Mısır’da kadın sorunlarına sanatla farkındalık yaratılıyor

İletişim Vakfı (ACT) Başkanı Azza Kamel, Mısır’da kadına yönelik artan şiddet, ‘anlaşmalı evlilik’ ve ‘kadın sünneti’ gibi temel sorunlara karşı farkındalık oluşturma amacıyla sanatla mücadele yürüttüklerini belirti.

ASMAA FATHI

Kahire- Mısır’da şiddet, katletme, kadın sünneti (genital sakatlık), çocuk yaşta evlilikler, zorla berdel edilerek evlendirilmeler hala temel toplumsal sorunların başında geliyor. Son yıllarda özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan yoğun savaş durumu mülteci sorununu da beraberinde getirdi. Savaşla birlikte derinleşen ekonomi de bu göçleri önemli ölçüde artıran bir neden. Mısır’a farklı ülkelerden savaş veya ekonomik gerekçelerle çalışmak için gelen mülteci erkekler, çalışma ve oturum izni alabilmek için özellikle yoksul aileler ile belli bir anlaşma yaparak çocukları ile evlilik yapıyorlar. Toplum içinde ‘anlaşmalı evlilik’ olarak tanımlanan zorla evlendirmelerin çoğu ise 18 yaşın altında çocuklar ile gerçekleştiriliyor. Bu evlilikler erkeğin ülkesine dönmesi ile sonlandırılırken, bu evlilikten hamile kalan kadın çocuğunu kayıt dahi yaptıramıyor. Kadınların yaşadığı sorunların çözümüne dair kadın örgütleri ve sivil toplum kurumları birçok çalışma gerçekleştirdi. Kadınlarda yaşadıklarına dair farkındalık oluşturma ve toplumda zihniyet değişimini amaçladıkları çalışmalarda en çok da sanattan faydalanıyorlar.

Bu durumun erkekler için bir eğlenceye dönüştüğünü, kadın için ise yeni ve derin bir şiddet biçimi olduğunu ifade eden Kalkınma İçin İletişim Vakfı (ACT) Yönetim Kurulu Başkanı Azza Kamel, konuya ilişkin gençlerde farkındalığı geliştirmek için sanattan faydalandıklarını belirtti. Çalışmalarına dair ajansımızın sorularını yanıtlayan Azza Kamel,

*ACT Vakfı şiddete karşı nasıl bir mücadele yürütüyor?

Badrashin ve Hawamdiya gibi Mısır'ın çeşitli bölgelerinde yaygın olan "anlaşmalı evlilik" olgusu kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddet türlerinden biri. Kadınların ‘anlaşmalı evlilik’ olgusundan kaynaklanan mağduriyetleriyle mücadele etmek için birçok program üzerinde çalıştık. Basra Körfezi bölgesinden gelen erkeklerle kısa süreli geleneksel evliliğe zorlanan kız çocuklarında farkındalık yaratmak ve bu evliliklerin önüne geçmek için bir çalışma başlattık. Bu tür evliliklerin kız çocuğu ve toplum üzerinde birçok olumsuz etkisi var. Erkekler sırf eğlence olsun diye anlaşmalı evlilikler yapıyor ve sonrasında ülkelerine dönüyorlar. Kız çocuğunun hamile kalması durumunda ise doğumda çocuğunu kayıt altına bile alamıyor. 

Vakfın görevi de mağdurlara hukuki destek sağlamak ve bu alanlardaki uzmanlar tarafından psikolojik olarak rehabilite etmek. Ayrıca onların daha sonra isterlerse işgücü piyasasına katılmalarına yardımcı olmak için okuma-yazma kursları da açtık. Kadınlara hukuki farkındalık sağlamanın yanı sıra, kız çocuklarını erken evlenmeye zorlamak yerine ekonomik olarak güçlendirmeleri için maddi destek sağlıyoruz. Anlaşmalı evlilik mağdurlarına destek olmak için bölgede başlatılan gençlik girişimleriyle iş birliği yapıyoruz.

Sinema ile farkındalığı amaçlıyorlar

*Mevcut sorunların toplum üzerindeki etkilerini azaltmak için sanat çalışmaları da yapıyorsunuz. Biraz bu çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Sanat, kadınların sorunlarını ele almak için kullanılan programların başında geliyor; bu nedenle gençlere cep telefonu kullanarak film çekmenin yollarını öğretmeye çalışıyoruz, ayrıca onları popüler bir tiyatro ekibi oluşturma konusunda eğitiyoruz. Geçtiğimiz yıl anlaşmalı evlilik ve kadın sünneti üzerinde çalıştık. Yönetmenlik, fotoğrafçılık ve montaj mesleğini öğrenmek isteyen çok sayıda kız çocuğunun varlığını fark ettik. 'Sinemada O' başlığı altında 50 kız çocuğu ve kadına film yapmayı öğretmeyi hedefleyen bir proje var. Sanat alanında cinsiyet tekelini kırmayı hedefliyoruz ve vakfın küçük bir stüdyosu var. Bu sayede kadınlara üretim maliyeti yüklenmiyor ve onlarla aynı şeyi yapanlar arasında ortaklıklar ve ağlar oluşturuyoruz. Asvan, Gize, Kahire ve İskenderiye'deki kadınların ürünlerini cep telefonu üzerinden satışını sağlamasını hedeflediğimiz “İşyerinde Kadınlar için Mobil Sinema” projesini başlattık ve ayrıca Zawya'da “Çalışan Kadınlar” festivali düzenledik.

