Defend Kurdistan: Direniş ruhuyla harekete geçin

Defend Kurdistan, 16-19 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Uluslararası eylem günlerine” katılım çağrısı yaptı ve herkesten direniş ruhuyla kenetlenmesini istedi.

Haber Merkezi- Defend Kurdistan (Kurdistan’ı Savun) “Suçlarınızı görüyoruz – Kurdistan'da kimyasal silah kullanımını durdurun!” başlığıyla bir açıklama yayımlayarak “Uluslararası eylem günlerine” katılım çağrısında bulundu.

Halepçe Katliamı’nın yıl dönümü olan 16 Mart’tan 19 Mart’a kadar gerçekleştirilecek olan “Uluslararası eylem günlerine” dikkat çekilen açıklamada “Devletler devrime karşı mücadelede birleşiyorlarsa bizler de devrim için daha fazla kenetlenmeliyiz” ifadelerine yer verildi.

‘Türk devleti katliam politikalarını sürdürüyor’

Yaşanan gelişmelerin Kurdistan devrimine yönelik saldırıların tüm şiddetiyle devam edeceğini gösterdiği ifade edilen açıklamada “AKP-MHP rejimi ve siyasi destekçileri, Kurdistan'daki öz yönetimi ezmek için bir sonraki adımları şimdiden planlıyor, çünkü bir düşman imajı yaratmadan ve sürekli bir savaş hali sürdürmeden Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarı elinde tutamazdı. Bu şekilde savaşlar, Türk devletinin krizini gizlemeyi ve mevcut kaos durumuna alternatif teşkil eden demokratik güçleri ezmeyi amaçlamaktadır. Türk devleti katliam politikalarıyla kendi çıkarlarını korumak için her gün acımasız suçların işlendiği savaş teçhizatını tedarik eden uluslararası güçlerin desteğini alıyor” denildi.

‘Savaş suçları işleniyor’

Açıklamada kimyasal silah kullanımı ve katliamlara dikkat çekilerek Dersim ve Halepçe katliamları hatırlatıldı ve “Erdoğan da bugün Kurdistan dağlarında kimyasal silahlarla büyük savaş suçları işliyor. Bugün İran'da devrime yönelik acımasız baskının da gösterdiği gibi, egemenler Ortadoğu'daki halkların özgürlük özlemlerine karşı mücadelelerinde her zamanki gibi en acımasız araçlara başvurmaktadır” ifadeleri yer aldı.

‘Devletler devrime karşı bir araya geliyor’

 Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Mart ayı tarih boyunca sadece yas ve öfkeye neden olması gereken günlerle değil, aynı zamanda umudun ve baskıya karşı başkaldırının ifadesi olan sayısız anla da doludur. Yaklaşık 152 yıl önce 18 Mart‘ta Paris Komünü ilan edildi. İki ulus devlet arasında neredeyse iki yıl süren ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan savaşın ardından toplum ayaklanmanın provasını yaptı. Paris halkı silahlarını işkencecilerine karşı çevirdi ve bize önemli bir örnek teşkil eden, dersler çıkarabileceğimiz bir öz yönetim için mücadele etti. Nasıl ki uluslararası güçlerden oluşan bir koalisyon halkların kendi kaderini tayin etme arzusunu kırmaya ve onu binlerce insanın kanında boğmaya çalıştıysa, şimdi de devletler devrime karşı mücadele için tekrar bir araya geliyor. Kuzey-Doğu Suriye'deki Kobanê'nin DAİŞ‘e karşı savunulmasının ve sonraki yıllarda Reqa ve Dêrazor'un kurtarılmasıyla devrimin Arap şehirlerine yayılmasının ardından Ankara ve Şam'ın yanı sıra Moskova ve Washington da bu çok etnisiteli devrimin kendi egemenliklerini tehdit ettiğini gördü.”

‘Ortak irade ile kırabiliriz’

Efrîn’de yaşananlara işaret edilen açıklamada ülke hükümetlerinin bu savaşa ortaklığının görmezden gelinmeyeceği kaydedildi. Açıklamada eylemlere katılma çağrısı yapılarak, “Bu savaşta hükümetlerimizin suç ortaklığını görmezden gelmeyeceğiz. Gelin bugün Kurdistan'ı Paris Komünü'nün ve Efrîn'deki direnişin ruhuyla savunalım! Halepçe Katliamı’nın yıl dönümü olan 16 Mart'tan başlayarak, Paris Komünü'nün ve Efrîn'in işgalinin yıl dönümü ve aynı zamanda Siyasi Tutsaklar Günü olan 18 Mart‘a kadar harekete geçmeye çağırıyoruz! Eğer uluslararası devletler devrime karşı mücadelede birleşiyorlarsa bizler de devrim için daha fazla kenetlenmeliyiz. Kurdistan‘daki savaş, özgürlük hareketinin temsilcisi Abdullah Öcalan‘a uygulanan tecride karşı uluslararası sessizlik, Kürt kadın hareketine yönelik saldırılar ancak birlikte ve ortak bir iradeyle kırılabilir” ifadeleri yer aldı.