‘Bombalanmış toprağa renkli bir çiçek ekiyordum’
Gazze'de savaşın gölgesinde üniversite eğitimini yarıda bırakan Meyar Ebu El-Avf yıkılan evinin bir köşesinde atölye kurarak, sabırla umudunu büyütüyor. Meyar, “Sanki bombalanmış bir toprağa renkli bir çiçek ekiyordum” diyerek hikayesini anlatıyor.

NAGHAM KARAJEH
Gazze- İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına devam ediyor. Uygulanan ağır ambargo nedeniyle insanlar en temel ihtiyaçlarına ulaşamazken Gazze’de çocuklar açlıkla baş başa bırakılıyor. Bu ağır tablo içerisinde çocukların eğitimlerine devam etmesi ise bombalamaların ortasında şimdilik ertelenmek zorunda kalan bir hayal.
Hayatın en basit ayrıntılarının bile kayıplarla kuşatıldığı bir zamanda, 19 yaşındaki Meyar Ebu El-Avf’un hikayesi, Gazze’deki kız öğrencilerin 2023 Ekim’inden bu yana yaşadığı eğitim kırılmasının adeta aynası gibi. O tarihten itibaren derslikler enkaza döndü, göç, yoksulluk ve barınaksızlık en üst seviyeye ulaştı.
Zamanın yaralarını dikti
Üniversite eğitimine ara vermek zorunda kalan Meyar Ebu El-Avf, ailesini geçindirecek bir yol aradı ve hasar görmüş evlerinin yanık duvarlı bir köşesini el işi atölyesine dönüştürdü. Günlük hayatın çatlaklarını sabırla ördü, umudu iğne yaptı ve zamanın yaralarını dikmeye çalıştı. 2023 yılının Kasım ayında ailesiyle Gazze şehrinden güneye göç etmek zorunda kalan Meyar Ebu El-Avf, geride hem evini hem de çevrim içi üniversite eğitimi sırasında bölüm birinciliğini kazandığı geleceğini bıraktı. Ancak güneydeki yaşam da bir kurtuluş olmadı. Su ve gıda sıkıntısı, ilaç yetersizliği, kalabalık barınma merkezleri ve mahremiyetin yokluğunda yaşama tutundu.
Yıkıntıların arasında yeni bir başlangıç
Eğitimine uzaktan devam etmeye çalışan Meyar Ebu El-Avf, ağların kesintisi, hareket kısıtlamaları ve maddi imkânsızlıklarla eğitimine ara verdi. Meyar Ebu El-Avf, “Eğitimden geri çekilmek isteğe bağlı bir karar değildi, 21 yaşındaki bir kızın dayanamayacağı kadar ağır şartların dayatmasıydı. Ama her sabah kendime şöyle diyordum: Eğer kapılar kapanırsa, biz de ellerimizle pencere açarız” sözleriyle duygularını anlattı. Evlerini yıkılmış bir halde bulduklarını dile getiren Meyar Ebu El-Avf, geçici olarak bazı odaları bombardımanda yanmış bir evi kiraladıklarını söyledi. Meyar Ebu El-Avf, orada yeni bir başlangıç yaptı. Evin bir köşesinde bileklikler, kolyeler, boncuk ve iplikten takılar, el yapımı örtüler üretip dijital medya hesaplarında “Savaşın Rahminden Yaratıcılık” sloganıyla pazarlamaya başladı.
Yaşamını güvence altına almak istiyor
Meyar Ebu El-Avf, bu girişimi hakkında “Bu yolu seçmemin nedeni üniversite hayalimden vazgeçmem değil; çünkü günlük hayat bizden önce ekmeği güvence altına almamızı, sonra kitapları düşünmemizi istiyor. Kazancım çok büyük değil ama ailemizi geçindirmeye yetiyor ve bana da bir katkım olduğunu hissettiriyor” dedi. Meyar Ebu El-Avf’in hikâyesi Gazze’deki eğitimin çöküşünü gözler önüne seren yüzlerce örnekten biri.
