TJA üyesi Figen Ekti: Cezaevleri bizlerin vicdan kapısıdır

Bir yıllık tutukluluğunun ardından geçtiğimiz Kasım ayında tahliye edilen TJA üyesi Figen Ekti, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ve açlık grevlerine dair duyarlılık çağrısı yaparak, “Cezaevleri bizlerin vicdan kapısıdır” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Ankara merkezli 30 Kasım 2022’de başlatılan bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 Tevgera Jinên Azad (TJA) üyesi kadından 10’u 2 Aralık 2022’de tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Bir yıllık tutukluluklarının ardından 10 Kasım 2023’te görülen duruşmada 9 kadın tahliye edildi. Tahliye edilen isimler arasında yer alan TJA’lı Figen Ekti, cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti. Hasta tutukluların tedavi edilmediğini ve tutukluların hiçbir haktan faydalanamadıklarını dile getiren Figen Ekti, cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerini sahiplenme çağrısında bulundu.

Herhangi bir suç delili olmadan işkence ile gözaltına alındıklarını ve gözaltı süreci boyunca kötü muamele ile karşı karşıya kaldıklarını aktaran Figen Ekti, yaptıkları yurt dışı seyahatleri, gittikleri hastaneler ve hesaplarındaki para akışının önlerine suç delili olarak konulduğunu söyledi. 23 kadınla Amed’den Ankara’ya bir ring aracı ile götürüldüklerini belirten Figen Ekti, adil olmayan ve daha önce kararı verilen bir yargılama ile tutuklandıklarını söyledi.

‘Bütün haklar askıya alınmıştı’

Gözaltı sürecinin ardından bu işkencenin cezaevinde de devam ettiğini belirten Figen Ekti, son tutukluluğu ile 3’üncü kez cezaevine girdiği bilgisini paylaştı. Bu süreçle beraber cezaevlerinde önceki yıllara oranla yaşanan değişimi de gözlemlediğini aktaran Figen Ekti, “Hem sistem zihniyeti hem de yaptıkları uygulamalarda büyük bir değişimin olmadığı ortada. Ancak var olan baskılar daha da çok yoğun yaşanıyor. Kendileri her ne kadar insani bütün hakların uygulandığını söylese de bu durum cezaevlerinde tam tersi bir şekilde işletiliyor. Tutuklular olarak bütün haklarımızdan mahrum bırakılmıştık. Özellikle Sincan’da çok ciddi bir bürokratik baskı vardı. İnsan haklarının da bu bürokratik baskı ile yok edildiğini görebiliyorduk.” dedi.

‘Ağır bir tecrit uygulanıyor’

Yine hasta tutukluların şartlarının her gün daha da zorlaştığını aktaran Figen Ekti, tutukluların tedavi dilekçelerine dahi yanıt verilmediğini söyledi. Hasta tutukluların tedavi haklarından mahrum bırakıldığı ve tahliye edilmedikleri için yaşamlarını yitirdiğine yer veren Figen Ekti, aileleri ile son kez görüşmelerinin de engellendiğine dikkat çekti. Ağır tecrit koşullarının yaşandığı cezaevlerinde tutukluların bu durumun sona ermesi için bir açlık grevi başlattığının altını çizen Figen Ekti, “Bizler cezaevlerindeki tecrit politikalarının ağırlaştığını görüyoruz. Bu ağır bir süreç, tutukluların talepleri insani talepler. Sadece tutukluların değil, herkesin bu sürece ses vermesi ve destek olması gerekiyor. Hangi kurum olursa olsun tutukluların cezaevlerinde yaşadığı ihlalleri duymalı yine hasta tutuklular bir an önce tahliye edilmeli.” şeklinde konuştu.

‘Bir kaşık şekeri bahane edip infaz erteliyorlar’

İnfaz ertelemelerine de dikkat çeken Figen Ekti, sadece Sincan Kapalı Cezaevi’ne 12 kadın tutuklunun cezaları bitmesine rağmen küçük ve komik gerekçelerle tahliye edilmediklerini söyledi. Figen Ekti konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Türkiye’de idam cezası kalktı evet ama uyguladıkları politikalar idam cezasından daha da ağır. Buna birkaç örnek vermek gerekirse Sincan Cezaevi’nde 12 tutuklu kadın cezalarını bitirmelerine rağmen tahliye edilmiyor. Çok küçük bahaneler ile tahliye edilmiyor. Erken uyandıkları, kitap okumadıkları ya da bir kaşık şeker fazla aldıkları için tahliye edilmiyorlar. İnsan hakları bu şekilde ayaklar altına alınıyor. Özgürlük hakları infazları ertelenerek ya da yakılarak ellerinden alınıyor. Bu nedenle açlık grevleri bu ihlallere karşı önemli bir adım oldu, ama tutukluların yalnız bırakılmaması gerekiyor.”

‘Kamuoyu bu konuda duyarlı olmalı’

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair bütün kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunan Figen Ekti, “Hem hasta tutukluların tahliye edilmesi gerekiyor hem de tecridin sona ermesi gerekiyor. Bu insanlık dışı uygulamalara dur demek gerekiyor. Cezaevleri bizlerin vicdan kapısı, bu kapıyı her daim açık tutup ve sahiplenmek gerekiyor” dedi.