Efrinli ve Şehbalı kadınlar: Tecride karşı sessiz kalmayacağız

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik süren tecridin özgür bir yaşam isteyen halklara karşı bir şantaj olarak kullanıldığını belirten Efrin ve Şehbalı kadınlar, tecride karşı sessiz kalmayacakları mesajını verdi.

RÛBARÎN BEKIR

Şehba – Türkiye’de merkez üssü Gemlik Körfezi olan 4 Aralık'ta meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki deprem, 33 aydır haber alınamayan İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dair endişeleri artırdı. Efrinli ve Şehbalı kadınlar da Abdullah Öcalan’la ilgili duydukları endişeleri dile getirdi.

‘Deprem sonrası endişelerimiz arttı’

Lamia Abbas, Abdullah Öcalan’ın felsefesini bilmeden önceki yaşamları ile felsefesini öğrendikten sonraki yaşamlarını kıyasladıklarını anlatarak, “Geçmiş yıllarda kadınlar olarak sürekli gelenek ve göreneklerin etkisiyle yaşadık, hayatımızın her alanında kısıtlandık. Erk zihniyetin baskısı altında zulme maruz kaldık. Haklarımızdan mahrum bırakıldık, evlere hapsedildik. Ancak Önderliğin düşünce ve felsefesi sayesinde kölelik zincirlerini kırarak yaşanan adaletsizliğe karşı geldik” dedi.

Özellikle merkez üssü Gemlik Körfezi olan depremin ardından Abdullah Öcalan’la ilgili endişelerinin arttığını söyleyen Lamia Abbas, Türk devletine Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin açıklama yapması çağrısında bulundu.

‘Türk devletinin politikaları komplonun devamıdır’

Hamida Omar da Türk devletinin Kürt halkına şantaj olarak Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi sürdürdüğü değerlendirmesinde bulunarak, şunları ifade etti: “Türk devleti, uyguladığı politikalarla özgürlük isteyen halkların iradesini kırmaya çalışıyor. Türk devletinin Önder Öcalan'a yönelik tecrit uygulamaları, avukatların, yakınlarının görüşmeye gidememesi, insan haklarına ve yasalara aykırı bir durumdur. Tüm bu uygulamalar Türk devletinin de içinde bulunduğu egemen ülkelerin yürüttüğü komplonun devamıdır. Önder Öcalan’ın özgürlüğü tüm halkların özgürlüğüdür ve Ortadoğu'yu saran krizleri çözmenin tek yoludur.”

‘Türk devletine gerekli tepki gösterilmeli’

Zainab Hussein ise, Abdullah Öcalan’ın düşüncesinin kadınları özgürleştirmeyi, bilinçlendirmeyi ve onları ilerletmeyi amaçladığını belirterek, “Biz bu düşünceyi felsefemiz olarak görüyoruz. Dolayısıyla Türk devleti bu politikalarıyla bizi bu düşünceden uzaklaştırmaya çalışıyor. Uluslararası kuruluşlar, Önder Öcalan'ın durumunu derhal açıklamalı, fiziksel özgürlüğünü sağlamalı ve Türk devletine gerekli tepkiyi göstermelidir” şeklinde konuştu.

‘Avukatlarının ziyaretine izin verilmeli’

Cennet Muhammed de Abdullah Öcalan’ın felsefesinin üzerlerinde yarattığı olumlu değişimlere işaret ederek, “Önder Öcalan'ın düşüncesi kadınların özgürlüğe giden yolunu aydınlattı. Bize otoriter düzene karşı durabilecek gücü verdi. Erk zihniyet, bizi haklarımızdan ve toplumlarımızdaki rolümüzden mahrum bırakmıştı. Ancak Önder Öcalan’ın yaşam felsefesi sayesinde kendi kadın kimliğimizi bulduk” dedi. 

Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamalarına sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Cennet Muhammed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk devletinin politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Önder Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşuncaya kadar mücadelemizi yükselteceğiz. Deprem sonrası Önder Abdullah Öcalan'ın durumu gizlenmeye devam edilerek Kürtlere ve onların ideolojisine inanan halklara şantaj yapılıyor. Bu nedenle liderimizin durumunun acilen açıklanmasını ve avukatların ziyaretlerine izin verilmesini talep ediyoruz.”