Yemen’den Güney Afrika’nın İsrail’e açtığı davaya sahip çıkma çağrısı

Yemenli kadınlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ile ilgili Güney Afrika’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne açtığı davaya sahip çıkma çağrısında bulundu.

RANİA ABDULLAH

Yemen- İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırılarda aralarında kadın ve çocuklarında olduğu binlerce sivil yaşamını yitirdi, yine binlerce sivil de yaralandı. Uluslararası sessizliği kınayan Yemenli kadınlar, konuyla ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Soykırım politikaları uygulanıyor’

Yemen'in Taiz kentindeki Sanat Fakültesi öğrencisi Lara Walid, "Gazze'ye yönelik saldırıların başlamasının üzerinden üç aydan fazla zaman geçti. İsrail’e yönelik tepkiler yeterince oluşmadığı için Gazze Şeridi’nde siviller katlediliyor, soykırım politikaları uygulanıyor, kentin altyapısı ve temel hizmet binaları tahrip ediliyor. Filistin halkına karşı işlediği suçlardan ve ihlallerden sorumlu tutulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde dava açan Güney Afrika'nın sesine sesimizi eklemeliyiz” dedi.

‘Uluslararası ve bölgesel toplum sessiz’

Yemen Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu üyesi Sarah Al-Ariqi, Gazze’de insanlık suçu işlendiğine dikkati çekerek “İhlaller uluslararası toplumun ve insani kuruluşların gözü önünde yaşanıyor. Bütün yerleşim birimleri sakinlerinin başına yıkıldı. İsrail saldırıları, korkutucu uluslararası ve bölgesel koşullar ışığında erkek, kadın veya çocuk ayrımı yapmıyor. Peki insan haklarını her zaman öven Birleşmiş Milletler'in sesi nerede ve bugün neden Gazze'de yaşananlar karşısında tarafsız kaldığını görüyoruz?  7 Ekim’de başlayan saldırı Filistin’e yönelik ilk saldırı değildi. Uluslararası ve bölgesel toplum sessiz kalırken, onlarca yıldır Filistin halkının insanlığa karşı en korkunç ihlallere maruz kaldığını gördük" ifadelerinde bulundu.

‘İsrail sorumlu tutulmalıdır’

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'na açtığı davaya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Sarah Al-Ariqi, şöyle konuştu: "İsrail işgalinin Gazze'ye yönelik saldırılarında işlediği soykırım suçlarına ilişkin küresel sessizliğin kırılması ve bu saldırının durdurulması için tedbir alınması olumlu bir adımdır. Gazze’deki suçlardan İsrail sorumlu tutulmalıdır. Tüm ülkeleri Güney Afrika Devleti'nin bu siyonist oluşuma karşı açtığı davayı kazanması ve ihlallerini ortaya çıkarması için yanında durmaya çağırıyoruz. Dünyanın vicdanı bir kez olsun uyansın istiyoruz.”

‘Sesimizi birleştirmeliyiz’

Topluluk aktivisti Nura Hujaira ise, "Gazze'de olup bitenler soykırım suçları ve savunmasız sivillerin toplu katliamıdır. Ben bir anneyim ve çocuklarıma zarar gelmesinden korkuyorum. Dolayısıyla Gazze'deki anneler için derin üzüntüm var. Uluslararası kuruluşlar, masum sivillere yönelik bu vahşi ihlallere son vermek için hiçbir adım atmaya çalışmadı. Uluslararası Mahkeme, Gazze'ye yönelik saldırının başladığı 7 Ekim’den bu yana çıkarları büyük güçlerle kesişen İsrail işgalini suçlamamak için delil ve kanıt topluyor ve zaman harcıyor. Umarım diğer ülkeler de Güney Afrika'nın izinden gider ve Filistin halkının uğradığı ihlallere son verilmesi için sesimizi birleştiririz" ifadelerinde bulundu.

‘Filistinliler topraklarından vazgeçmedikleri için zulme uğruyor’

Sarah Al-Aghbari de "Filistin meselesi herkesin dayanışma içinde olması gereken insani bir meseledir. Gazze'de ve genel olarak Filistin'de siviller topraklarından vazgeçmeyi reddettikleri için zulme ve adaletsizliğe maruz kalıyor. Geçen aylar bizim için kısa olabilir ancak korkuyu, kaygıyı, kaybı, kuşatmayı, ilaçsızlığı, yokluğu yaşayan Gazze halkı için uzun bir süre. Koşullarını daha da kötüleştiren şey, toplumun ve uluslararası toplumun davalarına karşı sessizliğidir” diye belirtti.