‘Hatay’da çocuklarda önemli oranda bodurluk ve zayıflık saptandı’

Hatay Deprem Koordinasyonu Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde sosyoekonomik koşulları farklı ailelerden 600’e yakın çocukla yaptığı çalışmaya göre; ailelerin sadece üçte biri gıdaya düzenli erişebiliyorken, çocuklarda önemli oranda bodurluk saptandı.

Haber Merkezi- Türk Tabipleri Birliği (TTB)-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Deprem Koordinasyonunun, Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde yürüttüğü malnütrisyon (yetersiz beslenme) çalışmaları kapsamında beş yaş altı çocuklarda tespit ettiği beslenme ve gıda güvencesi sorunlarına ilişkin değerlendirmelerinin yer aldığı çalışma yayımlandı.

“Deprem Bölgesindeki Beş Yaş Altı Çocukların Beslenme Durumları-Hatay Örneği” adıyla yayımlanan çalışmanın dört bölümden oluştu. Çalışmanın sonuç bölümünde ortaya çıkan çarpıcı sorunlara literatür ve sahanın gerçeklerinden hareketle hızlıca uygulanabilir çözümler önerildi.

‘Beslenme ve çocuk çok önemli iki anahtar kelimedir’

Çalışmanın Sunuş bölümünde TTB Merkez Konseyi’nin değerlendirmeleri yer aldı. TTB, afetler, sıradan olanın olağanüstü hale geldiği, ufak gündelik detayların yaşamsal önem kazandığı, alt üst oluşun genelleştiği zamanlar olduğuna vurgu yaparak, “Sıradanlıktaki bu yaşamsal kırılma anı, beraberinde dramatik sonuçları getirmektedir. Ölüm, sakatlık, açlık, göç, yoksullaşma, hak ihlalleri, ayrımcılık akla gelen gelmeyen türlü biçimlerde ve kitlesel bir halde gerçekleşir. Bu bağlamda yaşananları ve tanıklıkları, felaketin vahametine dair anlatıların ötesinde, yaşamın alt üst oluş öncesi ‘normaline’ dair yolunda gitmeyen bir şeylere işaret eden ‘göstergeler’ olarak değerlendirebilmek önem arz eder. ‘Beslenme’ ve ‘çocuk’ tam da bu açıdan çok önemli iki anahtar kelimedir” dedi.

‘Beş yaş altı beslenmeye karşı savunmasız’

Beş yaş altı çocukların, acil durumlarda akut yetersiz beslenmeye karşı toplumun geneline nazaran özellikle savunmasız olduğuna vurgu yapan TTB, “Genellikle süregiden yetersiz beslenmenin dışarıdan gözlenebilir belirtilerini en net gösteren gruptur. Dolayısıyla literatürde bu yaş grubundaki yüksek düzeyde yetersiz beslenme genel nüfus için akut yetersiz beslenmenin göstergesi olarak kabul edilir” diye kaydetti.

Çalışma 600’e yakın çocukla yürütüldü

Şubat 2023 depremlerinin en yıkıcı yüzünü gösterdiği illerden Hatay’ın Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde sosyoekonomik koşulları farklı ailelerden 600’e yakın çocuk örneklemiyle çalışma yürütüldüğünü belirten TTB, “Bu çalışmalara göre, ailelerin sadece üçte biri gıdaya düzenli erişebilmektedir ve ailelerin onda birinin bir mutfağı dahi yoktur” dedi.

‘Önemli oranda bodurluk ve zayıflık saptandı’

Çocuklarda çeşitli belirleyenlerle ilişki içinde önemli oranda bodurluk ve zayıflık saptandığını aktaran TTB, “Yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi gereken bebeklerin yaklaşık yarısı anne sütü alamamaktadır. Kuşkusuz bunlar geleceğe izi kalacak çok önemli sorunlardır. Çalışmada ulaşılan çocukların yüzde 35,5’i ruh sağlığı sorunları yaşamaktadır. Bu bulgu tek başına anlamlı olmakla birlikte bodurluk sorunuyla bir arada değerlendirilmiş ve bodurluğun ruh sağlığı sorunu yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğu görülmüştür” diye kaydetti.

‘Çalışma erken uyarı olarak değerlendirilmeli’

Ayrıca çalışmada beslenme sorunlarının ailelerin maddi imkanları, geçici barınma alanlarının koşulları, elektrik kesintileri gibi çevresel parametreler de değerlendirildiğine işaret eden TTB, şu değerlendirmelerde bulundu: “Depremin yıktığı kentin bütünü sağlık emekçileri için çalışma alanı olarak kabul edilmiş, enkazların arasında kurulmaya çalışılan yaşam içerisinde 600’e yakın çocukta yapılan ölçümler, anket çalışmaları ve 56 nitel görüşme bilimsel yöntem ile değerlendirilmiştir. Tüm çalışma bir gözlem ve değerlendirmenin ötesinde tarihsel koşullar ve çözümlerle bugünü dün ve yarınla bağlamaya uğraşan bir formdadır ve sağlığın ‘hastalanma-iyileştirilme’ ikileminin ötesinde, ‘iyi olma hali’ olarak algılanmasına katkı sunmaya çalışmaktadır.

Çalışmada ortaya çıkan çarpıcı sorunlara literatür ve sahanın gerçeklerinden yola çıkılarak hızlıca uygulanabilir çözümler geliştirilmeye çalışılmış ve bir doğa olayını felakete dönüştüren toplumsal çelişkiler, politik/idari kararlar da sağlık kavramı içinde değerlendirilmiştir. Bilginin üretimi kadar toplumsallaşmasının önemine atıf yaparak, çalışmanın çocuklardaki malnütrisyonun toplum sağlığı için erken uyarı olarak değerlendirilmesine ve politika düzeyinde önlemler geliştirilmesine katkı sunması ve görüngülerin arkasındaki gerçekler ile ilgilenen zihinlere katkı vermesi umuduyla.”