LÎNA EL-XETÎB

İdlib – İdlib’de de savaşın en acımasız yanı çocukları vurmaya devam ediyor. Türk devletinin desteklediği Heyet Tahrir Şam (HTŞ) çeteleri, İdlib’de çocukları hedef alan uygulamalarını sürdürüyor. Duvarlara yaptıkları afişlerle ve vaaz merkezleri aracılığıyla çocukları askeri yeterlilik kursuna yönlendiren HTŞ çeteleri, çocukları silahlandırarak savaş cephelerine sürüyor. Yoksullaşmanın giderek derinleşmesiyle eğitimden yoksun bırakılan çocuklar, düşük ücretler karşılığında HTŞ ve diğer çete gruplarına dahil ediliyor.

‘Yoksulluk beni böylesi tehlikeli bir yola soktu’

HTŞ’ye katılmak zorunda bırakılan çocuklardan 14 yaşındaki Salim Al-Haluf, babasının 2021’de felç geçirerek hayatını kaybetmesi annesinin de hasta olması nedeniyle ailesinin geçim yükünü sırtlanmak zorunda kaldığını anlattı. Düşük bir ücret karşılığında HTŞ’ye katılmaya karar verdiğini belirten Salim Al-Haluf, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

“Yoksulluk beni böylesi tehlikeli bir yola soktu. Kanser hastası annem gözümün önünde acı çekiyordu. Çalışmak zorundaydım. Okulu bıraktım. Annemin tedavisi için gerekli ilaçları almasına yardımcı olmak istedim. Evin en büyük çocuğu da bendim. Üç erkek kardeşime bakma sorumluluğunu üstlendim. Savaş cephelerinde Şam Hükümeti’nin güçleriyle temas noktalarında görev aldım. İdlib'in şehir ve kasabalarındaki güvenlik noktalarında kalıyoruz. Birçok riske maruz kalıyoruz ancak yoksulluktan dolayı yapıyoruz.”

‘15 yaşında savaş cephesinde yaralanarak ayağını kaybetti’

Serakib kırsalından İdlib'in kuzey kırsalındaki Sarmada şehrinde rastgele bir kampa gönderilen 15 yaşındaki Abdul Hamid Al-Bakkar da yoksulluk nedeniyle savaş cephesine giden çocuklardan. 45 yaşındaki Zainab Al-Alawi, içinde bulundukları kötü ekonomik koşullar nedeniyle oğlu Abdul Hamid Al-Bakkar’ın savaş cephesine gitmek zorunda kaldığını anlattı. Zainab Al-Alawi, şunları aktardı:

“Oğlum çok hareketli ve canlıydı, okula gitmek üzereydi. Zor koşullarda bir yaşam sürüyorduk. Çoğu çocuk gibi o da aileye ekonomik katkı sağlamak amacıyla savaş cephelerine gitti. Ancak cephelerden birindeyken bir mermi parçası ona isabet etti. Yaralanması sonucu ayağı kesilirken, sol gözünde görme kaybı da yaşadı.”

‘Oğlum çaresiz durumda’

Yaşıtlarının eğitimlerine devam ettiğini gelecek planları yaptığını ancak oğlunun ise çaresiz durumda olduğunu vurgulayan Zainab A-Alawi, “Oğlum da hayattan umudunu kaybetmiş durumda. Sakatlığının ardından çok değişti ve şu anda çevresinden izole bir şekilde şok ve şaşkınlık içinde yaşıyor” dedi.

‘Benden habersiz savaş cephelerine gönderildi’

İdlib'in kuzeyindeki Maarat Misrin şehrinden 43 yaşındaki Aişa Al-Camul ise, eşi tutuklandıktan sonra 16 yaşındaki oğlunun bu hayattaki tek umudu olduğunu anlattı. Bir gün evde olmadığı sırada oğlunun savaş cephelerine gönderildiğini duyduğunu dile getiren Aişa Al-Camul, şunları aktardı: “Oğlumun kararını değiştirmesi için karşı çıktım ancak çabalarım işe yaramadı. Başkalarına yardım edecek bir sağlıkçı olarak eğitimine devam edeceğini umuyordum ama tüm umutlarım boşa çıktı. Bu gruplar çocuklara ölümü sevdiriyor, zihinlerini savaşa yöneltiyorlar. Onların eğitimine katılan çocuklar yaşamdan nefret ediyorlar, şiddete eğilimli oluyorlar.”

‘Çocuklar okulu bırakarak askere alınmaya zorlanıyor’

Sosyal çalışan Camila Al-Mar da İdlib'de bazı çocukların okulu bırakarak askere alınmaya zorlandıklarını anlattı. Çocukların daha çok ailelerine ekonomik destek sağlamak üzere çetelere katıldığına vurgu yapan Camila Al-Mar, şu bilgileri paylaştı: “Savaş nedeniyle birçok aile geçimlerini sağlayan birinci dereceden kişiyi kaybediyor. Aşırı yoksulluk ve yerinden edilme birçok çocuğun eğitim hayatını olumsuz etkiliyor. Savaş koşullarında işgücü piyasasında denetleyici bir rolü olmuyor. Bu boşluktan kaynaklı çocuklar silah altına alınıyor.”

‘Çocukları çalıştıran ailelerin sayısında artış görüyoruz’

Çocuklarını çalıştıran ailelerin sayısında artış yaşandığını gözlemlediklerini dile getiren Camila Al-Mar, “Silahlandırılan çok sayıda çocuk ya yaşamını yitiriyor ya da ciddi şekilde yaralanıyor. Çocuklar için eğitimin önemi konusunda ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Zor koşullarda yaşayan çocuklara güvenli, sağlıklı ve sosyal bir ortam sağlanmalıdır” dedi.