‘Yaşamı geri alacağız’ diyen İranlı kadınların direnişi sürüyor- PANORAMA

İran ve Doğu Kurdistan’da kadınlar, 2023 yılı boyunca İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesini vermeye devam etti. Kamusal alanda verdikleri direnişleri birçok ülkede yankı bulan kadınlar, çeşitli ödüllerle onurlandırıldı.

HABER MERKEZİ – İran’ın Tahran kentine gezmek için giden 22 yaşındaki Kürt kadını Jina Mahsa Amini, “başörtüsünü İslami kurallara göre takmadığı” gerekçesiyle ‘ahlak polisleri’ tarafından darp edildi. Darp edildikten sonra fenalaşan Jina Mahsa Amini Tahran’da kaldırıldığı Kasri Hastanesi’nde16 Eylül 2022 tarihinde yaşamını yitirdi. Saqqız’lı olan Jina Mahsa Amini’nin ‘ahlak polisleri’ tarafından katledilmesinin ardından başlayan protestolar kısa sürede ülke geneline yayıldı. Protestolar “Jin jiyan Azadi” felsefesi ile örgütlenen kadınların öncülüğünde ayaklanmaya dönüştü. Ayaklanma 2023 yılında da devam etti. İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı süren direniş tüm dünyaya örnek oldu. Birçok ülkede direnişe destek amacıyla eylem ve etkinlikler düzenlendi.

Ayaklanmayı bastırmak için her türlü yöntem devreye konuldu

İran İslam Cumhuriyeti ise kadınların öncülük ettiği ayaklanmayı bastırmak için her türlü yöntemi devreye soktu. Tutuklama, idam, işkence, katliam, kız çocuklarının okuduğu okullara kimyasal saldırı, ayaklanmalarda katledilenlerin mezarlarının tahrip etmek bu yöntemlerden bazılarıydı. Kürdistan İnsan Hakları Ağı'nın raporuna göre; Kürt siyasi tutuklar, her türlü işkence yöntemiyle zorla itirafa zorlandı. Siyasi tutuklular görüşme, iletişim, avukat gibi birçok hakkından mahrum bırakıldı, pişmanlık dayatılarak tehdit ve baskılara maruz kaldı. Kürt siyasetçi Zeynep Celaliyan da bu baskılara maruz kalan siyasi tutuklulardan biriydi. Sağlık hizmetlerine erişimi engellenen Zeynep Celaliyan’a, aile görüşmesi de engellenerek pişmanlık dayatıldı. Görme bozukluğu, astım ve böbrek gibi birçok sağlık sorunu olan Zeynep Celaliyan’ın tedavi olması engelleniyor.

KJAR Üyesi Werîşe Muradi kaçırıldı

Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR), 1 Ağustos’ta üyeleri Werîşe Muradî’nin İran İslam Cumhuriyeti güvenlik güçleri tarafından Doğu Kürdistan’da Sine şehri yakınlarında kaçırılarak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü duyurdu. Werîşe Muradî’nin daha sonra Evin Cezaevinde tutuklu olduğu öğrenildi.

Kız öğrencilere yönelik kimyasal saldırılar

Ayaklanmayı bastırmaya yönelik saldırılarda milyonlarca kız çocuğu da hedef alındı. Kız çocuklarının okuduğu okullara ve kaldıkları yurtlara kimyasal saldırılar düzenlendi. Kız çocuklarının eğitim, sağlık ve yaşam hakkı riske atıldı. Bilinmeyen kimyasal gazlarla yapılan saldırılarda yüzlerce kız öğrenci hastanelere kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan kız öğrenciler, verdikleri röportajlarda okulda alışılmadık bir gaz kokusu fark ettiklerini ve nefes darlığı, bacaklarında uyuşukluk, ağrı ve yürüme güçlüğü yaşadıklarını anlattı. Onlarca aile çocuklarının zehirlenmesiyle ilgili resmi şikayette bulundu.

Öğrencilerin yanında olan öğretmenlere de baskı yapıldı

Öğrencilere yönelik yaptırımlara ve saldırılara karşı öğrencilerin yanında yer alan öğretmenler de hedef alındı. İran İslam Cumhuriyeti’nin uygulamalarını protesto eden öğretmenler, sendikal çalışmalarını artırdı. İran Öğretmenler Sendikası Koordinasyon Konseyi’nin daha önce duyurduğu sendika grevlerine birçok kentten katılım sağlandı. İran İslam Cumhuriyeti, öğretmenlerin protestolarını bastırmak için sendika faaliyetlerinde bulunanlara ağır cezalar verdi. Birçok öğretmen ve sendika aktivisti hapis başta olmak üzere farklı cezalara çarptırıldı.

