Urmiye’de okuryazar oranı istatistiklere farklı yansıtılıyor

Resmi istatistikler Urmiye’de okuryazarlık oranının yüzde 95 olduğunu gösterse de hala yetişkin bireylerin okuryazar olmadığı görülüyor. Sosyoloji öğrencisi Şermin Karimi, özellikle köylerdeki 45 yaş üzeri kadınların okuryazar olmadığına dikkat çekti.

YARA AHMEDİ

Mahabad – İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından önceki hükümetin okuryazarlığı artırmaya dönük yöntemleri ‘Okuryazarlık Hareketi’yle’ birlikte gündemleşti. Dezavantajlı bölgelerdeki yetişkinlere ve çocuklara okuma-yazma öğretmek amacıyla Humeyni’nin emriyle 1979 yılında kurulan Okuryazarlık Hareketi, okullarla birlikte bugüne kadar çalışmalarını sürdürdü.

İran’da ülke genelinde resmi verilere göre okuryazar olmayanların oranı yüzde 12 gibi gösterilse de hala birçok bölgede okuryazar olmayanların sayısı yüksek. 1957 yılındaki nüfus sayımında, Urmiye’de okur yazarlık oranı yüzde 38,26 olarak tespit edildi. Urmiye Eğitim Müdürlüğü, şu anda kentteki okur yazarlık oranının yüzde 95'in üzerinde olduğunu ve bu başarının da ‘Okuryazarlık Hareketi’ne’ borçlu olduklarını belirtiyor. Bu verilere göre tüm bölgelerde 100 kişiden en az 95’i okuryazar. Ancak ilin nüfus yapısı ve özellikle de yoksul bölgelerdeki yetişkin ve yaşlı kadınlar dikkate alındığında bu verilerin gerçeği yansıtmadığı görülüyor.

Okuryazarlık kampanyalarının amacı gelir elde etmeye dönüştü

Urmiye’de okuryazarlık kampanyaları başladığında, birçok kişi kampanya kapsamında açılan okuryazarlık sınıflarına katılmaya istekliydi. Ancak, kampanyanın gelir elde etme aracına dönüşmesiyle başarılı olamadı.

İslam Cumhuriyeti'nin pek çok politikası toplumda, özellikle de Rojhilat'ta bir tür bilinç eksikliği yaratmayı hedefliyor. Çünkü protestocuların çoğu üniversitelerden, akademik çevrelerden oluşuyor. İran’ı büyük bir beyin göçü dalgası sardı ve Rojhilat bu tür göçün ana kutuplarından biri. Yani yüksek akademik derecelere ulaşan ancak İran politikaları yüzünden ilerleyemeyen bireyler, bilimsel ortamda bir boşlukla karşı karşıya kalıyor. Ayrıca, birçok çocuk, COVID-19 sonrasında yoksul bölgelerde ve hatta şehirlerde eğitimleriyle ilgili sorunlarla karşılaştı. Bu yerlerde geri kaldıkları eğitimi telafi etme imkanı bulamadılar.

Okuryazarlık oranı bir aldatmaca

Sadece geçmişi değil, geleceği de kapsayan bu krizde, Urmiye vilayetinde yüzde 95'lik bir okuma-yazma oranından bahsetmenin kabul edilemez olduğu ve bir nevi istatistiksel aldatmaca ve yalan olduğu görülüyor. Ayrıca dünyada yapılan çalışmalara göre; siyaset okuryazarlığı, finansal okuryazarlık, teknik, teknoloji okuryazarlığı tüm bunlar başarılı, özgür ve bilinçli bir yaşam için fazlasıyla gerekli.

‘Büyük annelerimin hiçbiri okuma yazma bilmiyor’

Söz konusu kampanyaya ilişkin ailesinden örnek veren sosyoloji öğrencisi olan 20 yaşındaki Şermin Karimi, şunları aktardı:

"Büyük annelerim 60-70 yaşları arasında ve hiçbiri okuryazar değil. Bu durum, özellikle köylerdeki 45 yaş ve üzeri kadınlar arasında yaygın olarak görülüyor. Bununla birlikte, birçoğu kampanya sınıflarına gitmiş ve öğrenmeye istekliydiler, ancak onlar için uygun eğitim ve koşullar sağlanmadı. Yani pratikte hiçbir şey yapmasalar da kampanya çalışanları için sadece okuma yazma bilmeyen birini bulup adını girmek önemli ki sisteme kaydetsinler ve 'Bir kişiye okuma yazma öğrettik' diyebilsinler.”

‘Kampanyaya katıldım ancak ders yapılmadı’

Zeynep T. de, bilim ve okuryazarlığın kendisi için özel bir yerde durduğunu dile getirerek, şunları ifade etti:

“Kızlarımı okula ve üniversiteye gönderdim. Ama çok ilgili olmama rağmen okuryazar olamadım. Birkaç yıl önce bu kampanyaya katılmama rağmen hiçbir ders yapılmadı. Birkaç gün önce kız kardeşim beni aradı ve dedi ki ‘sen de okuma yazma bilmiyorsun, bu kampanyadan biri geldi ve kayıt yaptırana bir milyon toman vereceğini söyledi’. Ama adımın zaten sistemlerinde kayıtlı olduğunu ve artık kayıt yapamayacağımı söyledim. Bu kampanyayı eğitimde resmi istihdam için yaptıklarını söylüyorlar.”