Kuzey ve Doğu Suriye'de 2024: Kadınların varoluş mücadelesi

Kuzey ve Doğu Suriye’de 2024 yılında “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesiyle yaşamın birçok alanında önemli başarılar elde eden Kürt kadınlar, Ermeni, Çerkes, Süryani, Türkmen ve Arap kadınlarla öz savunma hattını güçlendirdi.

Haber Merkezi- Ulus devletin cinsiyetçi, dinci ve milliyetçi ideolojilerinin yaşadığı kriz ve yürüttüğü savaşlar Ortadoğu'yu toplum, halklar ve kadınlar için bir katliam alanına dönüştürdü. Bu yüzyıla kendini kabul ettiren despotik iktidarlar kadın devrimini yenilgiye uğratmak istiyor. Ana hedefi Ortadoğu halklarının kanını akıtmak olan bu ideolojiler, kendilerini bir çizgi olarak dayatıyorlar. Günümüze kadar ulus-devlet çizgisinde kalan Ortadoğu'nun zengin kültürel, dinsel, folklorik ve kadın mozaiğinin simgesi olan direniş kültürü, günümüz savaşlarında önemli bir cephe oluşturmuştur.  

Rojava Devrimi 2011 yılında başladı ve ardından Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile birlikte sistematik hale geldi. Bu direniş, 3. Dünya Savaşı'na ve Ortadoğu'daki yaygın savaşlara karşı “Jin, Jiyan, Azadî” çizgisini esas alarak, insan haklarını, kadınları, ekolojiyi ve inançları koruyarak yaşamın ortaklığını ısrarla korudu. Kadınlar, bu yüzyılın yeni Ortadoğu'suna kendi paradigmalarıyla girmekte ısrar ediyorlar.

13 yıllık devrim boyunca her alanda öncülük yaptılar

Kuzey ve Doğu Suriye'nin Demokratik Özerk Yönetimi, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlüğü paradigmasına dayanmaktadır. Ortadoğu'yu demokrasinin ve özgürlüğün doğduğu yer olarak görüyor ve bu nedenle Kapitalist Moderniteye karşı siyasal ve ahlaki toplumun gelişimini Demokratik Modernite temeline dayandırıyor. Bu mücadelelerin öncüleri ve başrolleri de kadınlar oluyor. Bu çizginin temeli kadın özgürlüğünün toplumsal özgürlükle birliğidir. 13 yıllık devrim boyunca her alanda öncülük yapan kadınlar, 2024 yılına da bu ruhla girerek, yılsonuna kadar aynı azim ve kararlılıkla mücadelelerini sürdürdüler. Kadınlar, Kongra Star ve Zenûbya Kadın Topluluğu çatısı altında bir yıl boyunca öz savunma güçleri olan YPJ (Kadın Savunma Birlikleri), kurum ve kuruluşlarıyla şiddete karşı mücadeleyi büyüttü.

Toplumsal alanda erkek iktidarına karşı mücadele ettiler

Kuzey ve Doğu Suriye'de 'Kadın Devrimi'ni gerçekleştiren kadınlar, birçok alanda büyük başarılara imza attı. Kadınlar, özellikle YPJ bünyesinde askeri alanda güçlerini pekiştirerek, IŞİD'e karşı mücadeleleriyle büyük bir direniş gösterdiler. Kadınlar, erkek-devlet zihniyetinin dayattığı saldırılara karşı da büyük bir savaş verdi. Toplumsal alanda kadınların erkek iktidarına ve zihniyetine karşı mücadelesi bu yıl kadınlar açısından önemli ilerlemeler getirdi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Demokratik Modernite paradigması

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Demokratik Modernite paradigmasıyla kadınlar eşitlikçi bir toplum inşa etmeyi hedefleyerek cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü konusunda büyük ilerleme kaydetti. 12 yıllık devrim sürecini geride bırakan kadınlar, aile yapısını demokratikleştirerek daha eşit bir toplumsal düzen yarattı.

Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar mücadeleleriyle 2024 yılına damgasını vurdu. HTŞ (Heyet Tahrir El Şam) ve Türk devletinin çetelerinin 27 Kasım'da başlayan işgal saldırılarına karşı kadınlar direnişlerini güçlendirdi. HTŞ'nin Suriye genelinde uyguladığı cihatçı sistem ve şeriat kanunları, kadınları köleliğe mahkum etmeyi ve kadınların 13 yıllık devrimde elde ettiği kazanımları yok etmeyi amaçlıyor. Ancak kadınlar buna karşı ortak mücadelenin cephelerini güçlendirerek ve direnişin ön saflarında yer alarak devrimci mücadelenin vazgeçilmez bir parçası haline geldiler.

Demokratik Konfederalizm sisteminin örgütlenmesi esas alındı

Özerk Yönetim sistemi çatısı altında kadınlar, siyasi ve toplumsal hayatın her alanında eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet ilkelerine dayanan sistemin öncüleridirler. Kadın mücadelesinin temeli, tüm kadınları kapsayan Kadın Demokratik Konfederalizm sisteminin örgütlenmesidir. Aynı zamanda özerklik sistemi, kadınların sosyal, kültürel ve sosyal yaşamın her alanında hak ve özgürlüklerini güvence altına almak için gerekli yasa ve düzenlemeleri içermektedir. Bu anlamda mevcut kurumlar kadına yönelik şiddete, baskılara ve kadınların kazanımlarını hedef alan işgal saldırılarına karşı çalışıyor. 2024 yılı verilerine göre, kadın katliamları ve kadına yönelik şiddette yüzde 60 oranında azalma var. Elde edilen veriler, kadına yönelik şiddetin yüzde 84 oranında azaldığını gösteriyor.

