Depremzede mülteci: ‘Burada Türk var mı?’ sözünü asla unutmayacağım!

Depremin yıktığı Hatay’da tüm ailesini kaybeden Suriyeli mülteci Maalim Al-Zên, arama kurtarma çalışmaları sırasında yaşanan ırkçılığı ‘“Burada Türk var mı?’ sözünü asla unutmayacağım” diyerek özetledi.

HALA AL-AHMED

Idlib – Mereş’te 6 Şubat'ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde medyana gelen depremler, Amed, Dilok, Meletî, Riha, Semsur, Hatay, Kilis, Adana, Osmaniye, Suriye ile Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde büyük yıkıma neden oldu. On binlerin yaşamını yitirdiği depremde hala enkaz altında olan çok sayıda kişi bulunuyor. Türkiye’de depremden etkilenen kentlerde arama kurtarma çalışması yapan ekiplerin ırkçılık yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de deprem bölgelerinde yaşayan Suriyeli mülteciler deprem ardından yaşadıklarını anlattılar. Suriyeli mülteciler arama kurtarma ekipleri tarafından ölüme terk edildiklerini belirttiler.  

Ölüme terk edildiler

Hatay’da yaşayan ve depremlerde eşi ve çocuklarını kaybeden Suriyeli mülteci  Maalin Al-Zên, “Türk arama kurtarma ekipleri enkaz altındakilerin Suriyeli mülteciler olduğunu öğrenince onları ölüme terk etti” dedi. Maalim Al-Zên, enkaz altındakilere “Burada Türk var mı?”  diye seslendiğini asla unutmayacağını söyledi. Maalim Al-Zên, “Arama kurtarma ekipleri çocuklarımı ve eşimi depremin üçüncü günü kurtarmaya geldiler. Artık sesleri çıkmıyordu, ırkçılığın kurbanı oldular. Eşim ve çocuklarımı deprem değil çalışmaların zamanında yapılmaması öldürdü. Onlar ırkçılık sonucu yaşamını yitirdiler” ifadelerinde bulundu. 

‘Suriyeliler ölüme terk edildi’

Yaşadığı acıyı asla unutmayacağını dile getiren adının açıklanmasını istemeyen Suriyeli bir genç, sözlerine şöyle devam etti: “Halkın çoğunluğunun Türk olduğu binalarda Suriyeli mültecilerin şansı vardı. Ama Suriyeliler ayrımcılık yüzünden ölüme terk edildi. Suriyeli gönüllüler Suriye halkına yardım etti ancak yıkılan bina sayısı çoktu. Tek başlarına çalışıyorlardı ve kazı ekipmanları yetersizdi” şeklinde konuştu.

‘En çok Suriyeli yaşamını yitirdi’

İnsani yardım kuruluşlarının bir çalışanı olan Fatma Abdullrezaq ise, depremde bile Suriyelilere karşı ırkçılık yapıldığını söyleyerek, “Özellikle mağdurların kurtarılması için yapılan aramalarda bu ırkçılık daha belirgin bir şekilde görüldü. Özel binalara ağır kazı ve arama ekipmanları götürüldü. Sonra o binaların boşaltılmadığı ortaya çıktı. İnsanlarının çoğu Suriyeli, dolayısıyla yaşamını yitirenlerden büyük bir sayı Suriyeli mültecilerden oluşmaktadır” dedi. Fatma Abdulewzaq, ırkçılığın yaşanan felaketi derinleştirdiğini söyledi.

‘Güvenli yerlere girişleri engellendi’

Kadın hakları aktivisti Nejah Qatîi de Dîlok kentinde Suriyeli mültecilere yönelik yaklaşımların utanç verici olduğunun altını çizdi. Suriyeli mültecilerin Türk arama kurtarma ekipleriyle birlikte ilk andan itibaren çalıştıklarını ifade eden Nejah Qatîi, “Ancak Suriyeli mülteciler ırkçılıkla karşı karşıya kaldı. Bu acılarını daha da derinleştirdi. Ayrıca Suriyeli mültecilerin güvenli kentlere gitmesine izin verilmedi. Türkiye’de Suriyeli mültecileri ırkçılıktan kurtaracak hiçbir yasa yok” diye konuştu.