DEM Parti seçmenleri: Kayyım zorbalığının sona ermesini istiyoruz

DEM Parti’nin adaylarını belirlediği ön seçimlerde oy kullanan kadın delegeler, kayyım zorbalığı ve zulmünün sona ermesini isteyerek, “Bundan sonra da tek yapacağımız şey çalışmak olmalı. Adaylar da halkla bir araya gelmeli” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti), 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde belediye eşbaşkan adaylarını “Demokrasi şöleni” sloganıyla düzenlediği ön seçim yöntemiyle belirledi.  Büyük bir coşku ve heyecanla yapılan ön seçimlerden biri de Amed’in merkez Rezan (Bağlar) ilçesinde gerçekleştirildi.  Rezan ilçesindeki ön seçimde oy kullanan delege kadınlar, yaşadıkları heyecanı ve beklentilerini ajansımıza anlattı.

‘Bu zulüm zorbalık sona ersin’

    
         
        

Kadınlardan Mevlüde Sevim, iradelerini gasp eden kayyımlara rağmen halkın partisini sahiplenmeye devam ettiğini belirterek, çalışmalarını yürüttükleri belediyelere artık kayyım atanmamasını istedi. Mevlüde Sevim, “İki dönemdir verdiğimiz oyları kabul etmiyorlar. Burada yaşayan bizleriz ama tanımadığımız, bilmediğimiz insanları belediyenin başına getiriyorlar. Bu kadar çalışma bu sefer boşa gitmesin. Bu zulüm ve zorbalık sona ersin. Bizler irademizin tanınmasını istiyoruz. Biz çalışıyoruz onlar da gelip yiyip, yolsuzluk yapıyorlar” dedi.

‘Yerel yönetimler dayanışmayı büyütsün’

Belediye seçimlerinde eşbaşkanlık için aday olanların çalışmalarını halkın içinde yürütmesi gerektiğini belirten Mevlüde Sevim, seçilen eşbaşkanlara dair beklentilerine ilişkin şunları kaydetti:

“Eşbaşkanlarımız koltuğa oturduğu an halkı unutmasın. Bizler için bu halk için çalışma yürütsün. Halkın taleplerini yerine getirsinler. Hem kadınlar için hem gençler için çalışmalar yapsınlar. Bugün baktığımızda kadınları toplum içinde eziyorlar, bizler özgürlük istiyoruz. Kadınların katledilmesini istemiyoruz. Kadınlar da birbirlerine dayanışma göstersinler, yerel yönetimde bu dayanışmayı büyütsün. Bizlerin talep ettiği ve istediği budur. Yerel yönetimlerden talebimiz yurttaşlar için çalışma yürütmesidir.”

‘Tecrit kalksın, toplumsal barış sağlansın’

    
      
        

Nazime Fidan da 31 Mart’ı sabırsızlıkla beklediklerini söyledi. Kayyımların iflas ettiğini dile getiren Nazime Fidan, şunları ifade etti: “Bizler ön seçimlerde oy verdik, 31 Mart’ta yeniden sandık başına gideceğiz. Belediye başkanları kadınlar için ve gençler için çalışma yürütsün. Kayyım atanmasın, biz zahmet çekiyoruz ama onlar gelip yiyor. Başarı bizimdir. İmralı’daki tecridin sona ermesini de istiyoruz. Bu süreçte artık sona ersin biz Kürt annelerinin talep ettiği tek şey barıştır. Kimsenin kanı akmasın, topluma barış hâkim olsun. Bu da bizim irademizi tanımaları ile başlar.”

‘Hilelerin farkında olarak sandığa gideceğiz’

    
     
        

Sürreya Çakır 6 Şubat Mereş merkezli depremde evlerinin yıkılması sonucu sokakta kaldıklarını ancak kayyım yönetimindeki belediyelerden herhangi bir destek alamadıklarını hatırlattı. Süreyya Çakır, devamında şöyle konuştu:

“Ben Bağlar’da oturuyorum. 5 yıldır kayyımın bu halka bir hizmette bulunduğunu görmedim. Kendini hiçbir dönem bu halka kabul ettiremedi. Bunu bırakalım hiçbir hizmette de bulunmadılar. Bu sene yapılacak seçimlerde halka daima hizmet edecek, kapısı her daim açık bir aday seçilsin istiyoruz. Nereden olursa olsun, kim olursa olsun asıl çalışma halkın içinde yapılan çalışmadır. Hepsine şimdiden başarılar. Tek isteğimiz bu dönemden sonra belediyelere kayyımların atanmaması. Halk burada iradesini ortaya koyuyor. Herkes bu iradeye saygı duymalı. Bizlerin talepleri bunlardır. Seçilecek adaylar da halkın içinde halkın yanında yer alsın.”

Ortaya çıkan hilelerin farkında olduklarını ve bu bilinçle 31 Mart’ta sandığa gideceklerini söyleyen Sürreya Çakır, “Hem yapılacak seçimler hem de adaylar için çok heyecanlıyız. Bundan sonra da tek yapacağımız şey çalışmak olmalı. Adaylar sokaklara çıkarak halkla bir araya gelmeli, bu konuda çalışmalar yürütmeli. 31 Mart’ta kadar sokaklarda çalışmalıyız” dedi.

‘Kayyımların çalışmalarının hepsi asimilasyona yönelikti’

   
     
        

İlayda Güzelgül de, bir genç olarak kayyımların kendilerine dönük hiçbir çalışmasını görmediğini belirterek, “Aksine halk sömürüldü, yolsuzluklar yapıldı. Kadınların, hayvanların, gençlerin ve toplumun hakları yok sayıldı” diye konuştu. Kayyımların ‘yaptık’ dedikleri çalışmaların hepsinin asimilasyona ve Kürt halkını değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik olduğunu vurgulayan İlayda Güzelgül, “Umarım bu süreç bir an önce sona erer. Biz kadınlar 31 Mart’tı sabırsızlıkla bekliyoruz” diye kaydetti. Seçimlerin ardından seçilen yöneticilerin halkla iç içe olmasını isteyen İlayda Güzelgül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halka bütün olmayan hiç kimse kalıcı değildir. Son süreçte yaşanan kadın cinayetlerine dair çalışma yürütülmeli. Yine gençlere dönük istihdam alanları oluşturulabilir. Kayyım süreci ile bütün çalışmalar geriledi. Bu süreci değiştirmemiz gerekiyor. Bu da çalışıp, sandıklara gitmekle olur. Bu seçimlerde kayyımı göndereceğiz ve irademize her noktada sahip çıkacağız.”