inci Kanun'da değişikliğe ihtiyaç var mı?

Bu kanunun şiddetle mücadelede faydalı olacağını umut ediyoruz. Dernekler ve insan hakları örgütleri olarak eğitimler düzenliyoruz. Şiddetle mücadelede tarafları oluşturma sürecindeyiz. Polis karakolundan başlayarak şiddeti önlemeye yönelik eğitimler verilmeli. Araştırmacılara, güvenlik ekiplerine, avukatlara, hakimlere, kadın ve çocuk koruma delegelerine yönelik kurslar düzenlenmeli. Taraflar terminolojiyi anlayabilir ve başa çıkmak için eğitilebilirler.

Öncelikle kadının şiddetten korunmasına ilişkin tüm kanunlarda, kararnamelerde, anayasada, genel kanun hükümlerinde, uluslararası anlaşmalarda, bazı protokol ve kanunlarda değişiklik yapılması pek çok açıdan mümkün değil. 2017 yılında çıkarılan 58 Sayılı Kanun, önceki tüm mevzuatları ve boşlukları toplayan ve meyvesini veren kanundu, her ne kadar beklediğimiz biçimde uygulanmasa da yeni değişikliklere gerek yok. O kadar kapsamlı ve özgün bir yasamız var ki, uygulanması halinde kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırılabilir.

‘Yasada olan eşitlik uygulamada yok’

*Sizce Tunus'taki kadınlar tüm haklara sahip mi? Eşitliği sağlama yolunda nasıl bir ilerleme katettiler?

Tunus'ta kadınlar bir yandan gerçek eşitliği yakalamışken diğer yandan o eşitliği sağlayamadılar. Örneğin bir insan hakları savunucusu olarak bazı yasaların kadınların lehine değiştirildiğini görüyorum. Örneğin Velayet Kanunu. Kadın reşit olmayan çocuklarıyla birlikte eşinin rızası olmadan seyahat edebiliyor. Burada erkeklerle aynı haktan yararlanabiliyor. Kadınlar kendi istekleriyle boşanabiliyor. Boşanma hakkı Arap ülkelerinin çoğunda verilmeyen bir hak. Siyasi açıdan bakıldığında eşitliğin uygulanmadığını görüyoruz. Ekonomik açıdan bakıldığında, özellikle köylü kadınlara eşit ücretler verilmiyor ağır sömürüye maruz kalıyorlar. Köylü kadınlar aynı işi yapan erkeklerle eşit ücret alamıyor. Kadınların emeklerinin karşılığını alamadığını görüyoruz. O nedenle kadınların karar alma mekanizmalarında yer almalarını ve haklarını geliştirebilmeleri için desteklenmesi gerekiyor.

‘Tam eşitlik için mücadele ediyoruz’

Kadın derneklerinin çalışma yöntemlerine yönelik çok fazla eleştiri var. Belli bir kadın sınıfının sesi oldukları yönünde suçlamalar yapılıyor. 58 Sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu, sadece kadın çalışanların veya kadroların haklarına yönelik değil statü ayrımı yapılmaksızın tüm kadınları kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. Koronavirüs salgını döneminde hukuk işleriyle ilgilenen biri olarak Ulusal Kadın Merkezi, benimle iletişime geçen kadınların sayısına şaşırdı. Aralarında doktor, profesörün de olduğu çok sayıda kadınının şiddet başvurularını aldım. Buradan feminist derneklerin bir sınıfı savunup diğerini ötekileştirmediğini görüyorum. Hiçbir tarafı dışlamadan adaletsizliğe, zulme, baskıya ve sömürüye karşı mücadele yürütüyorlar.

Hepimiz tam eşitlik ve haklarımızı elde etmek, şiddetin ortadan kaldırılması için çalışıyoruz. Kadın derneklerinin bir araya gelerek birlik olmasını istiyoruz. Kadın sorunlarına hizmet edecek ve iş paylaşacak genişletilmiş ortak toplantılar düzenlemesini umuyoruz. Paylaşmak daha iyi sonuçlar elde etmek demektir. Bir insan hakları aktivisti ve avukat olarak, dernekleri ortak feminist konularda birlik olmaya ve koordine içinde çalışmaya çağırıyorum. Belki biz Tunuslu kadınların yaşadığı sorunlara daha etkili çözümler bulacağız. Kadınlar arasındaki işsizliği azaltacağız ve gerçekliğimizi geliştireceğiz.