Üniversitelerdeki öğrenci ve hocalar da hedef alındı

Üniversite öğrencilerine de baskıların arttığı bu dönemde, 700'den fazla öğrenci güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Üniversitelerde en az 60 profesör ya işten çıkarıldı ya da görevinden uzaklaştırıldı. Bazı profesörler ise emekli olmaya zorlandı ya da sürgün edilerek maaşları kesildi.

Yüzlerce kadına ceza verildi

Ayaklanmanın öncülüğünü yapan kadınlar, İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk hedefleri arasında yer aldı. Kadın hakları savunucuları, gazeteciler, sivil toplum örgütlerinde yer alan kadınlar, kadın öğrenciler, öğretim üyeleri, yazarlar, sinemacılar, çocuk hakları aktivistleri, dernek üyeleri ve daha birçok alanda çalışma yürüten yüzlerce kadın gözaltına alınarak tutuklandı. Haklarında dava açılan kadınlara, ev hapsi, kırbaç, hapis cezaları gibi farklı cezalar verildi. İnsan hakları aktivistleri grubu, 9 Mart 2022- 7 Mart 2023 tarihleri arasında en az 3 bin 953 kadının tutuklandığını duyurdu.

270 kadın katledildi, 21 kadın idam edildi

İran İslam Cumhuriyeti kadın düşmanı yasalarıyla, kadınların haklarını ihlal etmeye devam etti. Erkek şiddetine yönelik cezai yaptırımların olmadığı ülkede, tecavüze uğrayan ve farklı şiddet türlerine maruz kalan bir çok kadının şüpheli ölümü ise soruşturulmadan kayıtlara “intihar” olarak geçti. İran’da kadına yönelik şiddete ilişkin herhangi bir resmi istatistiki veri de bulunmuyor. Ajansımızın basına yansıyan haberlerden derlediği verilere göre; İran’da 2023 yılında 270 kadın katledildi. Bu oran içerisinde kaç kadının intihar ettiği ya da intihara sürüklendiği, kaçının şüpheli ölüm olduğu ise bilinmiyor. Kadınların çoğu ise aile bireyleri tarafından katledildi. Cezaevinde tutuklu bulunan kadınların 21’i ise 2023 yılında idam edildi.

Armita Garawand da ‘başörtü’ bahanesiyle katledildi

Tahran'da yaşayan Kirmanşahlı 16 yaşındaki Armita Garawand, metroda ‘ahlak polisleri’ tarafından başörtüsünü ‘düzgün’ takmadığı gerekçesiyle darp edildi. Fecr Hastanesi'ne kaldırılan Armita Garawand 28 gün süren yaşam mücadelesini 28 Ekim’de kaybetti. Memleketi Kirmanşan kentinde defnedilmesi engellenen Armita Garawand 29 Ekim'de Tahran'daki Beheşt-i Zehra Mezarlığı'nda kitlesel bir törenle son yolculuğuna uğurlandı.

Jina Mahsa Amini erkek-devlet şiddetine karşı mücadelede sembol oldu

Jina Mahsa Amini, 2023 yılı boyunca da bir çok ülkede erkek-devlet şiddetine karşı mücadele yürüten kadınlar için sembol oldu. Yapılan her eylem ve etkinliklerde Jina Mahsa Amini anılmaya devam edildi. Farklı coğrafyalardaki Kürt kadınları da Jina Mahsa Amini şahsında erkek-devlet şiddetine maruz kalan kadınlarla dayanışmayı sürdürdü.

Güneşin Kızları-Apocu Birlikler de yaptıkları açıklamada, “Biz Güneşin Kızları-Apo Birlikleri olarak bundan sonra İran ve Kürdistan kadınlarına yönelik katliamlarda sessiz kalmayarak, tepkimizi ortaya koyacağız. Kürt kadınlarına ve İran kadınlarına yapılan baskıyı kabul etmiyoruz. Baskı yapanlar saldırılarımızdan kurtulamayacaktır. Kadınlar Ortadoğu ve Kürdistan’da yürütülen devrimin takipçisi olacak. Kadınlar mücadeleyi Kobanê savaşçılarından öğrendi. Kadınlar hayatı ve özgürlüğü yeni bir şekilde tanımlayacak” ifadelerini kullandı.

