74’üncü ferman 8’inci yılında: 2 bin 700 Êzidî kadından hala haber yok!

Sekizinci yılına giren Şengal katliamına dair konuşan HDP’li vekil Feleknaz Uca, katliamdan sonra esir düşen 2 bin 700 Êzidî kadından hala haber alınamadığına dikkat çekti. Feleknaz Uca, kadınların bulunması için mücadele çağrısında bulundu.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - DAİŞ'in 3 Ağustos 2014'te Şengal'de gerçekleştirdiği ve "74'üncü Ferman" olarak tarihe geçen katliam üzerinden 8 yıl geçti. Soykırım olarak bilinen fermandan sonra binlerce Êzidî katledilirken, bir o kadarı da esir düştü. O tarihten sonra Şengal’den ayrılmak zorunda kalan halk göç yollarına düşerken, esir alınan binlerce kadından ise halen haber alınamıyor. Aradan geçen 8 yıla rağmen o günlerde yaşanan yaraların halen kapanmadığı Şengal’de, fermandan sonra halkın tek gündemi örgütlülük ve savunma.

2 bin 700 Êzidî kadından haber alınamıyor

74’üncü fermandan sonra Êzidî halkının sürgün, göç ve baskılarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekilli Feleknaz Uca, kaçırılıp esir düşen 2 bin 700 Êzidî kadından hala haber alınamadığını söyledi. Dünyanın gözleri önünde bir katliam gerçekleştiğini aktaran Feleknaz Uca, esir tutulan kadınlar için daha çok mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.  

“Özgür kadın iradesini yok etmek istediler”

3 Ağustos 2014 tarihinde Êzidî halkı için ağır ve dermanı olmayan bir acı yaşandığına dikkat çeken Feleknaz Uca, “Dünyanın gözleri önünde Êzidî halkına 74’üncü ferman yaşatıldı. Burada sadece Êzidî halkını Şengal’den çıkarmak ya da bir kırım yaşatmak istemediler, Êzidî kadınlar şahsında özgür kadın iradesini yok etmek istediler. Tarihte bütün dünyanın gözleri önünde kadınlar çarşaf giydirilip, elleri ve ayakları zincirlenerek Musul pazarında satıldı” sözlerini kullandı.

“Êzidî halkı saldırılara karşı örgütlenip kendini korumalı”

Aradan geçen zamana rağmen Şengal’de yaraların sarılmadığına değinen Feleknaz Uca, binlerce Şengallinin Zaxo veya Duhok gibi yerlerde çadırlarda yaşadıklarını kaydetti. Sürgün ve göç gibi en büyük eziyetlerin kadınlar şahsında Êzidî halkına yaşatıldığına yer veren Feleknaz Uca, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bağdat’a görüyoruz ki büyük bir huzursuzluk yaşanıyor yine Irak’ta bir huzurun olduğu yer Şengal. Bu huzuru da bozmak istiyorlar. Bugün Bağdat ayakta, bu sorunların hepsinin tek çözümü de özerklik. Şengal’in özerkliği de bütün halklara bir örnektir. Son saldırılarda DAİŞ’in yeniden canlandığını görüyoruz. Buna karşı Êzidî halkı kendini korumalı, onlar dışında kimse Êzidî halkını korumaz. Şimdi Bağdat’ta herkes ayakta, herkes birbirine saldırıyor. Êzidî kadın ve erkekler kendini korumazsa Şengal’de bir savunma oluşamaz. Türk devleti de Şengal’e saldırıyor, yine merkez hükümetin kararları ile Şengal’e dönük provokasyonlar yapılıyor. Bunların hepsi birbirine bağlı ve bu konsepti de genişletmek istiyorlar.“

“Kurtuluş Şengal toprakları ve özerkliğindedir”

Êzidî halkı için tek kurtuluşun ata toprağındaki yaşam ve Şengal’in özerkliği olduğunu vurgulayan Feleknaz Uca, Şengal üzerinde oynanan oyunlara karşı halkın meclislerini örgütleyip savunmasını güçlendirmesi gerektiği çağrısında bulundu. Son olarak saldırılara karşı mücadele mesajı veren Feleknaz Uca, “Şengal’den çıkarılan Êzidî aileleri bugün Kanada, Avusturalya’ya gönderip dağıtmak istiyorlar. Bu Êzidî halkı için bir kurtuluş değildir. Êzidî halkının kurtuluşu Şengal’de atalarının toprağındadır. Hala Êzidî kadınlar Ankara’da bulunuyor. DAİŞ amirleri Şengal’den Êzidî kadınları kaçırıyor aileler Ankara’dan kızlarına ulaşıyor. O kadınlar nereden geliyor, sınırdan nasıl geçiyorlar. Devletin bu amirlerle bir iletişimi yoksa o amirler nasıl buraya geliyor. Bu sorunların hepsinin konuşulması ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bu çerçevede bizde hem Şengal halkı hem de Şengal’in özerkliği için akıbeti bilinmeyen 2 bin 700 kadına da ne olduğunun bulunması ve mücadele edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.