‘Dijital şiddetle mücadelede en belirgin zorluk faillerin kimliklerinin tespit edilmesinde’

Yemen’de düzenlenen “Çatışmaların ışığında Yemenli kadınların gerçekliği, fırsatlar ve zorluklar” konulu sempozyumda, dijital şiddetle mücadelede en belirgin zorluğun faillerin kimliklerinin tespit edilmesi olduğuna dikkat çekildi.

RANİA ABDULLAH

Yemen – Yemen’de “Çatışmaların ışığında Yemenli kadınların gerçekliği, fırsatlar ve zorluklar” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyum online olarak gerçekleştirildi. Sempozyumda kadın ve kız çocuklarına yönelik dijital şiddet ile çatışma ortamlarında şiddet gören kadınların sağlık hizmetlerine erişimine ilişkin yapılan araştırma makaleleri üzerinden tartışmalar yürütüldü.

‘Dijital şiddetle mücadele süreçlerinde eksiklikler yaşanıyor’

Araştırmacı ve "Öğlen" bloğunun üyesi Nabila Daada, kadın ve kız çocuklara yönelik dijital şiddete ilişkin kurumsal çalışmaların yetersiz olduğunu söyledi. Nabila Daada, “Dijital şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili yargı sürecinde, güvenilir verilerin toplanma sürecinde, gizliliğin korunması sürecinde birçok eksiklik yaşanıyor. Dijital şiddete maruz kalan kadınlar için nasıl bir çalışma yapılacağı bilinmiyor” dedi.

‘En belirgin zorluk suçluların kimliklerini tespit etmek’

Dijital şiddete ilişkin yayımlanan araştırma makalesi üzerinden konuşmasına devam eden Nabila Daada, söz konusu makalede kadınlar ve kız çocuklarına yönelik dijital şiddetle mücadelede suçluların kimliklerini ve yerlerini tespit etmenin en belirgin zorluklardan biri olduğunu söyledi. Nabila Daada, makalede dijital şiddete karşı farkındalığın önemine işaret edilerek sosyal yardımın eksikliğine dikkat çekildiğini aktardı.

‘Dijital şiddeti suç sayan açık metinler bulunmuyor’

Dijital şiddete maruz kalan Yemenli kadın ve kız çocuklarıyla ilgili bazı veriler paylaşan Nabila Daada, “Aden ve İbb valiliklerinde dijital şiddete maruz kalanların sayısı 30’un üzerinde. Al-Yamni yasasında dijital şiddeti sınırlayan ve suç sayan açık metinler bulunmuyor” dedi. Nabila Daada, araştırma makalesinde dijital şiddetle mücadele için yer alan şu önerileri aktardı:

“Araştırma makalesi, siber suçlarla mücadele etmek için özel kadın polislerin görevlendirilmesini, savcıların dijital kanıtlarla ilgilenme konusunda eğitilmesini, elektronik şantajı suç sayacak yasaların değiştirilmesini, siber güvenliğin sağlanmasını, faillere caydırıcı cezaların verilmesi ve yasal korunmanın güçlendirilmesi konusunda çeşitli çözüm ve öneriler ortaya çıkardı. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğinin ve bilgi alışverişinin sağlanması önemlidir. Kadınlar ve kız çocukları dijital şiddete karşı bilinçlendirilmelidir. Dijital şantaja maruz kalan kadınlar ve kızlar için birleşik bir form hazırlanıp belgelendirilmeli. Yardım hatları oluşturulmalı ve her türlü destek sağlanmalı. Dijital şiddetin tehlikelerine karşı topluma yönelik eğitim programları hayata geçirilmeli.”

‘Çatışmalı ortam kadınların sağlık hizmetlerine erişimini engelliyor’

Topluluk aktivisti Dalia Muhammad ise çatışmalı ortamlarda şiddet gören kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan sorunlara ilişkin yapılan diğer araştırma makalesine ilişkin aktarımlarda bulundu. Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntıların kadına yönelik şiddeti artırdığını belirten Dalia Muhammad, “Özellikle salgının patlak vermesinden sonra kadınların acıları arttı. Yemen’deki savaş ortamı nedeniyle kadınlar kamplara göç etmek zorunda kaldı ve oradaki sağlıksız koşullar nedeniyle kadınlar birçok sağlık sorunu yaşadı” dedi.

Yemen’de süren iç savaşa karşı barış sürecindeki çabaları birleştirmek gerektiğini dile getiren Rehab Hayalan da “İttifakların devamı ve sürdürülebilirliği için kadınları barış sürecine dahil etmek için Taiz ve Aden'den Wahaj ve Noun bloklarından kadınlar çalışmalar yürüttü” diye konuştu.

‘Savaşı sona erdirmeye yönelik çabalar desteklenmeli’

Sempozyumda, yapılan tartışmalarda savaşı sona erdirmeye yönelik çabaların desteklenmesi gerektiğine vurgu yapılarak, Husilerin kadınların ve kız çocukların özgürlüklerini kısıtlayan kararlar almayı durdurmaları yönünde baskı yapılması gerektiği belirtildi. Çatışmalarda her iki tarafın da uluslararası hukuka saygı duymaya zorlanması gerektiğinin ifade edildiği sempozyumda, kadınların stratejik ve yıllık planların hazırlanması, izlemesi ve değerlendirilmesi süreçlerine dahil edilmesi istendi.