Kuzey ve Doğu Suriye’de faaliyet gösteren Kongra Star ve Hîlala Zêrîn, “Kadınlara uygulanan bu kıyım bütün dünyada devam ediyor. Biz Rojavalı kadın örgütleri olarak bu insanlık dışı uygulamaları kınıyoruz. Bütün kadınların sesi olarak şiddete ve katliamlara hayır diyoruz. Faşizm sistemlerinin vahşetine karşı YJA Star'ın direnişiyle özgür dağlardan yükselen kadınların gücüyle bu saldırılara karşılık vereceğiz. Buna karşı mücadelemizin tüm gücüyle yürüteceğiz ve kadınların özgürlüğünü garanti altına alacağız” açıklamasını yaptı.

Türkiye ve Kuzey Kurdistan’da kadınlar sokaklara çıktı

Türkiye ve Kuzey Kurdistan’da birçok kentinde de kadınlar sokaklara çıkarak Jina Mahsa Amini’nin katledilişini protesto etti. Eylemlerde saçlarını kesen kadınların sloganı ise “Jin, jiyan, azadi” oldu. Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri Amed’de yaptıkları açıklamanın ardından Jina Mahsa Amini’nin fotoğrafını Surlara astı. TJA’lı kadınlar, “Jina’ya ve bu uğurda mücadele edip hayatını kaybeden tüm kadınlara sözümüz ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı dünyanın dört bir yanında yükselmeye devam edecek. Bize karşı dayatılan bu rejime karşı özgürlüğümüzü savunmaya, özgür bir yaşamı örme mücadelesi vermeye devam edeceğiz” mesajını verdi.

İstanbul’da kadınlar yaptıkları eylemde şu mesajı verdi: “Günlerdir İran sokakları yanıyor. Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların içi yanıyor, öfkesi, isyanı büyüyor. Bir kadın daha ona dayatılan sınırları reddettiği için devlet şiddeti ile öldürüldü! Jina Mahsa Amini için İran’da Türkiye’de ve tüm dünyada, isyandayız!”

412 isimden imza: Kadınlar karanlığın sonunu getirecek

Yine Türkiye’de aralarında sanatçı, edebiyatçı ve aydınların da bulunduğu 412 kişi Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından başlayan eylemlere destek için açıklama yaptı. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde yapılan açıklamada, “Bugün kadınlar ve halklar; Doğu Kürdistan’da, İran’da ve dünya da direnişleriyle saç tellerinden yarattıkları özgürlük bayrağını dalgalandırıyorlar. Sanatçılar, edebiyatçılar ve aydınlar olarak çok iyi biliyoruz ki direnişçi kadınlar, mücadeleleri ile karanlığın sonunu getirecektir. Bizler kadınların ve halkların bu onurlu direnişinden dolayı gururluyuz. Zafer direnenlerin olacaktır! Sizlerleyiz! Kadın, Yaşam, Özgürlük!” ifadeleri kullanıldı.

‘Afganistan denen bir cehennemden acınızı paylaşıyoruz’

Afganistanlı Devrimci Kadınlar Derneği (RAWA), İran’daki ayaklanmaya ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Devasa bir düşman olan köktencilere, komplocu güçlere, suçluların savunucularına karşı kadın mücadelesi ortaklaştırılmalıdır. Kadınların yiğitliği ancak şer unsurlarının ve tüccarların rütbelerini söküp attıklarında verimli olabilir. İran Özgürlük Hareketi ile dayanışmamızı ifade ediyor ve halkın ve özellikle cesur İranlı kadınlarının destansı yükselişi ile kana susamış ve nefret dolu ‘Velayat Faqih’ (dini ve siyasi otorite) rejiminin sonunda çöp kutusuna atılacağına inancımız tamdır. Afganistan denen bir cehennemden, İran'ın isyankâr halkına sonsuz selamlar sunuyoruz. Acınızı paylaşıyoruz.”

