DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz: Krizlerin çözüm adresi İmralı

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, çoklu krizlerden çıkışın tek yolunun İmralı olduğunu söylerken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini belirtti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ada Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan ve 32 aydır kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorunun demokratik çözümü için hafta sonu İstanbul ve Amed'de iki ayrı deklarasyon açıklandı. Sanatçı, aydın, akademisyen, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerin imzacı olduğu deklarasyonda, Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan çoklu krizler ve savaş ortamına vurgu yapıldı. İstanbul ve Amed’den yapılan çağrıyı değerlendiren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, bu krizler karşısında çözüm ve barış iradesinden ödün vermeyen Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasının elzem olduğuna dikkat çekti.

‘Sayın Öcalan’ın üstlendiği rol halklara umut veriyor’

Yaşanan çoklu krizler karşısında çok net ve somut bir çözüm olan Demokratik Ortadoğu Projesi’nin varlığına işaret eden Saliha Aydeniz, Türkiye’nin uluslararası devletlerin desteği ile bu çözümün yayılmasını engellediğini dile getirdi.  Saliha Aydeniz, “Bizler de deklarasyonda bu çözüm önerisine dikkat çekerek, bu somut önerinin büyümesi için Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini vurguladık. Sayın Abdullah Öcalan’ın bugün onurlu bir barış ve demokrasi için üstlendiği rol, sadece Kürt halkı arasında değil bütün dünya halkları tarafından bir umut olarak görülmektedir. Halklar bu misyona da büyük bir inançla sahip çıkmaktadır. Bu inançla birlikte bugün dünyanın birçok yerinde aydın ve yazarların Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kabul etmeyerek, fiziki özgürlüğünün sağlanması için bir süreç başlattı. Bu sürece bizler de burada yüzlerce kurumun imzacısı olduğu bir deklarasyonla destek verdik” şeklinde konuştu. 

‘Krizler karşısında demokratik çözüm yolları izlenmeli’

İktidarın, barış sürecinde ortaya konulan irade ve kararlılığa tecrit ile yanıt verdiğini aktaran Saliha Aydeniz, Kürt sorunu ile var olan çoklu sorunların da giderek büyüdüğüne dikkat çekti. Yüzüncü yılına giren cumhuriyetin demokratik olmadığını ve Kürt sorununun da bu demokratikleşememe nedeniyle çözülemediğini belirten Saliha Aydeniz, “Bu sistemdeki krizlerin derinleşmeden bir çözüme kavuşması için daha demokratik yollar izlenmeli. Bu yolun ve çözüm önerisinin nasıl inşa edileceğini Sayın Öcalan çok net ifade ediyor. Türkiye’de 2013-2014 sürecini hep beraber yaşadık. Sayın Abdullah Öcalan, 2015 sürecinde de kısacık bir dönemde bütün baskılara rağmen Kürt sorununun demokratik yollarla çözülebileceği iradesini büyük bir kararlılık ile ortaya koydu. Sistem 2015 sürecinden bu yana bu çözüm önerisine İmralı’da ağırlaştırılmış tecridi devreye koyarak yanıt veriyor. Bu tecritle birlikte Türkiye, tıkanan ulus-devlet sistemini savaş ve baskıyla devam etme çabasını ortaya koyuyor” dedi.

‘Kürt halkının kazanımları hedef alınıyor’

İktidarın yürüttüğü tecritle, savaşta devam etme ısrarını ortaya koyduğunu aktaran Saliha Aydeniz şu açıklamalarda bulundu: “Bugün Ortadoğu’nun her yerinde çok ciddi savaşlar yaşanıyor. Bu krizin önümüzdeki dönem birçok alana yansıyacağı da öngörülüyor.  Buna karşı Sayın Öcalan’ın yıllar öncesinde Ortadoğu’da yaşanan savaşı işaret eden ve bunun çözüm yollarını ortaya koyan çok net ifadeleri vardı. Bu çözüm önerilerine karşı tecrit çoklu bir şekilde devam ederken, Kürt halkının da her alanda kazanımları hedef alınıyor. Hem Başur hem Rojava hem de Mexmur’da yaşanan savaş suçlarına rağmen var olan sessizlik tam da Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu demokratik Ortadoğu inşasına yönelik bir saldırıdır.”

‘Tek çözüm Demokratik Ulus paradigması’

Hem Ortadoğu hem de Türkiye’de barışın sağlanması için tecridin sona ermesi gerektiği vurgusunu yapan Saliha Aydeniz, “Bizler bu sistemin karşısına demokratik bir yaşam inşa etmek mümkün diyoruz. Bu mümkünlüğü hayata geçiren Rojava bugün bütün dünyaya umut oldu. Dünya halkları bu sistemin ütopya olmadığını Rojava ile gördü. Sayın Öcalan’ın bu perspektifinin toplumsal ayağının örülmesi ile halkların kendi kendini yönetebildiği Demokratik Ulus paradigmasının çözüm olduğuna sonsuz inanıyoruz. Bizlerde bugün burada açıkladığımız deklarasyonla Sayın Öcalan’ın uzattığı demokrasi ve barış eline sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekiyoruz. Bunun için Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü hemen sağlanmalıdır. Sayın Öcalan’ın bu hem Türkiye’nin demokratikleşmesi hem de Ortadoğu için büyük şanstır” sözlerini kullandı.