İşgal sonrası kadına yönelik suçlar arttı

Geçtiğimiz ay Türk devleti ve çeteleri çok sayıda işgal saldırıları gerçekleştirirken, bunun sonucunda kadına yönelik şiddet, tecavüz, katliam ve insan kaçırma vakalarında artış yaşandı. Türk devleti ve çetelerinin 2018 yılında Efrîn’e yönelik saldırısında Şehba ve Til Rifat’a göç etmek zorunda kalan on binlerce Efrînli, Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle ikinci kez göçe maruz kaldı. Türk devletine bağlı çetelerin katliam ihtimaline karşı 120 bin Efrînli aile, Özerk Yönetim’in belirlediği güvenli alanlara taşındı.

İşgal saldırılarından en çok zarar görenler ise çocuklar oluyor. Türkiye devletinin bu yılki saldırıları sonucunda onlarca çocuk katledilirken, binlerce çocuk ise yerinden edildi. Uluslararası insan hakları örgütleri, Türk devletinin saldırılarının ‘uluslararası insan hakları ihlali’ olarak değerlendiriyor ve bu saldırıların savaş suçu sayılması gerektiğini belirtiyor. Ancak şu ana kadar bu konuda ciddi bir adım atılmadı. Türk devleti, açıkça bölgedeki toplulukların ortak yaşam alanlarına karşı soykırım planlıyor.

50 kadın, 20 çocuk katledildi

Türk devleti ve çetelerinin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Sipî gibi işgal altındaki bölgelerdeki saldırılarının haddi hesabı yok. İşgal altındaki topraklarda uygulanan şeriat kanunları, kadınları her türlü yaşam haklarından mahrum bırakıyor. Suriye'de Kadın Haklarını Koruma ve Araştırma Merkezi'nin Kasım ayına kadar işgal ettiği bölgelerde; Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırılarında 50 kadın katledildi, 53 kadın kaçırıldı, 40 kadın da yaralandı. Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırılarında 20 çocuk katledildi, 28 çocuk kaçırıldı, 70 çocuk da yaralandı. Ayrıca 148 erkek katledildi, 478 erkek kaçırıldı, 97 erkek de yaralandı.

Kurulan 40 kadın kooperatifinde 2 bin kadın çalışıyor

Halkların, toplulukların, inançların ve kadınların özgür ve demokratik bir yaşam sistemi olan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, komünler, meclisler, akademiler, kooperatifler, sosyal ekonomik birimler ve demokratik konfederalizm örgütlenmelerinden oluşan bir model inşa etti.  Kadınlar 2024 yılında kurumsallaşmayı geliştirmek adına önemli bir çalışmaya imza attı.

Kadınlar ekoloji ve ekonomi alanlarında yürüttükleri çalışmalarla büyük bir yol kat etti. Ekonomik alanları kolektif çalışma alanlarına dönüştüren kadınlar, hemen hemen her kadına istihdam yaratmaya çalıştı. Kadınlar ekonomik alanlarını geliştirerek irade ve özgüven açısından fark yaratmaya devam ediyorlar.

Kadınlar, enerjinin, toprağın ve suyun komünleştirilmesi, komünal ekonominin geliştirilmesi ve korunmasında Demokratik Toplum Konfederalizm ilkesiyle çalışmalarda aktif rol aldı. Türk devletinin bölgeye yönelik yürüttüğü ‘aç bırakma ve bölgeyi boşaltma’ politikalarına karşı kadınlar yıl boyunca kooperatifler aracılığıyla komünal ekonomilerini geliştirmeye çalıştı. Kongra Star Ekonomi Komitesi'nin paylaştığı istatistiklere göre, 40 kadın kooperatifi kuruldu ve bu kooperatiflerde 2 bin kadın çalışma yürütüyor.

Öz savunma hattı güçlendirildi

Kadınlara ve kadınların kazanımlarına yönelik her türlü saldırılara karşı kadınlar her alanda "Jin, Jiyan, Azadî" çizgisinde mücadele ediyor. Bu kapsamda kadınlar Kuzey ve Doğu Suriye’de önemli bir öz savunma hattı geliştirdi. Ortadoğu'da kadınlar hem devrimci halk savaşında hem de öz savunma hattında fark yarattılar. Bu yıl Kürt kadınları öncülüğünde Ermeni, Çerkes, Süryani, Türkmen ve Arap kadınlarla geliştirilen öz savunma hattı güçlendirildi.

Kadınlar özellikle cihatçı çetelere ve Türk devletine karşı saflarını birleştirirken, bugün Minbiç'te, Haleb'te, Kobanê'de, Rakka'da ve Özerk Yönetim alanlarında direniş ve mücadeleyi büyütüp, kendilerini savunuyorlar. Kadınlar, Tişrîn ve Qereqozak arasında sürdürülen mücadelenin de belirleyici aktörleridirler. YPJ'nin kadın koruma birimleri, kadının ve toplumun öz savunma gücü olarak meşruiyet kazanmış ve tüm kadınları koruma düzeyine ulaşmıştır.

Bu aşamada kadınlar, mücadeleleriyle Ortadoğu'daki tüm kadınların özgürlük ve savunma ölçüsü haline gelebilir. "Jin Jiyan Azadi" sözü bunun bir ifadesidir, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim sistemi de bunun bir tezahürüdür.