Beyrutlu kadınlar: Artık haklarımıza sahip çıkıyoruz

Beyrut'ta bir araya gelen kadınlar yaptıkları açıklamada, şunlara dikkat çekti: “Kadınlar toplumun, ahlakın, insanlığın ve özgürlüğün temeli olduğu için katlediliyor. Kadına yönelik bu şiddet gelecek nesilleri de etkiliyor ve toplumda yayılıyor. Dünyada kadına yönelik şiddet artıyor. Mevcut şiddet devam ederse, dünya daha da kötüye gidecek. Kadınlar artık haklarına sahip çıkıyor ve şiddete sessiz kalmıyor. Kadınlar iradelerini güçlendirecek.”

İsviçre’de Lozan Belediye Meclisi’nde Jina Mahsa Amini eylemi

Halk ve İşçi Partisi'nden Sevgi Koyuncu, Lozan Belediye Meclisinde söz hakkını Jina Mahsa Amini için kullandı. Sevgi Koyuncu, Jina Mahsa Amini’nin fotoğrafı ile çıktığı kürsüde yaptığı konuşmada, "Belediye Meclisi toplantısında İran'da katledilen Kürt kadın Jina Mahsa Amini için protesto amaçlı söz hakkı aldım. Jina Mahsa Amini Ortadoğu'daki kadınların özgürlüğü için bir sembol haline geldi. Saygıyla anıyorum. Jin, Jîyan, Azadi!" dedi.

Avrupa’nın dört bir yanında kadınlar meydanlara çıktı

Avrupa ülkelerinde de kadınlar sokaklara çıkarak İran’daki ayaklanmaya destek verdi. Avrupa sokaklarında da "Jin, jiyan, azadî” sloganı yankılandı. Eylemlerde Kürtçe, Farsça ve Almanca okunan açıklamalarda, “Jin, jiyan, azadî sloganı artık dünya kadınların umudu. İran rejiminin soykırımcı politikalarına karşı kadınların direniş umudunu yükseltelim. Bu katil rejimi yıkalım” denildi. Avrupa Parlamentosu Milletvekili Abir Al-Sahlani da, İranlı kadınları desteklemek için parlamentoda kürsüde yaptığı konuşma sırasında saçlarını kesti. Abir Al-Sahlani, Kürtçe ve İngilizce “Jin jiyan azadî” sloganını attı.

12 ülkenin Dışişleri Bakanı olan kadınlardan ortak bildiri

İran ve Rojhilat Kürdistan’daki ayaklanmanın 40’ıncı gününde Arnavutluk, Andora, Avustralya, Fransa, Almanya, İzlanda, Kosova, Libya, Lihtenştayn, Yeni Zelanda, Kanada ve Norveç'in Dışişleri Bakanı olan kadınlar ortak bir bildiri yayımladı. İran İslam Cumhuriyeti’nin ayaklanmayı bastırmaya yönelik uyguladığı baskıların kınandığı bildiride, “Kadın dışişleri bakanları olarak, barışçıl gösterilere katılma ve insan haklarını savunma haklarını kullanan İran'ın cesur kadınlarıyla dayanışma içinde olmak için bir araya geldik. İranlı kadınlar kendileri ve tüm İranlılar için daha iyi bir gelecek için savaşıyor. Biz de onlara destek vermekle yükümlüyüz" dedi.

Çav Bella Jina Mahsa Amini için Farsça seslendirildi

İtalya’da protest halk şarkısı olan Çav Bella, İranlı bir kadın tarafından Farsça’ya “Bella Ciao” adıyla çevrilerek Jina Mahsa Amini anısına seslendirildi. Dijital medyadaki bu şarkı on binlerce kez paylaşılarak izlendi.

İran, Kadının Statüsü Komisyonu’ndan çıkarıldı

54 üyesi olan BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC), İran'ın BM Kadının Statüsü Komisyonundan (CSW) "derhal yürürlüğe girecek şekilde çıkarılması" yönünde ABD tarafından hazırlanan kararı oyladı.  Oylamada 29 üye ülke kararın lehine oy verirken, Rusya ve Çin dahil olmak üzere 8 üye ülke aleyhte oy kullandı. 16 üye ülke ise çekimser kaldı. 45 üyeli BM Kadının Statüsü Komisyonu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi ve kadınların güçlendirilmesi için faaliyet yürütüyor.

