‘Siyasi partiler halkların gücüne güvenmeli’

Araştırmacı gazeteci Nagin Şeikhul-Islami Watani, düzenlenen “Jin, jiyan, azadî” konferansıyla İran ve Kurdistan halklarının kurtuluşu için ortak bir söylemin geliştirilmeye çalışıldığını belirterek, “Siyasi partiler halkların gücüne güvenmeli” dedi.

ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi – İran’da ‘ahlak polisleri’ tarafından Jina Mahsa Amini’nin başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle katledilmesinin ardından başlayan “jin jiyan azadî” ayaklanmasına ilişkin çeşitli etkinlikler yapılmaya devam ediyor. İran Demokratik Platformu, 30 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Almanya’nın Köln şehrinde “Jin jiyan azadî” konferansı düzenledi. Konferansa gazeteciler, İranlı siyasetçiler, aktivistler, siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütleri katıldı.

Konferansa katılan Araştırmacı Gazeteci Nagin Şeikhul-Islami Watani, konferansa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Jina Mahsa Amini’nin katledilme sürecine değinen Nagin Şeikhul-Islam Watani, İran Demokratik Platformu’nun, İran ve Rojhılat’ta başlayan ayaklanmayla birlikte Köln, İsveç, Brüksel şehirlerinde ve Avrupa Parlamentosu'nda birbirini takip eden konferanslar düzenlendiğini belirtti.

‘Amaç halkların kurtuluşu için ortak söylem geliştirmek’

Konferansların amacının İran halklarını bir araya getirmek ve İran ve Kurdistan halklarının kurtuluşu için ortak bir söylem geliştirmek olduğunu vurgulayan Nagin Şeikhul-Islami Watani, şunları kaydetti:

“Geçmişte yapılan konferanslarda İran halklarının siyasi liderleri, sivil liderleri bir araya gelmişti. Konferans hem sözlerimizin ortaklaşması hem de halkların birbirine yakınlaşmasını amaçlıyor. Çünkü bu daha önce İran toplumunda neredeyse imkansızdı. İran'da bulunan halklar, birbirlerinin, kültürel, siyasal ve sosyal taleplerinden az haberdardı.”

‘Halklar barış içinde yaşıyorlar’

Platformun yaptığı son konferansta düzenlenen panelde siyasi partilerin öneri ve mesajlarının okunduğunu söyleyen Nagin Şeikhul-Islami Watani, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Halk arasında var olan ortak söylemler her ne kadar hareket içinde birbiriyle ilişkili olsa da partiler arasında yoktu. Kürtler, Farslar, Türkler birbiriyle barış içinde yaşıyorlar ancak siyasi partiler başka hedeflerin peşinden koşuyorlar. İlerici sol siyasi partilerimiz var ve laik sağın siyasi hedefleri var. Bana göre dışarıdaki laik sağ ile içerideki dindar sağ birbirinden farklı değil. Çünkü aynı hedefe doğru ilerliyorlar. Tek fark birinin dindar bir diktatör olması diğerinin laik bir diktatör olması. Bu nedenle kimi zaman bu partiler ortak bir söylem içerisinde olmaya çalışmışlardır.”

‘Halkın gücüne güvenmek zorundalar’

İran’daki sol gruplara ise marjinal ve küçük meselelere müdahil oldukları eleştirisinde bulunan Nagin Şeikhul-Islam Watani, “Ancak platform, tüm halkların, tüm cinsiyetlerin ve ötekileştirilmiş insanların tartışmaya katılabileceği ‘Demokratik Konfederalizmi’ savunduğunu söylüyor” dedi. Konferansta farklı düşünceler ve eleştirilerin de dile getirildiğini belirten Nagin Şeikhul-Islam, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elbette herkesin aynı düşünemeyeceğini kabul etmek gerekiyor. İnsanların birbirini kabul etmesi önemlidir. Mesela bir parti federalizm önerebilir, diğer parti konfederasyon önerebilir ama önemli olan hangi düşüncenin toplumu ve halkları buluşturabileceğidir. Bana göre orada bulunan siyasi partilerin kendi sorunları vardı, çözemedikleri şeyler vardı. Ancak halkların gücüne güvenmek zorundalar. Burada artık tek başına liderliğin bir anlamı yok, kadınların ve gençlerin dikkate alınması gerekiyor.”