ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunus Gazeteciler Sendikası’nın genel kurul seçimleri 6-7 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek. Sendikanın yeni yönetimine aday olanların 10’u kadın ve 10’u ise erkek. Kadın adaylarla seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İcra Dairesi üyeliğine aday gösterilen gazeteci Sania Al-Birinsi, tüm gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarını güvence altına alan bir program hazırladığını ve sloganının da “Özgür Basın” olduğunu anlattı.

‘Önceliğim özgürlükleri savunmak olacak’

Gazetecilerin yasal boşluklar nedeniyle düşük ücretlerle güvencesiz çalıştıklarını, keyfi olarak işten çıkarıldıklarını, gerekçe göstermeksizin mesleklerinden ihraç edildiklerine işaret eden Sania Al-Birinsi, yönetime seçilmesi halinde güvencesiz çalışmayla mücadele edeceğini vurguladı. Önceliğinin özgürlükleri savunmak olacağını belirten Sania Al-Birinsi, şunları ifade etti:

“Gazeteciler Şatha Al-Hac Mubarak ve Halifa Al-Qasimi gibi görüşlerinden dolayı hapsedilen birçok kişi var. Tunus basınını adli kovuşturma labirentine sürüklüyorlar. Uygulanan sansür nedeniyle Tunuslulara bilgi ulaştırılması engelleniyor. Kadın gazetecilerin sahada maruz kaldığı her türlü şiddet ve cinsiyete dayalı ayrımcılıklarla mücadelenin güçlendirilmesinin zamanı geldi.”

‘Kadın adaylar erkek meslektaşları tarafından hedef alındı’

Adaylardan Gazeteciler Sendikası İcra Dairesi Üyesi Amira Muhammed de sendikanın seçim sürecine çok sayıda kadın gazetecinin katıldığını belirtti. Ancak seçim hazırlıkları sırasında erkek meslektaşlarının aday olan kadın gazetecileri hedef aldığını gördüklerine dikkat çeken Amira Muhammed, “Kadın gazeteciler cinsiyetlerinden dolayı saldırıya uğruyor ve ihlallere maruz kalıyorlar. Bazı kadın gazetecilerin itibarı kasıtlı olarak bozulmak isteniyor” diye konuştu.

‘Taraflı kampanyalar utanç verici’

Sendikanın kadın hakları konusunda adil davranması gerektiğini söyleyen Amira Muhammed, “Cinsiyetler arasında tam eşitlik sağlanmalı. Kadınların kamusal alanda var olma hakkına inanmalı. Bazı şüpheli tarafların yürüttüğü taraflı kampanyalar utanç vericidir ve medya sektörüne hiçbir fayda sağlamamaktadır. Tunus Gazeteciler Sendikası her zamanki gibi bağımsız bir çizgiye sahip olmalı ve mesleğin bağımsızlığını savunmalı” diye kaydetti.

‘Vatandaşın bilgiye erişim hakkı için mücadele ediyoruz’

Medyanın özgürlüklerini kısıtlayan 54 sayılı kararnamenin kaldırılmasını istediklerini dile getiren Amira Muhammed, “Çünkü mevcut hükümet tarafından bu kararname kapsamında gazetecilere karşı açılan çok sayıda dava var. Bu kararname gazetecilik mesleğine ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdittir” dedi. Gazetecilerin olup bitenlerin perde arkasını anlamak için sağlıklı bilgi arayan vatandaşa karşı görevini yerine getirmeye çalıştığını söyleyen Amira Muhammed, şunları ifade etti:

“Bizler de bu anlamıyla bilgiye erişim hakkını güvence altına almak için mücadele veriyoruz. Bilginin engellenmesi bir hak ihlalidir. Gazetecinin görevini ve misyonunu yerine getirme hakkına yönelik bu saldırılar kabul edilemez. Bu, bazılarının iddia ettiği gibi siyasi bir eylem değil, yetkililerin gazetecilerin bilgi edinme hakkına saldırmaya yönelik sistematik bir politikasıdır. Şatha Al-Hac Mubarak ve Halifa Al-Qasimi’nin tutuklanması diz çöktürtmek ve korkutmak için yapılan bir tutuklamadır.”

‘Gazetecilerin güvenliğini sağlamak istiyoruz’

Tunus’ta gazetecilik tarihinde haberi nedeniyle hiçbir gazetecinin 5 yıl hapis cezasına çarptırılmadığını hatırlatan Amira Muhammed, “Bu durum otoritenin medyaya yönelik politikası. Bizler sendikayız muhalefet partisi değiliz. Otorite ile çatışma halinde değiliz. Sadece özgürlüğümüzü, haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunuyoruz. Hiçbir partiyle savaş halinde değiliz. Tek amacımız gazetecilerin ve vatandaşın bilgi edinme hakkını korumak. Ayrıca kadın ve erkek gazetecilerimizin güvenliğini sağlamaktır” şeklinde konuştu.