dosya

  • Mirabel Kardeşler’den bugüne - 2 

    Kadınların Gündemi: 25 Kasım ve 5. Yargı Paketi Türkiye’de sadece basına yansıyan haberlerden derlenen verilere göre 2020 yılının Kasım ayından 2021 yılının Ekim ayına kadar 277 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadınlar evlerinde, sokakta, işyerlerinde türlü gerekçelerle yaşamlarından koparıldı. Ülkede kadın cinayetlerinin geldiği boyut atık “cinskırım” olarak tarif ediliyor. Eşitsizlik ayrımcı politikalarla ve yasalar ile bizzat devlet eliyle meşrulaştırılıyor. EŞİK Üyesi Av. Yelda Koçak ile kadınları bekleyen yeni düzenlemeleri ve geride bıraktığımız bir yılı konuştuk.

  • Mirabel Kardeşler’den bugüne - 1 

    Patria, Minerva ve Maria Teresa… Onlar tüm dünya kadınlarının Kelebekler adıyla da tanıdığı Mirabel kardeşler… Dominik Cumhuriyeti'nde faşist Trujillo Hükümet'ine karşı ezilenlerin verdiği büyük mücadelede sembol haline gelen Mirabel Kardeşler’in mücadelesi bugün dünya kadınlarına direnç veriyor. BM, bu yıl da her mekanı şiddete karşı turuncuya boyuyor ve kampanyalar düzenliyor. Zira kadına yönelik şiddet tüm dünya ülkelerinde BM’nin tanımıyla önlenemez bir şekilde “gölge pandemi” haline geldi. Dosyamızda 1960 yılından günümüze Mirabel Kardeşler’in mücadelesine ve günümüzde kadına yönelik şiddetin geldiği noktaya odaklanacağız.

  • Efrin zeytinleri Türkiye markalarıyla dış ülkelere satılıyor- 4 

    “İşgalcileri zeytin diyarından çıkarın” Zeytinin birçok çeşidinin olduğunu ve zeytinlerden kış için hazırlık yaptıklarını anlatan Siltan Mihemed, uluslararası devletlere seslenerek, “Topraklarımızı işgalcilerin elinden kurtarın ve onları zeytin diyarından çıkarın” diyerek çağrıda bulunuyor.

  • Efrin zeytinleri Türkiye markalarıyla dış ülkelere satılıyor- 3 

    “Zeytinler Türkiye üzerinden dünya pazarına çıkıyor” Efrin’de savaş suçu işlendiğini söyleyen Efrin İnsan Hakları Örgütü üyesi Ruşin Hido, Efrinlilerin zeytin ağaçlarının kesildiğini ve çalındığını belirtiyor. Ruşin Hido, Efrinlilerin büyük emeklerle yaptıkları zeytinyağlarının zorla düşük ücret karşılığından onlardan alındığını ve Türkiye’ye götürülerek burada Türkiye ürünü adı altında satıldığını söylüyor.

  • Efrin zeytinleri Türkiye markalarıyla dış ülkelere satılıyor- 2 

    Efrin’e ve zeytin ağaçlarına kavuşmayı hayal ediyorlar Efrin’den göç etmek zorunda kalan ve Halep’e giden kadınlar, bir gün zeytin ağaçlarına kavuşmanın hayalini kuruyorlar. Kadınlar, eskiden zeytin topladıklarında komünal bir ruhun olduğunu ve zeytinleri olmayan yoksul ailelere yardım ettiklerini anlatıyor.

  • Efrin zeytinleri Türkiye markalarıyla dış ülkelere satılıyor -1 

    Zeytin ağacı her dinde kutsaldır Zeytin ağacı yüz yıllar boyunca kutsal sayıldı. Her toplum için hazine olarak korundu kollandı. Efrin, bu hazineyi topraklarında taşıyan yerlerden biri. Her bir tanesi altın sayılan halk için zeytinler adeta “savaş esiri.” Dosyamızda önce sizlere sofralarınıza gelen zeytini ardından bu zeytin ve ürünlerinin nasıl Türkiye markası basılıp satıldığını, halkın yaşadıklarını anlatacağız. İlk gün Halep Üniversitesi’nden Biyolog Silava Ealo ile zeytin ağacının özellikleri ve zeytin ile ürünlerinin faydalarını konuştuk.

