Gülistan Kılıç Koçyiğit: HSK üye seçimini meşru görmüyoruz

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, HSK üye seçimlerini meşru bulmadıklarını dile getirerek, toplantıya neden katılmadıklarını açıkladı.

Haber Merkezi- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) üyesinin seçileceği toplantıya katılmama kararları ve gündeme dair Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına öncelikle seçim gündemiyle başlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, ön seçimlerin, doğrudan demokrasinin bir örneğini teşkil ettiğini söyleyerek, “Halklarımız hem ön seçimleri sahiplendi, ciddiye aldı hem de kendi iradesinin sandığa yansıması için büyük bir dikkat gösterdi. Tüm delegelerin sadece başkan adaylarını değil, aynı zamanda eşbaşkan adaylarına da oy vermesini şart koştuk. Böylece kadınların eşit temsiliyetini artırdık ve eş başkanlığın kurumsallaşması için de bir adım daha ileri atmış olduk. Sadece belediye eşbaşkanlarını değil, aynı zamanda belediye meclis üyelerini, il genel meclis üyelerinin de ön seçimle belirleneceği bir modeli oluşturduk. Bu ön seçimler, aslında Türkiye’deki tüm siyasi partilere örnek olabilecek birçok yeniliği içeriyor. Doğrudan demokrasinin en önemlilerinden olan ön seçim sayesinde yerel yönetimlerdeki iddiamızı daha da ileriye taşıdığımızı ve yerel yönetimleri sahiplenme noktasında halkımızın çok daha kararlı bir tutum sergilediğini ifade etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Torba yasa Pazartesi Meclis’te

Meclis’e önümüzdeki günlerde görüşülmesi beklenen torba yasaya hakkında da değerlendirmede bulunan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Biliyorsunuz Pazartesi Meclis’e bir torba kanun gelecek ve perşembe günü Plan ve Bütçe komisyonunda görüşecek. Peki, bu torba yasanın içinde ne var? Yine sermayeye, patronlara, yandaşa işsizlik sigortası fonun yağmalanmasının yasasını getiriyorlar, tasarısını getiriyorlar. Bu yasa teklifinin gerekçesini bakın nasıl ifade ediyor AKP’liler. İşverenlerin işgücü maliyetlerini düşürmek için bu yasa teklifine ihtiyaç duyduk. Bunun için asgari ücret desteğini aylık 500 liradan 700 liraya çıkardık ve bu para da nereden karşılanacak? İşsizlik sigortası fonundan. Yani işverenlerin iş gücünün maliyetini düşürmek gibi aslında AKP’nin bir derdi var, bir çalışması var” dedi.

‘HSK üye seçimini meşru görmüyoruz’

Gülistan Kılıç Koçyiğit, HSK seçimleri ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Biliyorsunuz, bugün adalet ve anayasa karma komisyonuna HSK üye seçimlerine ilişkin bir gündemi var ve Meclis’te bir toplantı gerçekleştirilecek. Bu vesile ile HSK’ye ilişkin görüşlerimizi paylaşmak istiyoruz. Başta 2017’deki değişiklikler olmak üzere HSK’nin oluşumu ile oynanması, Adalet Bakanı’nın bu kurulun başkanı olmasının bu kurulun bağımsızlığına gölge düşürdüğünü daha önce ifade ettik, bugün de söylüyoruz. Yürütmenin başındaki bir bakanın HSK başkanı olması asla kabul edilebilir bir durum değildir. Yerel mahkemelerin AYM ve AİHM kararlarına uymaması, mahkemelerin siyasetin sopası haline gelmesi ve en son Can Atalay kararı üzerinden yargıya yapılan darbe, Yargıtay’ın hukuki karar verdikleri için AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmaya cüret edebilmesi kendisi artık hukukun kırıntısının bile bu ülkede kalmadığının açık ve net göstergesidir. HSK’nin diğer kurumların etkisiyle hareket ettiğini ispatlayan dünya kadar uygulama var. Kurul kararlarının yargı denetiminin dışında tutulması temel bir problem, kurul kararlarına karşı etkili bir itiraz mekanizmasının oluşturulmaması da yapısal bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu nedenle biz yapılacak HSK üye seçimini meşru görmüyoruz. Orada sözümüzü söylemekle beraber kurul seçimine katılmayacağız.”

 Yargıda çürüme…

Yargıda çürümeye ilişkin en temel, en can yakıcı örneğin Sincan Adliyesi’nde devam eden Kobanê Davası olduğunu dile getiren Gülistan Kılıç Koçyiğit, “HSK burada bütün sürecin kendisini yani delil yaratmadan tutun bir bütün davanın kumpas olması bile aslında yargı açısından çokça şeyi ifade ediyor. Yargıdaki çeteleşme, rüşvet ağları, biliyorsunuz en son borsalar oluştu, FETÖ borsası bunlardan biriydi. Ki birçok suç örgütü lideri yakalandığında aslında nasıl yargıya uzandıklarını, buldukları ilişki ağları üzerinden nasıl bir kapıdan tutuklanırken öbür kapıdan salıverildiklerini de hepimiz iyi biliyoruz. Örneğin cumhuriyet savcısı Osman Yarbaş’ın uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, suç örgütü kurma iddiasıyla çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanması. Barış akademisyenlerinin iddianamelerini yazan Cumhuriyet Savcısı İsmet Bozkurt ile cumhuriyet savcısı Lütfü Karabacak’ın FETÖ suçlamasıyla yargılandığı para pazarlıkları yaptığı için açığa alınması bunun bir iki örneği” diye ifade etti.

Yaşanan vahim iddialar karşısında  HSK’nin harekete geçmesi gerekirken aksi şekilde davrandığını anlatan Gülistan Kılıç Koçyiğit, yargının bütün mekanizmaların işlevsizleştiği, çürüdüğünü, liyakattan yoksun kaldığını dile getirdi.