Gazze’de yüzde 80’i işsiz
Son BM raporlarına göre Gazze’deki eğitim altyapısının yüzde 97’si zarar gördü ve yeniden inşa edilmesi gerekiyor. UNESCO ve uluslararası kurumlar, yüzlerce okulun ağır hasar gördüğünü, onlarca üniversitenin yıkıldığını ya da işlevini kaybettiğini belgelerken, on binlerce üniversite öğrencisinin eğitim süreci kesintiye uğradı. Bu veriler, kaybın bireysel değil, tüm bir sistemin yıkımına işaret ettiğini gösteriyor. Aynı zamanda ekonomik çöküş de birçok genç kadını kırılgan ve düzensiz bir iş piyasasına itiyor. BM ve uluslararası kurumlar, Gazze’de gençler arasında işsizlik oranının yüzde 80’lere ulaştığını belirtiyor. Meyar Ebu El-Avf, “Bu projeler üniversitenin yerini tutmaz ama ruhumuzu parçalanmaktan koruyan geçici bir köprüdür. Gücü, ayakta kalabilme kararlılığı olarak yeniden tanımlar” diyerek geçici çözümler üretmeye devam edeceğini belirtti.
‘Eğitim yolculuğumu tamamlamak istiyorum’
Uluslararası hukuka göre eğitim hakkı savaş zamanında bile geçerliliğini yitirmez. BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, otoritelere öğrenim hakkını koruma ve erişimi sağlama yükümlülüğü getiriyor. Uluslararası insancıl hukukta ise okullar ve üniversiteler sivil yapılardır ve askeri hedef haline getirilmesi yasaktır. Meyar Ebu El-Avf, yangından kurtulan tahta masasında ilk günlerini şöyle hatırladığını anlattı:
“Geriye kalan iplik ve boncukları toplar, masama dizerdim. Uçakların uğultusu eşliğinde saatlerce çalışırdım. Bitirdiğim her parça, hayata bir selam gibiydi; sanki bombalanmış bir toprağa renkli bir çiçek ekiyordum. Dışarıdaki yangını söndüremesek de içimizdeki ateşi sabırla bastırabiliriz diyordum kendime.”
Dijital medyada satışın hem elektrik kesintileri hem de internet erişiminin olmaması nedeniyle zor olduğunu belirten Meyar Ebu El-Avf, ürünlerini gösteren basit fotoğraflar ve hikâyelerle görünür olmayı başardığını anlattı. Her ne kadar hikâyesi büyük kayıplarla örülmüş olsa da Meyar Ebu El-Avf, içinde hâlâ üniversite tutkusunun bulunduğunu belirterek “Eğitim yolculuğumu tamamlamak istiyorum. Yarım kalmış bir hayale razı olmam. Masama geri döndüğümde, yaşadığım bu zor sınavı yanımda bir tecrübe olarak taşıyacağım; bana erken bir olgunluk ve sorumluluk duygusu verdi” dedi.
‘Hayallerini askıya almak zorunda kalan her kıza sesleniyorum’
Gazzeli kadınlar eğitime zorunlu ara vermenin sadece akademik değil, psikolojik, sosyal ve ekonomik bir boşluk yarattığını ortaya koyuyor. Son olarak Meyar Ebu El-Avf, benzer durumda olan kızlara şu mesajı verdi:
“Hayallerini askıya almak zorunda kalan her kıza sesleniyorum: Sakın bu bir son gibi hissettirmesin. Ara vermek perdeyi kapatmak değildir. Küçük bir alan yarat, içinde onurunu koruyacak bir proje başlat. Zor şartlarda erişebileceğin becerileri öğren. Bugünü, yarına ilk adımın yap. Mütevazı başlangıçlardan utanma. Önemli olan ipliği tutmak… ve bırakmamaktır.”