  • Faslı kadınları güçlendirmesi sürecinde yeni bir aşama 

    Fas’ta kurulan hükümetlere bakıldığında 1990'lardan önce kadınların kurulan hükümetlerde yer almadığı görülüyor. Haberimizde Fas’ın kadınlar açısından siyasi değişimi yer alıyor.

  • Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni yaşamın tohumları üniversiteler ile atılıyor-3 

    Öğrenciler: Geleceğimiz kendi üniversitelerimizde Büyük bir kesimin Kürtçe öğrenmek için kaydığını yaptığı Rojava Üniversitesi’nde “Geleceğimiz kendi üniversitelerimizde” diyen öğrenciler, öğrendiklerini de yeni nesillere aktarmak istediklerini söyledi.

  • Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni yaşamın tohumları üniversiteler ile atılıyor-2 

    “Öğrenciler demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir anlayış ile eğitiliyor” Kuzey ve Doğu Suriye Üniversiteleri Koordinasyon Eşbaşkanı Rohan Mistefa, Kuzey ve Doğu Suriye’de açtıkları üniversitelerin eşbaşkanlık sistemi ile yönetildiğini belirterek, öğrencilerin de demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir anlayış ile eğitildiklerini kaydetti.

  • Kuzey ve Doğu Suriye’de yeni yaşamın tohumları üniversiteler ile atılıyor-1 

    Jineoloji Fakültesi’ne ilgi yoğun Kuzey ve Doğu Suriye’de ilki Efrîn’de olmak üzere toplamda 4 üniversite açılırken, Kürt Edebiyatı, Ekonomi, Mühendislik ve Jineoloji olmak üzere birçok fakülteyi de bünyesinde bulunduruyor. Öğrencilerin talepleri doğrultusunda faklı isimler altında yeni bölümler açılırken, üniversiteler 2021-2022 eğitim-öğretim yılında da öğrencileri karşılamaya hazır.

  • Kürt kültürünün hafızası: Dengbêjlik-5 

    Aslîka Qadir stranlarını söylemeyi sürdürüyor “Welatê Me Kurdistan e” kılamı ile tanınan dengbêj Aslîka Qadir, yaşamını Kürt kültür ve sanatına adadı. Hala hayatta olan Aslîka Qadir, çıktığı sahnelerde bütün gücüyle stranlarını seslendiriyor.

  • Kürt kültürünün hafızası: Dengbêjlik-4 

    Kültürünü canlı tutmaya kendini adayan: Zadîna Şakir

  • Kürt kültürünün hafızası: Dengbêjlik-3 

    Her dönemin dengbêjî: Fatma İsa Dengbêjler seslendirdikleri kılamlarla her dönem yaşamayı sürdürüyorlar. Fatma İsa’nın seslendirdiği stranlar da bütün dönemlere hitap ediyor ve bu nedenle hala çok sevilerek dinleniyor.

  • Kürt kültürünün hafızası: Dengbêjlik-2 

    Sınırları aşan bir dengbêj: Sûsika Simo Kızıl Meydan’dan Sovyetler Birliğine ve Radyo Erivan’a kadar Kürtçe ve Ermenice stranlarını seslendiren Sûsika Simo, sınırları aşarak sesini dünyanın birçok yerine ulaştırdı.

  • Kürt kültürünün hafızası: Dengbêjlik-1 

    Seslerini geleceğe taşıdılar Kadın dengbêjler içli sesleri ve derin duygularıyla strana hayat verir, hikayelerini anlatırlar. Radyo Erivan, Diyarbakır, Urmiye, Duhok ve Qamişlo’dan duyuluyordu sesleri. Fatma İsa, Susika Simo, Sisa Mecid, Zadina Şakir ve Aslika Qadir, Radyo Erivan aracılıyla seslerini bu yerlere ulaştıran kadınlardan. Kürt kültürünü, yaşamını sesleriyle geleceğe taşıdılar. Sanatın ve yaşamın her alanında kadının varolduğunu kanıtlayan kadın dengbêjler, bugün Kürt kadını ve tüm kadınlar için önemli bir kazanım ve statü elde etmesindeki önemli bir mirastır. Bizlerde 5 günlük dosyamız ile hem dengbêjliği hem de tarihe adını yazdıran dengbêj kadınları konu aldık.

