Siyasetçiler: Katliamlara karşı her alan serhildana kalkmalı

Kongra Star Koordinasyon üyesi Nesrîn Doko ile Süryani Birlik Partisi’nden Sebah Şabo, Türk devletinin Yusra Derwêş, Lîman Şiwêş ve Fırat Tuma’yı katletmesini kınayarak, kadınlara her alanda serhildan geliştirme çağrısı yaptılar.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- İşgalci Türk devletinin Qamişlo-Tirbespiyê yolu üzerinde gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucu Qamişlo Kanton Meclisi Eşbaşkanı Yusra Derwêş ile yardımcısı Lîman Şiwêş ve yurtsever Fırat Tûma yaşamını yitirdi. Kongra Star Koordinasyon üyesi Nesrîn Doko ile Süryani Birlik Partisi’nden Sebah Şabo, Türk devletinin saldırı ve katliamlarına ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 

Yaşanan saldırıların 19 Temmuz devrimine yönelik olduğunu belirten Nesrîn Doko, “Türk devleti Kuzey Doğu Suriye’deki halkların devrim yapmasını, Özerk Yönetim kurmasını, kadınların özgürleşmesini istemedi. Türk devleti, kadın özgürlük çizgisine karşı birçok saldırı gerçekleştirmiş ve ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinin öncülerini şehit etmiştir. Zeyneb Sarûxan, Jiyan Tolhildan ve dün de Yusra ve Lîman yoldaşlarımız şehit edildi. Bunun birçok örneği var. Yusra ve Lîman yoldaşlarımız onlarca yıldır yurt içinde ve yurt dışında kadın ve Kürt halkının davası için mücadele ederek uluslararası arenada birçok işe imza attılar, öncülük ettiler. Bugün Arap kadınları DAİŞ korkusu ve karanlığın perdelerini yırtıp kurtarılmış bölgelerde söz ve renk sahibi olduysa bu Lîman yoldaşımızın eseridir. Yusra ve Liman, özgür kadın çizgisinin ve kadın kimliğinin savunucularıydı, bu uğurda canlarını verdiler. Yusra sadece yönetici değildi aynı zamanda öğretmendi” dedi.

‘Mücadelemizi sınırlayamazlar’

Öncü kadınların hedef alınmasının "Jin, jiyan azadî" felsefesinin dünyada uyandırdığı yankıya bağlayan Nesrîn Doko, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün sadece bizler değil tüm dünya kadınları mücadele yürütüyor ve bu uğurda yaşamlarını feda ediyor. Yusra Derwiş’in her sözü düşmanın kalbine bir mermi gibi isabet ediyordu. Doğru, arkadaşlarımız şehit edildi ancak düşman yolumuzu kapatamaz, mücadelemizi sınırlayamaz. Şunu çok iyi biliyoruz ki öncü kadınlarımızın hedef alınması sadece işgalci Türk devletinin planı değil Uluslararası Koalisyon ve garantörleri de bu işin içinde. Öncülerimiz ve savaşçılar DAİŞ’in gücünü kırdılar ve yeni toplum yarattılar ancak Türk devletinin hedefi oluyorlar. Uluslararası Koalisyon niye var, niçin var? Neden gözlerinin önünde öncülerimiz hedef alınıyor?”

Kadınlara çağrı

Nesrîn Doko konuşmasını şu çağrıyla noktaladı: "Kuzey ve Doğu Suriyeli, Kürdistanlı, Ortadoğulu kadınları, yine dünyanın neresinde olursa olsun yüreği özgürlük için atan tüm kadınları saldırılar karşısında sessiz kalmamaya ve her yeri serhildan alanına çevirmeye çağırıyoruz. Sahalardaki saldırılara hep birlikte yanıt olabiliriz. Bugün Rojava'daysa yarın Avrupa'da olacak. Ayağa kalkın, şimdi başkaldırma ve faşizmi yıkma zamanı. Birliğimiz gücümüz ve özgür kadın çizgisinin korunmasını sağlayacak varlığımızdır."

‘Bu bir terör eylemidir’

Sebah Şabo da Özerk Yönetim'e karşı uluslararası bir komplonun olduğunu belirterek, "Komutanlarımızı ve öncülerimizi hedef alma olayı ilk değil her seferinde tekrarlanıyor ve bu bir terör eylemidir. Özerk Yönetim Projesi ve bölgenin ortak yaşamı hedef alınıyor. İşgalci Türk devleti, Osmanlı hayalini yeniden diriltmek istiyor ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki Özerk Yönetim Projesi’ni hedef alıyor. Ayrıca Türk devleti, yeni parçalar yaratmak, bölgemizi işgal etmek ve demografik değişim yaratmak istiyor. Düşmanın asıl hedefi kadınların iradesidir. Kadın devrimini kendi irade ve varlıklarına tehdit olarak görmektedirler" diye konuştu.

‘Sessizlik ve eylemsizlik şüphe kaynağıdır’

Uluslararası toplumun sessizliğine dikkat çeken Sebah Şabo,"Devletlerin ve uluslararası toplumun sessizliği ve eylemsizliği şüphe kaynağıdır. Bugüne kadar neden bu kadar sessizlik? Türk devletinin hangi suçları işlediğini görmüyorlar mı? Kuzey ve Doğu Suriye'deki saldırılar başlı başına bir terör ve insanlık dışı eylemdir. Türk devleti tarafından bölgelerimize karşı işlenen, genellikle kadın ve insanlığa karşı işlenen suçlardan dolayı soruşturulabilmesi ve yargılanabilmesi için uluslararası bir mahkemenin kurulmasını talep ediyoruz. Türk devleti sınır ihlali yapıyor ve ihlal ettiği sınırlarda çok sayıda insanlık suçu işliyor” dedi.