Sporcu kadınlardan ‘başörtüsüz’ protestolar

Güney Kore'deki Asya Oyunları finallerine katılmaya hak kazanan İranlı dağcı Elnaz Rekabi, zorunlu başörtüsü yasasını ve Jina Mahsa Amini’nin katledilmesini başörtüsünü çıkararak protesto etti. Elnaz Rekabi, yarışmada Asya'da 4’üncü oldu. İran milli okçuluk takımı üyesi olan Parmida Ghasemi de, Tahran’daki Basra Körfezi Kupası okçuluk ligi kapanış töreninde madalya almak için çıktığı platformda başörtüsüz poz vererek zafer işareti yaptı. Film yapımcısı, fotoğrafçı ve İran Yazarlar Derneği üyesi Maryam Yavari de dijital medya hesaplarından başörtüsüz fotoğraflarını “Özgürlük kadınları” notuyla paylaşarak, kadın ve insan olmaktan gelen haklarını kullandığına dikkati çekti.

Kazakistan'da satranç turnuvasında yerini alan İranlı satranç ustası Sara Khadim al-Sharia, İran’daki ayaklanmaya destek amaçlı yarışmaya başörtüsüz katıldı. İranlı kayak sporcusu Ziba Kalhor, Dünya Şampiyonası’ndan çekildiğini duyurdu. Dijital medya hesabından şampiyonadan çekildiğini açıklayan Ziba Kalhor, “Elbette her ne pahasına olursa olsun kazanmak hiç kolay değil. Biliniyor ki şampiyonluklar gelip geçicidir ancak ahlaki temel sonsuzdur” dedi.

Farzaneh Fasihi, Kazakistan'da düzenlenen Asya Salon Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak Asya'nın en hızlı kadını oldu. Bu yarışmada İslam Cumhuriyeti marşını söylemeyen Farzaneh Fasihi, İran bayrağını da kaldırmayı reddetti.

İranlı oyunculardan kamera karşısında sessiz protesto

İran İslam Cumhuriyeti’nin baskılarına karşı İranlı tiyatro ve sinema oyuncuları da protestolarını sürdürdü. Oyuncular, siyahlar giyinerek ve başörtüsü takmayarak kamera karşısına geçen kadınlar sessiz protesto gerçekleştirdi. Oyuncular arasında Soheila Golestani ile tiyatro yönetmeni Hamid Pourazri da yer aldı. Oyuncu Soheila Golestani, dijital medyasından protesto videosunu ve fotoğrafını “Bir gün gösteri sona erecek ve gerçek ortaya çıkacak. Gerçek kahramanlarımız isimsiz insanlardır... Yeni bir gün içerisinde sayısız yol, çözüm ve umut var” notuyla paylaştı. İran’ın ilk kadın dublörü Mahsa Ahmadi de, bir uçağın üzerinde yaptığı akrobasi görüntüsünü dijital medyada hesabında paylaşarak, “Halkım ve İranlı kadınlar için dimdik ayaktayım” dedi.

Cannes Film Festivali'nde Taraneh Alidoosti'ye destek

İranlı oyuncu Taraneh Alidoosti'nin idam cezalarına tepki göstermesinin ardından gözaltına alınması Cannes Film Festivali’nde kınandı. Festivalde Taraneh Alidoosti’nin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı. BM İnsan Hakları Konseyi de, İran'daki insan hakları ihlallerinin incelenmesi ve araştırılması için oluşturulan Araştırma Heyeti'ne 3 kadın üye atadı.

İran’da direniş cezaevlerine de yayıldı

Evin Cezaevi'nde bulunan bir grup siyasi kadın tutuklu, ayaklanmayı desteklemek amacıyla greve gitti. Diğer cezaevlerindeki siyasi tutuklu kadınlar da destek amacıyla greve başladı. Evin Cezaevinde tutuklu olan insan hakları aktivisti Saba Kordafshari ve emek aktivisti Asal Mohammadi de, yazdıkları mektupta ayaklanmayı desteklemek amacıyla cezaevinde oturma eylemi yaptıklarını bildirdi. Eylemde “Hapishaneden sokağa özgür İran”, “Hapishanede olsak da devrimle aynı zamandayız”, “Kadın yaşam özgürlük” şeklinde sloganlar attıkları belirtildi. “Direnişin sınırı yok” diyerek mesaj gönderen siyasi tutuklu Leila Hosseinzadeh, tutuklu bulunduğu cezaevinde kadın tutuklular olarak zorunlu başörtüsüne karşı mücadeleyi her koşul altında sürdürdüklerini duyurdu. Ailesi aracılığıyla mesaj gösteren Leila Hosseinzadeh, kadınlar olarak başörtü takmayı reddettiklerini belirtti.