  • Libya’da sendikal mücadelede kadınların dönemi başlıyor -2 

    Nermin Sharif: Baskılara rağmen mücadelemden vazgeçmedim Libya’da öldürülmek istendi, gözaltına alındı, pasaportuna el konuldu, dışlandı, hakkında yalan yanlış bilgiler paylaşıldı, ancak sendikal mücadeleden vazgeçmedi. “Tüm baskılara rağmen başaran ben oldum” diyerek, yaşadığı bu mutluluğu paylaşan Libya Sendikalar Genel Federasyonu Başkanı Nermin Sharif, ülkesinde kadınların sendikal mücadelesi konusunda önemli çalışmalarda bulunduğunu belirterek, İşçi Kadın Ağı ile büyük bir kadın örgütlenmesine gideceklerinin de müjdesini verdi.

  • Libya’da sendikal mücadelede kadınların dönemi başlıyor -1 

    Dünden bugüne sendikal mücadele Sendikal mücadele ülkeden ülkeye farklılık gösterirken, 1972’den beri grevlerin yasak olduğu Libya’da ise tüm baskılara rağmen bu mücadele varlığını sürdürüyor. Demokratik olmayan ülkelerde sendikal faaliyetler bir tehlike olarak görülürken, İslam ülkelerinde toplu pazarlığa ilişkin uygulamalara bakıldığında da farklılıklar ortaya çıkıyor. İki günlük dosyamızın birinci bölümünde sendikal faaliyetler hakkında bilgiler paylaşırken, ikinci bölümünde ise Libya Sendikalar Genel Federasyonu Başkanı Nermin Sharif’in ülkesinde yürüttüğü sendikal mücadele hakkındaki röportaja yer vereceğiz.

  • Dosya: İlk gözden çıkarılanlar: Kadınlar -3 

    Erkekler tarafından öldürülen kadınlar ve kendi yaşamlarını savunmak adına öldürmek zorunda kalan kadınların hukuki süreçlerini feminist avukat Diren Cevahir Şen’e sorduk. “Kadınlar devlet tarafından korunmuyor, şiddet anında aradıkları polis tarafından tutanak dahi tutulmadan evlerine geri gönderiliyor, adına ev denilen işkencehanelerde yaşamak zorunda bırakılıyorlar. Hayatlarına sahip çıktıklarında ise bu kadınlara ne TCK 25 ne de TCK 27/2 uygulanıyor”

  • İlk gözden çıkarılanlar: Kadınlar -2 

    “Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali” Türk Ceza Kanunu’nun 25’inci Maddesi’nde açıkça belirtiliyor; ancak erkek şiddetine karşı yaşam haklarına sahip çıkan kadınlar için ne yazık ki büyük ölçüde uygulanmasında sorunlar yaşanıyor. Ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınların, meşru müdafaa hakkı sistematik olarak görmezden geliniyor.

  • İlk gözden çıkarılanlar: Kadınlar 

    Cumhurbaşkanlığı tarafından Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı feshi kadınların büyük tepkilerine yol açtı. Sözleşmede kadınları, şiddeti uygulan kişiden korumak için yer alan uzaklaştırma ve koruma tedbiri çıkarma konusundaki maddeler oldukça önemliydi. Tüm bu koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen erkeler tarafından katledilen kadınların sayısı sözleşmenin de feshi ile artarak devam ediyor. Kadınlar haklarında koruma kararı olmasına rağmen öldürülüyor. Koruma isteyen kadınlar görmezden gelinerek yaşadığı şiddetle baş başa bırakılıyor. Sözleşmeyi kaldıran devlet kadın cinayetlerini açıklarken “cinayet” demekten imtina ediyor. Kadın cinayetleri, şüpheli kadın ölümleri, sokak ortasında herkesin gözü önünde yaşanan kırım hükümetin gündeminden uzak! Dosyamızda koruma kararlarına rağmen katledilen, korunamadıkları ya da önlem alınmadığı için ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar olacak.