Ödül alan Filistinli Gazeteci: Anka kuşu gibi küllerimizden doğmak için çabalıyoruz
Qareb Gazetecilik Ödülü’nü alan Filistinli Gazeteci Najlaa Al-Sakafi, ödülün imkânsızlıklarla dolu ortamda motivasyon olduğunu ifade ederek, “Tüm umutlarımızı elimizden aldılar. Ancak yine de küllerimizden Anka kuşu gibi doğmak için çabalıyoruz” dedi.
RAFIF ESLEEM
Gazze- Filistinli Gazeteci Najlaa Al-Sakafi, çadırlarda yaşayan yerinden edilmiş kadınların sorunlarına, yaşadıkları sıkıntılara ve fiziksel, psikolojik sağlıkları üzerindeki etkilerine dikkat çeken, “Yerinden Edilmiş Çadırlardaki Kadınların Karşılaştığı İklim Şokları” başlıklı haberiyle, çatışma ve krizlerden etkilenen kadınlarla ilgili en iyi haber dalında 2024 Qareb Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.
Gazeteci Najla Al-Sakafi konuya ilişkin ajansımıza değerlendirme yaparak, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) tarafından finanse edilen ve Fransız Medya Geliştirme Ajansı (CFI) tarafından yürütülen bölgesel bir program olan Qareb Ödülü'ne, 2024 yılının Ağustos ayında internet sitelerinde duyurulmasının ardından, Gazze'de devam eden savaş nedeniyle kadınların sorunlarına ve yaşamlarındaki zorluklarına ışık tutmak amacıyla başvurduğunu söyledi.
‘Kadınlar omuzlarında ağır yükler taşıyor’
Kadınların kamuoyuna yansımayan pek çok küçük savaşta mücadele ettiklerini ve omuzlarında ağır sorumluluklar taşıdıklarını ancak kimsenin onların trajedisini dinlemediğini belirten Najlaa Al-Sakafi, şunları söyledi: “ Medya platformlarında ölü sayıları, kan ve yıkım sahneleri hakim, ancak hiç kimse kadınların yaşam tarzları değiştikten sonra yerinden edilme, baskı, bombalama ve evsizlik altında nasıl yaşıyor, yine pek çok kadın eşini kaybediyor, zor insani durumlar da dahil olmak üzere ailelerinin ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor bunları kimse görmüyor.”
Najlaa Al-Sakafi, aldığı ödülün medya alanındaki en önemli uluslararası ödüllerden biri olduğunu ve duyarlı gazeteciliği teşvik etmeyi, medyada daha az tartışılan konuları ele almayı amaçladığına dikkat çekti. Najla Al-Sakafi, Gazze Şeridi'ndeki insani meseleler, özellikle de başta kadınlar olmak üzere marjinal grupların sorunları konusundaki küresel sessizlik duvarını kırmaya yardımcı olmak için bu ödüle başvurmak istediğini açıkladı.
Ödülün, en yüksek etik ve gazetecilik standartlarını koruyarak kadınlarla, diğer marjinal gruplarla ve çevre sorunlarıyla ilgili konuları ele almaya çalıştığını dile getiren Najla Al-Sakafi, “Qarib insanların hayatlarını etkileyen konulara daha yakın olmayı amaçlıyor bunun için bu yılki ödül bölgenin içinden geçtiği mevcut durumu yansıtıyor” dedi.
Savaşı belgelemede kadınların rolü
Bu ödülün kadınlar, dezavantajlı gruplar ve çevresel sorunlarla ilgili konuları ele almayı teşvik ettiğini belirten Najla Al- Sakkafi, kadın gazetecilerin savaş dönemlerinde karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen sahada varlıklarını sürdürebildiklerini vurgulayarak, “Özellikle kadın gazeteciler, toplumda kendilerine biçilen geleneksel rollerin ötesine geçerek savaşı belgeleyen güçlü birer tanık olabilirler” şeklinde ifade etti.
2024 yılında hedeflenen ülkelerden 100'den fazla gazetecinin ödül için başvurduğunu belirten Najla Al-Sakafi şunları söyledi: “İklim travması fikri özellikle tartışıldı ve yerinden edilmiş çadırlardaki insanların gündüzleri aşırı sıcak havaya ve geceleri aşırı soğuk havaya maruz kalmaları nedeniyle bu fikri akademik referanslarla destekledik ve sonuç olarak bu konuyu seçtim.”
Göç çadırlarında kadınların iklimsel travmaları
Najla Al-Sakafi, ödüle başvuran 100’den fazla gazeteci arasından seçildiğini belirtti. Haberi için 7 röportaj gerçekleştirdiğini ve bilimsel verilere dayalı arka planlarla desteklediğini söyledi. Çadır kamplarında gündüz aşırı sıcak ve gece dondurucu soğuklar nedeniyle kadınların karşılaştığı zorlukları detaylıca ele alan Najla Al-Sakafi, “Haberde, kadınların sağlık sorunlarına odaklanarak, üreme sağlığı üzerindeki etkiler (erken ergenlik, şiddetli enfeksiyonlar ve erken doğum) ile cilt sağlığı üzerindeki olumsuz sonuçları (hatta cilt kanseri riski) analiz ettik” dedi.
Ayrıca Najlaa Al-Sakafi yazım sürecinde kendi deneyimlerinden de bahsederek, özellikle yerinden edilmiş bir gazetecinin anlayabileceği tüm trajedileri yazmak için çalışma ofisinin kaybı, zorunlu işsizlik, özel ekipman ve araçların kaybı ve sabit aylık gelirin olmayışı gibi acılarını ve zorlanmalarını kaydetti.
Hayatta kalma mücadelesi
Bir kadın ve Gazze vatandaşı olarak, saldırıların başladığı ilk haftadan itibaren evinden ve ardından şehrinden edildiğini anlatan Najla Al-Sakafi, “Gazze Şeridi'nin güneyine sürüldük ve ekmek kuyruğunda bekledik onlarca insan ile birlikte yaşamak zorunda kaldık. Güvenliğimiz yoktu ve onlarca kere ölümden kurtulan diğer kadınlar gibi yerinden edilmenin acısını yaşadım” dedi.
Çadırda yaşamanın ve yerinden edilmenin zorluklarına değinen Najla Al-Sakafi, insan onurunun ihlal edildiği bir ortamda bitmek bilmeyen sorunlarla karşılaşmanın, istikrarsızlık, evsizlik ve çadırda yaşam koşullarından (hava, temizlik, su kıtlığı krizleri) mustarip olmanın ve son olarak Gazze Şeridi'nin güneyine yayılan kıtlık koşullarında olmanın kendisini olumsuz etkilediğini belirtti.
‘Umudu kaybetmemeliyiz’
Ödülün kendisi için bu zor koşullarda bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Najla Al-Sakafi, "Biz gazeteci kadınlar baskı koşulları altında birçok sorunla mücadele ediyoruz. Ancak bir Filistinli gazetecinin uluslararası bir ödül kazanması, umudu kaybetmememiz gerektiğini ve daha cesur bir şekilde devam etmemiz gerektiğini gösteriyor" dedi.
Son olarak Najla Al-Sakafi, "Biz de insanız; hayallerimiz, umutlarımız ve gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimiz var. Ancak 435 günü aşkın süredir hayatlarımız hiçe sayılarak yok ediliyor. Tüm umutlarımızı elimizden aldılar. Ancak yine de küllerimizden bir Anka kuşu gibi doğmak için çabalıyoruz" ifadelerini kullandı.