‘Bedel ödemekten kaçınmak mümkün değil’

Tutuklu aktivist Bahareh Hedayat, gönderdiği mektupta şunları ifade etti: “Rejime karşı tek yol direniş. İran İslam Cumhuriyeti ülkenin düşmanı olduğunu her fırsatta ortaya koyuyor. Bu hükümetin doğası ve getirdiği kader yıkımdır ve kesinlikle gitmesi gerekir. Bu cani rejimi ortan kaldırmak, yıkmak elbette riskli ve halk olarak ağır bedeller ödeyeceğiz. Bu bedelleri ödemekten ve riskleriyle yüzleşmekten kaçınmak asla mümkün değildir. Mevcut rejimin uygulamalarını halk kabul etmediğini sokaklarda ortaya koyuyor ve koyma devam ediyor. Bunlar görmezden gelinemez. Bugün umut veren bu hareket ve sloganı, bu neslin ne kadar net taleplerle sokaklarda olduğunu ortaya koyuyor. Protestolar halkın yüreğinden geliyor. İran sokaklarında protestoculara karşı gerçekleştirilen katliam politikalarını kınıyoruz ve bu kanlı bastırma yöntemleri cezaevlerinde de uygulanıyor. Baskılar olsa da yurttaşlar duyarlılıklarını kaybetmemeli.”

‘İran'da çatlayan korku duvarının sesini duyuyor musunuz?’

İran’da Evin ve Yezd cezaevlerinde tutuklu olan kadın aktivistler Zeinab Jalalian, Sepideh Gholian, Jalraj Iraee, Narges Mohammadi ve Niloufar Bayani’nin ayrı ayrı kaleme aldığı mektuplar Le Monde gazetesinde yayınlandı. Narges Muhammedi, "İran'da çatlayan korku duvarının sesini duyuyor musunuz? Var olan irade sayesinde yakında yıkılışını duyacaksınız” derken, yazar Jalrokh Iraei de, "Hiç şüphe yok ki devrime ve diktatörlüğün sonuna giden tek yol sokaklardır” diye belirtti.

Mücadeleler ödüllerle onurlandırıldı

İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadele yürütenler verilen ödüllerle de onurlandırıldı. İranlı kadın hakları savunucusu Avukat Nasrin Sotoudeh, İran'daki idam cezasına karşı yürüttüğü çalışmalar nedeniyle ödüle layık görüldü.  27'nci Uluslararası Kerala Film Festivali’nde “Yılın Sinema Ruhu Ödülü” ayaklanmalara destek veren İranlı sinemacı Mehnaz Mohammadi'ye verildi. Ödül törenine katılamayan Mehnaz Mohammadi, saçından bir tutam yolladı.

İran’da insan hakları alanında yürüttüğü çalışmalar ve İran’daki idam cezalarının kaldırılmasına yönelik yürüttüğü mücadele nedeniyle Evin Cezaevi’nde tutuklu olan Narges Mohammadi’ye bir çok ülkede çeşitli ödüller verildi. “İnsan Hakları Haftası” nedeniyle Fransa’nın Lyon kentinde fahri hemşerilik verilen Narges Mohammadi’nin plaketi çocukları Kiana ve Ali Rahmani tarafından alındı. Olof Palme Ödülü 2023, insan haklarının savaş, şiddet ve baskıyla tehdit edildiği bir çağda kadınların özgürlüğünü güvence altına alma mücadelelerindeki çabalarından dolayı Ukrayna'dan Marta Chumalo, Türkiye'den Eren Keskin ve İran'dan Narges Mohammadi'ye verildi. Amerika PEN Derneği, “Barbara Goldsmith Yazma Özgürlüğü Ödülü” Narges Mohammadi'ye verdi. PEN İcra Direktörü Susan Nussel, “Narges Mohammadi cesaret ve direnişiyle tüm dünyaya ilham oldu” dedi. 2023 Nobel Barış Ödülü de, Narges Mohammedi’ye verildi.

