Wan’da 22 ayda 23 kadın katledildi

Star Kadın Derneği, Wan özelinde hazırladığı raporunun sonuçlarını paylaştı. Raporda Wan'da 22 ayda 23 kadının katledildiğine işaret edildi.

Haber Merkezi- Star Kadın Derneği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında hazırladıkları “Kadınların Tanıklıkları ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İzleme Raporu”nu kamuoyuna bir basın toplantısıyla açıkladı. 

Wan Barosu Tahir Elçi Toplantı Salonu’nda yapılan basın toplantısında raporu Ruken Ay okudu. Raporda son 2 yılda Wan’da 23 kadının erkekler tarafından katledildiği 18 yaş altı 6 kadın ve 18 yaş üzeri 11 kadının da intihar ettiği belirtildi. Fail erkeğin kamu güvenlik teşkilatı personeli olduğu 13 şiddet vakasına da dikkat çekildi.

115 kadın başvuruda bulundu

Rapor; Ocak 2022 ile Ekim 2023 tarihleri arasında derneğe başvuran 115 kadının deneyimleriyle oluşturulurken şu ifadelere yer verildi: “2022 yılında derneğe başvuranların yarısından fazlasını 35-44 yaş grubu kadınlar oluştururken, 2023 yılında başvuranlar ağırlıklı olarak 24-34 yaş grubundadır. Hem 2022 hem 2023 yılında derneğe başvuran kadınların çoğunu okur-yazar olamayanlar oluşturmaktadır. 2023 yılı başvurularında bekar kadınların başvurusunda artış gözlemlenmiştir. 2022 yılına oranla 2023 yılında evli olduğu erkek tarafından şiddete uğrayan başvurucu sayısının arttığı gözlemlenmiştir.”

Kırsaldaki kadınlar başvuru yapamıyor

Başvuru yapanların büyük bir bölümünün Wan Barosu’na yönlendirildiği kaydedilen raporda Wan ve çevre illerde sığınma evlerinin bulunmaması nedeniyle kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmasında birinci basamak gibi çalışmakta olan ŞÖNİM’e yönlendirilen başvurucu sayısının azaldığı bilgisi paylaşıldı. Kırsalda yaşayan kadınların da başvuru yapamadıklarına değinildi. Kadınların genellikle yaşadığı ilk şiddeti herhangi bir şekilde paylaşmadıkları ifade edilen raporda “Devamlılık olan ve birden fazla olan şiddet olaylarında başvurucuların KADES kullanma oranı oldukça düşük. 10 kadın ile yapılan yüz yüze yarı yapılandırılmış görüşmelerde yalnızca 1 kadının KADES uygulamasını kullandığını gözlemledik. Yine kırsalda olan kadının sosyal dinamikler ve erişim zorluğundan dolayı herhangi bir destek mekanizmasına erişimi olmadığını görebilmekteyiz. Görüşmeye katılan 10 kadından 7’si daha önce bilgi sahibi olsalardı yıllar önce harekete geçeceklerini, bunca yıl şiddete maruz kalmayacaklarını söylemişlerdir. Çoğunluğu haklarının bilinmemesi ve doğru yönlendirilmemesi nedeniyle şiddette yıllarca katlanmak zorunda kaldığını ifade etmiştir” denildi.

Kadınların çoğu eşleri tarafından şiddet gördü

Raporda 2022 yılında derneğe başvuran kadınların yüzde 59’unun birlikte olduğu erkek tarafından şiddete uğradığını söylediği yüzde 19’unun eski eş, yüzde 11’inin birlikte olduğu erkek yüzde 11’inin ise erkek aile üyelerinden şiddet gördüğü yer aldı.  2023 yılında ise kadınların yüzde 61’i evli olduğu erkek, yüzde 10’u eski eş, yüzde 10’u birlikte olduğu erkek ve yüzde 17’si ise erkek aile üyelerinden şiddet gördü.

 Raporda öneriler de yer aldı

Raporun sonuç kısmında önerilere de yer verildi. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetin önüne geçmek yapılan öneriler şu şekilde sıralandı:

 "*CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadınların insan haklarının korunması amacıyla Türkiye’nin taraf olduğu veya olmadığı temel uluslararası düzenlemeler Van’da bulunan kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaları tarafından iyi anlaşılmalı, benimsenmeli ve uygulanmalıdır.

 * Şiddete karşı mücadele alanında çalışan gerek kamu kurumlarında gerek sivil toplum kuruluşlarında, Kürtçe bilen uzmanlar çalıştırılmalıdır.

 * 6284 sayılı Kanun ve Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri Hakkında Yönetmelikte yer alan hükümler Van’da kadınların şiddetten ve ayrımcılıktan korunmasından sorumlu kurumlar tarafından istisnasız uygulanmalıdır.

 * Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı gibi kurumların çalışanlarına yönelik mevzuat ve doğru uygulamalarla ilgili yönlendirici atölyeler düzenlenmelidir.

 * Kadınların ikincil travma yaşamamaları veya şikâyet sonrası yeni bir şiddet döngüsüne girmelerinin önüne geçmek için, kurumlar tarafından kadını şiddetten koruyacak kararların hiç beklemeden alınması gerekmektedir.

 * Şiddetle mücadeleye ilişkin mekanizmaların ve ilgili hizmetlerin, birçok imkandan haberdar olamayan kırsal mahalle ve köylere tanıtılıp, kadınların haklarını öğrenmeleri ve cesaretlendirilmeleri gerekmektedir. ŞÖNİM Hakkında Yönetmelik’te tanımlandığı şekilde nitelikli personel istihdam edilmelidir.

 * Kadına şiddet olaylarında fail olan kişilere yönelik odak gruplarla psiko-eğitimler verilmeli. Kamu kurumları ve STK’larda kadına yönelik şiddet alanında çalışanların insan hakları eğitimleri almaları ve hak odaklı bakış açısına sahip bireylerin o birimlerde çalıştırılması ve mutlak liyakat ile görevlendirilmesi gerekmektedir.

 * Sığınma evinde kalınan süre ve sonrası için, kadınların iş hayatına katılması için meslek eğitimlerine katılmaları sağlanmalıdır. Kadına yönelik her türlü şiddet vakalarında İstanbul Sözleşmesi’nde düzenlendiği gibi arabuluculuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere, zorunlu alternatif uyuşmazlık süreçleri uygulanmamalı ve bunları yasaklamak üzere gerekli hukuki ve diğer tedbirler alınmalıdır.

 * Kadına yönelik şiddet mekanizmalarında çalışan kolluk kuvvetlerinin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı altındaki tüm birimlerin, yargı mensuplarının, Aile Mahkemeleri ve adli yardım bürolarında çalışanların, sağlık çalışanlarının, şiddete uğramış olan kadının ve çocuğun üstün yararını gözeterek, ulusal düzenlemeler ve meslek ilkeleri çerçevesinde danışmanlık, hizmet ve yönlendirme sağlamaları gerekmektedir.

 * Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, ŞÖNİM’de yer alan kolluk birimleri gibi mekanizmalarda mutlaka ayrı görüşme odaları oluşturulmalıdır."