Basın meslek örgütleri: Yargılanan Dicle değil, gazeteciliktir

Basın meslek örgütleri, DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun yarın görülecek duruşmasına katılım çağrısında bulunurken, “Yargılanan Dicle değil, gazeteciliktir” dedi.

Haber Merkezi- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Ajansı (MA) haber editörü Dicle Müftüoğlu’nun yarın Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 2’nci duruşmasına ilişkin Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Dicle Müftüoğlu’nun duruşmasına katılım çağrısında bulunuldu.

‘İddianamede yer alan tüm iddialar çökmüştür’

Açıklamada, iddianamedeki tutarsızlıklara dikkat çekilirken Dicle Müftüoğlu’nun 8 ayı aşkındır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Dicle’nin yaptığı haberlerden tutalım, babasıyla birlikte İstanbul’da bir otelde kalışına kadar, absürt denebilecek iddialarla suçlanıyor. MASAK raporuyla ailesi ile dahi yaptığı para alışverişi suçmuş gibi gösteriliyor. Müftüoğlu’nun yurt dışı gezileri, meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin yanı sıra sosyal yaşantısı dahi suç delili olarak iddianameye eklenmiş. Gizli tanık beyanlarıyla yapılan hukuksuzluk örtbas edilmeye, yaptığı gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilmeye çalışılıyor. Gizli tanık daha önce Ankara’da tutuklanan 10 gazetecinin dosyasında dinlenmiş, kendisine yöneltilen bir soru üzerine devletle çalıştığını dile getirmişti. Yani devlet adına çalışan ajan niteliğinde birinden bahsediyoruz. Müftüoğlu’nun avukatlarının da dile getirdiği üzere ya bu kişi polistir ya da polis değilse zaten böyle bir görevlendirme biçimi yasaya uygun değildir. Yani kısacası iddianamede yer alan tüm iddialar ve tanıkların iftiraları çökmüştür.”

‘Gazeteciyi savundu’

Suçlamaların cezaevinde tutulmasına yetecek türden olmadığı ifade edilen açıklamada “Kamuoyunda Dicle’nin tahliye edilmesi beklentisi yüksekti çünkü iddianamedeki suçlamalar bir kişiyi, hele bu tanınmış bir gazeteci ise hapiste tutmaya yetecek türden değildi. Ancak mahkeme, tanıkların dinlenmemesini gerekçe gösterdi ve Müftüoğlu’nu tahliye etmedi. Bu karar öyle apar topar alındı ki avukatların savunma yapmasına dahi müsaade edilmedi. Gözaltı ve tutuklama ve yedi aylık tutukluluktan sonra hukuksuzluk ilk duruşmada da katmerleşerek sürdü. Duruşmada Dicle kendisini savunmadı; hepimizi, daha doğrusu bir bütün olarak gazeteciliği savundu” denildi.

‘Yargılanan Dicle değil, gazeteciliktir’

Dicle Müftüoğlu’nun 18 Ocak’ta ikinci kez hâkim karşısına çıkacağı kaydedilen açıklamada çağrıda bulunuldu ve şunlar ifade edildi:

“Burada yargılanan Dicle değil, gazeteciliktir. Açıktır ki, bu uzun tutukluluk artık bir tedbirin ötesine geçip cezalandırmaya dönüşmüştür. Aslında Dicle’ye reva görülen muamele, bir bütünen gazetecilere, özelde de Kürt gazetecilere yönelik yaklaşımı ve ülkede basın özgürlüğünün geldiği noktayı açıklar nitelikte. Bu nedenle bizler aşağıda imzası bulunan basın meslek örgütleri, geçtiğimiz yıl Hollanda merkezli Free Press Unlimited tarafından ‘En Dirençli Gazeteci’ ödülüne layık görülen Dicle Müftüoğlu’nun bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca 18 Ocak’ta saat 11.50’de herkesi Diyarbakır adliyesine, Dicle ile dayanışmaya bekliyoruz. Unutmayalım ki, tıpkı Dicle gibi bizler de gazeteciliği savunuyoruz ve bir daha hiç kimsenin yaptığı haberler nedeniyle, düşünceleri nedeniyle bu muameleye maruz kalmamasını istiyoruz. Bir kez daha #ÖzgürBasınSusturulamaz diyor, #GazetecilereÖzgürlük talep ediyoruz.”