Uluslararası Fransız-Alman İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Ödülü, Jina Mahsa Amini ve İran’da direnen kadınlara verildi. Dijital medya hesabından “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla bir video yayınlayan Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ile Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ödülün Jina Mahsa Amini ve İran’da cesurca direnen kadınlara verildiğini söyledi.

Ayaklanmaya katıldığı gerekçesiyle tutuklanan İranlı belgesel yönetmeni Mojgan Ilanloo’ya Viyana İnsan Hakları Film Festivali’nde Özel İnsan Hakları Ödülü verildi. Karçak Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mojgan Ilanloo, imza attığı çalışmalarda insan haklarına dikkat çekiyordu. "Rohan, Shkowe Khamsh” filminin yönetmeni Naheed Hasanzadeh ise Kalküta Uluslararası Film Festivali'nden ödül aldı. Naheed Hasanzadeh, ödülünü İranlı direnişçilere adadı.

Paris’te düzenlenen törenle Simone de Beauvoir Kadın Özgürlüğü Ödülü direnen İranlı kadınlara verildi. Jüri Başkanı Sylvie Le Bon de Beauvoir ödül töreninde yaptığı konuşmada, İran'daki mevcut halk ayaklanmasının önemini ve bu ayaklanmada kadınların rolünü vurguladı.

Kadın gazetecilere de ödüller verildi

Jina Mahsa Amini’nin katledilişini haberleştirerek tüm dünyaya duyuran İranlı gazeteciler Nilofar Hamedi ve Elaha Mohammadi’ye de çeşitli ödüller verildi. İki gazeteciye, Özgür İfade için Kanadalı Gazeteciler tarafından “Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülü”, Nieman Gazetecilik Vakfı tarafından “Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü” verildi. 30’uncu Musa Anter Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nde “Kadın Haberciliği” dalında birincilik ödülüne Jina Mahsa Amini’nin babası Amjad Amini ile röportaj yapan gazeteci Nazila Maroufian layık görüldü.

Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü Jina ve ‘Jin jiyan azadî’ hareketine

Avrupa Parlamentosu, Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü'nü bu yıl Jina Mahsa Amini ve “Jin jiyan azadî” hareketine verdi.

Gutenberg Film Festivali jüri başkanlığına Zahra Amirabrahimi seçildi

İsveç'te bu yıl Ocak ayında düzenlenen 46'ncı Gutenberg Film Festivali'nin jüri başkanlığına 14 yıl önce Fransa’ya göç eden İranlı aktris Zahra Amirbrahimi seçildi. Fransa'da Zahra Amirbrahimi'nin oynadığı yeni film "Survivors" da yayına girdi. İran’daki ayaklanmaya destek veren Zahra Amirbrahimi "Kutsal Örümcek" filminde aldığı rolle adını duyurmuştu.

İran devletine bağlı filmler Berlinale’den çıkarıldı

Berlin Film Festivali, İran devletine bağlı filmleri listesinden çıkardı. İranlı protestocuları desteklediklerini belirten Berlinale Festival yöneticileri, İranlı sinemacılara yönelik baskıları da kınadı. Öte yandan "The Red Suitcase” (Kırmızı Bavul) isimli İran kısa filmi Oscar’a aday gösterildi. İranlı genç bir kadının yaşamına odaklanan film, İranlı kadınlara adanmıştı.

Viyana’da bir sokağa Jina Mahsa Amini’nin adı verildi

Viyana Belediyesi kentin bir sokağına İran’da halk ayaklanmasının simgesi olan Jina Mahsa Amini’nin isminin verileceğini duyurdu.

İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı duyulan korku, Jina Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından başlayan ayaklanmayla yerini direnişe bıraktı. Evde, okulda, sokakta, parklarda özel ya da kamusal tüm alanlarda kadınlar kimi zaman sessiz kimi zaman da ses çıkararak direnişini sürdürmeye devam ediyor. Direnişleriyle milyonlarca kadına ilham olmaya devam eden İranlı kadınlar, “Geriye gitmek için devrim yapmadık. Ölüm habercilerinden yaşamı geri alacağız. Cinsiyet, sınıf, ırk, milliyet, etnik, din, biyolojik ve türden ayrımcılığın olmadığı, bağımsız bir topluma ulaşana kadar mücadelemize devam edeceğiz” sözünü veriyor.

Yarın: Taliban’a karşı Afganistanlı kadınların mücadelesi