*Sanat her biçimiyle değişimin sağlanmasında en büyük etkenler arasında yer alıyor. Bu çalışmalar ne derecede etkili oluyor?

Hiç şüphe yok ki sanat, gerçekliği etkilemenin en önemli araçlarından biri ve sanat programları kapsamında bizimle çalışan, istismara uğrayan kadınlar da dahil olmak üzere pek çok kadın var. Bu programlardan elde ettiğimiz ilk sonuçlar kadınlar açısından oldu. Özgüvenlerini yeniden kazanmaları ve deneyimlerini başkalarına aktarmaları önemli oldu. Erkeklerin katılımının da bir avantajı vardı: Geleneksel kalıplaşmış gerçekliklerin ve kadınlara bakış açılarının çoğunun değişmesinde rol oynadı. Değişim hemen olmayabilir ama birikim var ve bizi ilgilendiren önemli bir konu var; o da herkes için sanat yapmak. Profesyonel seviyeye yükselen birçok filmimiz var.

‘Cinsiyetçi sinemayı hedefliyoruz’

*Bazıları sanatın ve kültürün gerilemesinin şiddet oranlarının artmasında etkili olduğunu düşünüyor. Sanatın şiddete karşı bir pencere olduğu belirtiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Mısır, sinema dünyasında her zaman yer almıştır. Ancak özellikle daha önce adını duymadığımız “temiz sinema” kavramına yönelik muhafazakar seslerin ve eleştirilerin artması, sanat dünyasında cinsiyete dayalı ayrımcılığın oranının artmasına neden oldu. Artık mevcut olmayan, parlak düşünceye sahip nesillerin yetişmesinde büyük rol oynayan kültürel alanda, forumlarda ve tartışmalarda da durum bundan pek farklı değil, hatta kitap fiyatlarının yüksek olması nedeniyle okumaya olan talep de azaldı. Çok satanlar kavramının hakimiyeti, içeriğin kalitesini olumsuz etkiledi. Roman ve öykü yazarlarının sayısında bir artış var ancak yeni eserlerin takibi ya da genel olarak kültürel zenginliklerin olmaması, tüm bunların bizi olumsuz etkilemesine neden olmuştur.

*Sinemanın bu düzeyde cinsiyetçi olmasının sebepleri nelerdir?

Sebepler büyük ölçüde Mısır'daki yapım şirketleriyle ilgilidir. Arap Körfez ülkeleriyle yakın ilişkileri var ve bu da kadınların erkeklere göre sinemaya ve diğer yerlere katılımını etkiliyor. Bu sahne yavaş yavaş değişmeye başladı. Nelly Karim ve Mona Zaki gibi birçok kadın sanatçı başrolleri oynayarak birçok başarıya imza attı. Maryam Abu Auf, Aiten Amin, Hala Khalil gibi bazı kadın yönetmenler parladı. Bazıları da bu alanda yeteneklerini ve değerlerini kanıtlamaya çalışıyor. Kadınların geri dönüşüne yönelik teşvik sesleri de yükseldi.

*Vakfın yeni yıl planları neler ve faaliyetleri Sudan ve Gazze'de son dönemde yaşanan olaylardan etkilendi mi?

Faaliyetlerimizin uygulanması elbette son dönemde Sudan ve Gazze'de yaşanan olaylardan etkilendi, son dönemde bunları planladığımız gibi uygulayamadık. Gazze'de tarih boyunca eşi benzeri olmayan savaş bizi etkiledi. Yeni yılda beklenen planlara gelince, Mısır'daki feminist haritanın özelliklerini, feminist girişim ve kurumların yerlerini belirlemek, hedeflerini, vizyonlarını, misyonlarını ve üzerinde çalıştıkları konuları öğrenmek için çalışmalar var. Karşılaştıkları zorluklara ışık tutmanın yanı sıra, aralarında ağ kurma ve katılımcı çalışma için ortak bir vizyon geliştirme olanağı da var çünkü bu tür durumlarda bu bir zorunluluk haline geldi. Anlaşmalı evlilik mağduru kadınlara psikolojik ve hukuki desteğin yanı sıra sünnet uygulaması başta olmak üzere kadına yönelik şiddet biçimlerine karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ayrıca “Sinemada Kadın” ve “Mobil Sinema” projelerinin gidişatını takip edeceğiz.