Faslı kadınlar depremzedeler için insanca bir yaşam istiyor

Fas’ta meydana gelen depremde 2 bin 946 kişi hayatını kaybetti. Geride kalanlar ise zor şartlar altında yaşama tutunmaya çalışıyor. Kadın ve çocuklar için harekete geçen kuruluşlar, depremzedeler için insanca bir yaşamın sağlanması çağrısında bulundu.

RAJA KHAYRAT

Fas- Fas’ta 8 Eylül’de meydana gelen depremde 2 bin 946 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 674 kişi ise yaralandı; binlerce kişi ise hâlâ kayıp. Lababa Yaratıcılık, Gelişim ve İletişim Konseyi, insan hakları aktivistleri ve Kadınlar için Afulki Kadınlar Derneği bir toplantı düzenleyerek, Al-Huz depreminden etkilenen bölgelerdeki kadınların yaşadıklarına dikkat çektiler.

Depremle birlikte daha savunmasız kaldılar

İnsan hakları aktivisti ve Al-Huz eyaletindeki Afulki Kadınlar Derneği Başkanı Zahra Ali, Fas'ın çeşitli şehirlerindeki sivil toplum ve insani kuruluşlardan aktivistlerle birlikte, Al Huz eyaletindeki depremden etkilenen yaklaşık 39 köyü ziyaret ettiklerini ve yardımları dağıttıklarını belirtti. Felaketin meydana gelmesinden bu yana geçen üç hafta boyunca bölgedeki kadınların acılarına tanık olduklarını kaydeden Zahra Ali, “Deprem öncesi bile bu bölgedeki kadınlar savunmasız ve dışlanmış gruplar olarak görülüyordu. Depremle birlikte bu dışlanma daha da derinleşti” dedi.

‘Kadınlar barınaksız kaldılar’

Zahra Ali, kırsal kesimlerde yaşayan insanların başına gelen felaketin boyutlarını öğrendikten sonra kurtarma ekiplerinin, etkilenen bölgelerdeki insanlara psikolojik destek sağlamak ve onlara yardım sağlamak için uzak köylere gittiğini söyledi. Yiyecek, battaniye, çadır, giyecek ve daha birçok ihtiyacın depremzedelere ulaştırıldığını kaydeden Zahra Ali, “Depremden etkilenen kadınların yaşadığı büyük acılar var, belki de en önemlisi ailelerini ve evlerini kaybetmeleri. Bir anda ailelerini kaybettiler ve barınaksız kaldılar” şeklinde konuştu. 

‘Barınma alanları kuruldu’

Derneğin çeşitli düzeylerde çalıştığını belirten Zahra Ali, sözlerine şöyle devam etti: “Gıda, battaniye, giyecek gibi acil ihtiyaçlar için harekete geçildi. Kadınlarla görüştük ve onların yaşadığı sorunları dinleyerek acil ihtiyaçları tespit ettik. Kadınların taleplerinden biri de sağlık tesislerinin kurulmasıydı. Bunun yanı sıra ahşabın kullanıldığı, sağlıklı çevre koşullarının dikkate alındığı geleneksel kadın ve erkek banyolarının kurulması şeklinde örnek bir projeyi hayata geçirmeyi başardık. Kadınlar ve erkekler için ise lavabolu özel tuvaletler inşa edildi. Projenin uygulanması sırasında Ait Markaz, Akrad ve Anmer köylerinde yaşayanlara sıhhi tesisat ve banyo sağlayacak bu örnek projeyle, köylerdeki kadınların mahremiyetini de dikkate almaya karar verdik. Deney başarılı olursa inşaat başlayacak. Hasar gören evlerin yeniden inşasını bekleyen kadınlar, çocuklar ve erkekler için barınma alanları da kuruldu.”

‘Yetkililer harekete geçmeli’

Al-Huz’daki çadırlarda kalan kadınların yaşadığı zorlu koşullardan bahseden Zahra Ali, çadırların kadınların mahremiyetini korumadığını ve insana yakışır bir yaşam sunmadığını dile getirdi. Felaket yaşanmadan önce Al-Huz vilayetindeki kadınların ötekileştirilme ve dışlanma nedeniyle acı çektiğini kaydeden Zahra Ali, “Sorumlu yetkililer harekete geçmeli. Bölgenin ve çevresinin güzelliği dikkate alınarak insana yaraşır evlerin yapılması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

Psikolojik desteğe ihtiyaçları var

Lababa Yaratıcılık, Gelişim ve İletişim Konseyi üyesi şair Naima Hammo ise Marakeş'teki Nakhil Hazırlık Vakfı'nda plastik sanatlar profesörü olarak çalışmalar yaptığını kaydetti. Yaptığı çalışmalar nedeniyle yaşanan acıları fark ettiğini söyleyen Naima Hammo, “Kuruma yeni katılan kız öğrenciler yaşanan yıkıcı depremde ailelerini kaybettiler ve zor şartlar altında yaşıyorlar. Bu kız öğrencilerin bir an önce psikolojik desteğe ihtiyaçları var. Çünkü deprem sırasında yaşadıkları, aile bireylerini ve yakın akrabalarını kaybetmeleri kısa sürede atlatılacak bir durum değil” dedi.