Haber Merkezi- Bu yıl "Rabe dema azadî û serkeftinê ye" şiarıyla gerçekleştirilen Newroz, Hatay’da da büyük coşkuyla kutlandı. Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Altıocak Mahallesi'nde bulunan top sahasında yapılan kutlamalara, birçok kişi kiras-fîstan ve şal-şepik ile katılırken, kadınlar ve gençlerin yoğunlukta olması dikkat çekti.

Kutlamaya gelenler, polisin kurduğu tek arama noktasından geçerek alana alındı. İskenderun'dan Newroz'a gelen kitle, alana "Jin jiyan azadî" ve "Bijî Newroz" sloganları atarak geldi. Kutlamalara kentteki siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşundan sonra başlayan kutlamada, yurttaşlar yerel sanatçıların seslendirdiği ezgiler eşliğinde halay çekti.

Abdullah Öcalan’ın 2013 yılındaki mesajı okundu

Newroz’da ilk olarak konuşan DEM Parti Dörtyol İlçe Eşbaşkanı Hıdır Simli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talepleriyle cezaevlerindeki siyasi tutukluların başlattığı açlık grevi eylemine işaret etti. Hıdır Simli, tutukluların taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi için mücadele çağrısında bulundu.  Daha sonra DEM Parti Hatay İl Eşbaşkanları Seher Cevheroğlu ve Naim Özbek, halkın Newroz'unu kutladı. Tüm baskı ve saldırılara karşın mücadele edip kazanacaklarını ifade eden Naim Özbek, daha sonra Abdullah Öcalan'ın 2013 Newrozu’na gönderdiği mesajı okudu.

Mesajın ardından kentteki DEM Parti belediye eşbaşkan adayları sahneye çağrıldı. Adaylar, "Dem deme İmralı tecridini kırma zamanıdır" diyerek, birleşik mücadele çağrısında bulundu. Kutlamada son olarak Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Newroz alanını dolduran halkın Newroz’unu kutlayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, Newroz'un uzun bir özgürlük yürüyüşü ve Kürt halkının mücadele kimliği olduğunu vurguladı.

Çiğdem Kılıçgün Uçar: Depremde çok büyük fotoğraf gördük

6 Şubat Mereş merkezli depremi hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, bu depremde iktidarın halkla olan ilişkisini gördüklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

 "Deprem üzerinden bir yıl geçti. Depremi en ağır yaşayan Hatay oldu. Biz bu depremde çok büyük bir fotoğraf gördük. Bildiğiniz bir fotoğraftı ama herkesin daha net şekilde gördüğü bir fotoğraf oldu. Bu ülkeyi yönettiğini iddia eden iktidarın, halkla nasıl ilişkide olduğunu gördük. O gün deprem felaketine bizi maruz bırakan iktidarın kendisi yeni tehditlerle gündemde. İktidar, ‘belediyeyi almazsam hizmet vermeyeceğim’ diyor. Bunu söylemesine gerek yok, zaten biliyoruz. Kendisine oy vermeyenlere karşı, belediyenin başka partide olduğu yerlerde nasıl davrandığına tanıklığınız var.

Kurdistan'da sesi, sözü,  politikası kalmayan AKP iktidarı ne yaptı? Halkın kazanımlarına, ilmek ilmek ördüğü kazanımlarına kayyum atadı. Kendi kayyumuna da kayyum atadı. Şimdi yerel seçimlerde bütün siyasi partiler, ‘DEM Parti ne yapacak?’ diye tartışıyor. DEM Parti geleneği yıllardır halkçı belediyeciliği, demokratik belediyeciliği elden bırakmadı, bırakmayacak. Toplumuz sorunlarını çözmek için geliyor. DEM Parti, bu toplumun dertlerine derman olmak için geliyor. Var mısınız birlikte derman olmaya sevgili halkımız?"

‘Deklarasyon barış, eşitlik demekti’

Ramazan ayında olduklarını ancak halkın 12 ay boyunca aç olduğunu vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, ekonomik krize dikkat çekti. “Bu iktidara birlikte dur diyecek ve geçit vermeyeceğiz" diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, halkla birlikte bu düzeni durduracaklarını söyledi. Mevcut rejimin yol haritasının yüzyıldır katliam, inkar, asimilasyon, tanımama ve rejim değişmek olarak niteleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları ifade etti:

"Adları değişti, iktidarlar değişti, kişiler değişti ama Kürtlerle ilişkiler değişmedi. Bir hafta önce Bağdat'ta bir araya geldiler, bir anlaşma imzalamışlar. Anlaşmanın manasını söyleyelim; Sınır ötesi operasyonlarla Kürtleri nasıl katledeceklerinin imzasını attılar, anlaşmasını yaptılar. Bu anlaşmalar yapılırken, çocuklarını savaşta kaybeden annelerimiz Adalet Nöbeti’nde. Çocuklarının cenazeleri, hatta kemikleri torbalarda verilen ailelerimiz barış çağrısından geri durmadılar. Tablo bu kadar açıkken ve 100 yıldır savaş politikasında, sınır ötesi operasyonlarda hiçbir sonuç alamamış bu devlet, çözümsüzlük ile artık sürdüremez. Sayın Abdullah Öcalan, 2013 Newrozu’nda bir deklarasyon gönderdi ve Amed Newrozu’nda herkes dinledi, sadece Kürtler değil, Türkiye'de yaşayan bütün halklar dinledi. Ne vardı Newroz deklarasyonunda? Türkiye'de kanın, gözyaşının olmadığı, ölümlerin olmadığı bir dünya mümkün deklarasyonuydu. Bu deklarasyon, Türkiye'deki bütün halklar, bütün toplumsal kesimler tarafından kabul gördü. Ancak hayata geçirilmedi. Deklarasyon, Türkiye'de sağlanacak barış, eşitlik demek, özgürlük demek, adalet demek, hukuk demek. Bu kimin işine yaramıyor? Elbette ki AKP ve MHP iktidarının işine yaramıyor. O yüzden ‘çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık’ dediler ve yeniden katliamlar üretmeye devam ettiler."

'Savaş politikalarına geçit vermeyeceğiz’

Halka ve siyasetçilere dönük baskı, gözaltı ve tutuklamalara da değinen Çiğdem Kılıçgün Uçar, tüm siyasi tutukluların direndiğini sözlerine ekledi. Türkiye'de yaşanan sorunların temelinde Kürt sorunu yattığını ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorunun çözüm adresinin ise İmralı olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan’ın çözümün kendisi olduğunu ifade eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümü için tüm kesimlere iktidarın politikalarına karşı  mücadele etmeye çağırdı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, ikinci yüzyılda savaş politikalarına geçit vermeyeceklerini belirterek, mücadele sözü verdi.

Konuşma ardından Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Barış Anneleri Newroz ateşini yaktı. Sanatçılar Baran Bozyel ve Cevdet Bağca’nın seslendirdiği şarkıların ardından kutlama sona erdi.