‘Umarım hiçbir kadının, kadın olduğu için ezilmediği günler gelir’

Tahran-Karaj metrosunda seyyar satıcılık yapan kadınlar, taciz, kavga, hırsızlık, rüşvet ve daha birçok sorunla karşı karşıya kalırken, “Umarım hiçbir kadının, kadın olduğu için ezilmediği günler gelir” diyor.

SARA ZARE

Karaj- Tahran-Karaj metrosu hizmete girdiğinde belki de kimse bu toplu taşımanın mobil pazara dönüşeceğini düşünmemişti. Bu metal vagonlarda çalışan seyyar satıcı sayısı yolcu sayısı kadar olabiliyor. Erkekler, kadınlar, yaşlılar ve gençler, eşya dolu çantalarla bir vagondan diğerine, bir trenden diğerine gidip ellerinde ne varsa satışa sunuyor. Seyyar satıcıların çoğu kadın ve kız çocuklarından oluşuyor.

5 yıldır metroda satıcılık yapıyor

O seyyar satıcı kadınlardan biri 3 çocuk annesi 49 yaşındaki Farideh L. İşin zorluklarını ve sıkıntılarını anlatan Farideh L. samimi bir sohbette, “Beş yıldan fazla bir süredir bu işi yapıyorum. Hatta bir şirkette servis çalışanı olan eşimin vefatından sonra bir süre maaşını bize vermediler, ben de geçimimi sağlamak için seyyar satıcılık yapmak zorunda kaldım, aynı işi sürdürdüm. Her gün saat 07.00 civarında metroya gidiyorum ve satış miktarıma göre akşama kadar metroda oluyorum. Tabi bazen aşırı yorgunluktan, bacaklarımda ve sırtımda oluşan ağrılardan dolayı işi erken bitiriyorum. Sürekli ayakta kaldığım için kronik sırt ağrıları ve varis sorunları yaşıyorum” şeklinde konuşuyor.

‘Destek olmak yerine işimizi engelliyorlar’

Seyyar satıcılığın birçok zorluğu ve sorunları olduğunu belirten Farideh L. şunları dile getiriyor: "Öncelikle iş güvenliği yok. Her an metro görevlileri gelip mallarımızı alabilirler. Geçen sene aynısı benim de başıma geldi ve her şeyimi aldılar. Yani devlet bize destek olmak yerine daha çok karşı çıkıyor, hatta işimizi engelliyor. İkincisi, bir gün işe gitmezseniz gelir olmuyor. Sigortası ve emekli maaşı yok. Genellikle biz seyyar satıcılar öğle yemeğimizi metroda yemek zorunda kalıyoruz. Dışarıdan yiyecek almanın maliyeti de yüksek ve bunu karşılayamıyoruz. Bu yüzden öğle yemeğini evden yanımıza alıyoruz. Özellikle kış aylarında bu sorun daha çok kendini gösteriyor ve dinlenmek de yok. Çünkü bunun için yerimiz yok. Bunların dışında irili ufaklı başka sorunlar da var. Bazen kavgalara yol açan müşterilerle uğraşıyoruz. Seyyar satıcılar arasında kavga, muhasebe ve defterlerdeki hatalar, hırsızlık, yetkililere rüşvet vermek gibi sorunlar…”

‘Görevliler kadınları taciz ediyor’

Özellikle kadınların yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Farideh L. şöyle konuşuyor: 

“Bu sorunlar herkesin sorunu ama sadece kadınların sorunu olan başka sorunlar da var. Biz kadın seyyar satıcılar tacize maruz kalabiliyoruz hem müşterilerden hem de metro yetkililerinden. Hatta çoğu kez metro görevlileri seyyar satıcıların kadın ve kızlarını sırf taciz etme niyetiyle tutukluyor. Özellikle genç kadınları tutukluyorlar. Bunlar biz kadınların kendilerini daha güvensiz hissetmesine neden oluyor. Geçen yıl ben ve başka bir kadın, bu memurlardan biriyle, genç bir kıza karşı çirkin davranışları nedeniyle kavga ettik. Bir süre sonra aynı memur eşyalarıma el koydu. Ama hiçbir sorun yok. Çünkü zorbalığa karşı durmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu durumlarda kendimi hiç durduramıyorum.”

‘Birlik olmamız gerekiyor’

Kadınların birbirine karşı sorumluluk duymadığını ve birlik olamadıklarını söyleyen Farideh L. “Seyyar satıcılar arasındaki rekabetten dolayı maalesef aralarında pek bir birlik yok. Bu tür sorunlara karşı birlik olmamız gerekiyor. Tabii artık birçok seyyar satıcı kadın birbiriyle daha çok ilgileniyor. Özellikle geçen yıldan bu yana toplumda ve kadınlarla ilgili yaşanan olaylardan sonra… Kadınlar arasındaki empati gerçekten çok arttı. Halkın bu sempatisi ve desteği arttı. Bana göre son bir buçuk yılda çok şey değişti. Eskiden böyle değildi ama artık kadınlar hem daha birlik içinde hem de her zamankinden daha cesur” diyor.

‘Cesaret kadınlarda yaratılmalı’

Birkaç yıl önce böylesi bir birliğin olmadığına dikkat çeken Farideh L. son olarak şu ifadelerde bulunuyor: “Birkaç yıl önce bir sorun olsaydı ayağa kalkacak cesaret ve birlik bulamazdık ama şimdi durum çok farklı, kadınlar haklarının ve yeteneklerinin fazlasıyla farkına varmaya başladı. Birlikte olduklarında çok fazla güce sahip olduklarını biliyorlar. Şu anda kadınlardan birine yaklaştıklarında diğerleri o kadını destekliyor. Böyle olmalı, bu cesaret kadınlarda yaratılmalı. Benim de iki ergen kızım var ve onları bu şekilde büyütmek için elimden geleni yapıyorum. Elbette yeni nesil bizden çok daha bilinçli ve cesur. Umarım hiçbir kadının kadın olduğu için ezilmediği günler gelir.”