‘Gazetecilere yönelik saldırılara karşı tüm dünyaya sesimizi duyurmalıyız’
Türk devletinin suçlarını örtbas etmek için gazetecileri hedef aldığını belirten Gazeteci Sînor Rehman, “Gazetecilere yönelik saldırılara karşı Ortadoğu’dan tüm dünyaya sesimizi yükseltmeliyiz” çağrısında bulundu.
HÊLİN EHMED
Silêmanî- Türk devletinin 23 Ağustos’ta Silêmanî’nin Seyîtsadiq ilçesi yakınlarında Kürt gazetecilerin bulunduğu araca yönelik gerçekleştirdiği SİHA saldırısında Çetir Medya Şirketi çalışanı kadın gazetecilerden Gülistan Tara ve Hêro Behadîn katledildi. 9 Temmuz’da ise Türk devleti Şengal’de gazetecilerin kullandığı başka bir aracı daha hedef aldı. Çira TV ve Çira FM muhabirleri Şengal sınırında görev başındayken yaşanan saldırıda yaralanan gazeteci Murat Mirza, yapılan tüm müdahalelere rağmen 11 Temmuz’da yaşamını yitirdi. 19 Aralık'ta Kuzey ve Doğu Kürdistan’ın Tişrîn Barajı yakınlarında gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, Türk devletinin SİHA saldırısında katledildi. Türk devleti, gazetecileri hedef alarak savaş suçlarını gizlemeye çalışırken, gazeteciler ise tüm saldırılara rağmen meslektaşlarının mücadelesini devam ettirme sözü veriyor.
Silêmanî’de gazetecilik yapan Sînor Rehman, işgal saldırılarına karşı daha güçlü ses çıkarmak gerektiğini vurguladı.
‘Türk devleti özel savaş politikalarıyla çıkarlarını hayata geçirmeyi hedefliyor’
Gazeteci Sînor Rehman, Türk devletinin işgal amaçlı bölgeye yönelik saldırılarına dikkat çekerek, "İşgalci Türk devleti, Kerkük ve Musul yolu üzerinden Kuzey-Doğu Suriye’ye ve Haleb’e ulaşmak ve oradan da Akdeniz’i ele geçirmek istiyor. Türk devleti, özel savaş politikalarıyla kendi siyasi çıkarlarını hayata geçirmeyi hedefliyor. Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, 19 Aralık’ta Tişrîn Barajı ve Sirîn Beldesi arasındaki yolda Türk devletine ait SİHA’larla hedef alınarak katledildi. Yürütülen bu savaş özgür düşünceye ve özgür basına yöneliktir. Bunun yanında bir ihanet durumu da vardır. Özgür basın, düşmanın mevcut gerçekliğini, yürüttüğü savaş politikalarını ortaya çıkarmak için çalışıyor. Sonuç olarak özgür basın, Türk devleti tarafından hedef alınmaktadır” diye belirtti.
‘Devletler savaş suçlarını gizlemeye çalışıyor’
Sînor Rehman, Ortadoğu'da gazetecilerin özgürce mesleklerini icra edemediklerini ve genellikle işgalciler tarafından hedef alındıklarını söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Bir yıl içinde 5 gazeteci, işgalci Türk devletinin saldırıları sonucunda katledildi. Gazeteciler ulusal bir dava için çalışıyor ve bölgedeki durumu aktarıyor. Ancak Türk devleti, casusları aracılığıyla gazetecileri susturmaya çalışıyor. Ortadoğu ve Kürdistan’da özgür düşünceyi ve gazetecileri hedef alan otoriter devletler, saldırılarla savaş suçlarını gizlemeye çalışıyorlar.”
‘Kürt halkı rolünün bilincinde olmalıdır’
Yaşanan saldırılara karşı Kürt halkının sadece açıklama ve protestolarla sınırlı kalmaması gerektiğini kaydeden Sînor Rehman, “Kürt halkı rolünün bilincinde olmalıdır. Özgür gazetecilerin sorununu kendi sorunu olarak görmeliler. Kürt halkının ve özgür basının özgür bir yaşam hayali var. Gazetecilerin ve özgür düşünceye sahip olanların birliği ve desteği, işgalci Türk devletinin gazetecilere ve özgür düşünceye yönelik ihlallerinin önlenmesine zemin oluşturacaktır. Bu tutumun varlığı küresel olmalıdır. Gazetecilerin haklarını korumak ve Kürdistan’da gazetecilerin maruz kaldığı ihlallere karşı Ortadoğu'dan tüm dünyaya sesimizi yükseltmeliyiz” çağrısında bulundu.