Faslı siyasetçi: Eşitlik sadece bir kota değil

Anayasada eşitliğin kabul edilmesine rağmen, Fas’ta kadınlar hâlâ marjinalleşmeyi pekiştiren geleneksel kültür nedeniyle temsil zayıflığı yaşamaya devam ediyor.

HANAN HARET

Fas- Fas siyasi sahnesi, reformcu söylemler ile partilerin fiili uygulamaları arasındaki uçurumları ortaya koyan dikkat çekici dönüşümlere tanık oluyor. Bir yandan demokrasi ve katılım sloganları yükseltilirken diğer yandan kadınlar karar alma mekanizmalarına erişimde hâlâ zorluklarla karşılaşıyor. Son yıllarda kota sistemi aracılığıyla kazanımlar elde etmiş olsalar da bu durum sürüyor.

Arap Parlamenter Kadınlar Ağı “Ra’idat”ın yürütme kurulu üyesi, eski milletvekili ve siyasi aktivist Fatima Mazi, Fas’ın kadın kotası deneyimini, uluslararası örneklerden çıkarılan dersleri ve geniş, sürdürülebilir bir kadın temsiliyeti için gerekli mekanizmaları anlattı. Fatima Mazi, Fas’taki siyasi manzaranın bir bekleyiş ve huzursuzluk içinde olduğunu vurguladı.

Fatima Mazi’ye göre iktidar koalisyonundaki partiler, halkın günlük sorunlarına odaklanmak yerine iktidarda kalma yarışına erken girdi. Muhalefet ise dağınık, net alternatifler üretemiyor. Böylece hükümet performansına yönelik asıl denetim, fiyat artışları, sosyal krizler ve zayıf resmi iletişim konusundaki tepkilerini sosyal medya ve bağımsız medya aracılığıyla dile getiren vatandaşlardan geliyor.

Güven krizi

Fatima Mazi, Fas’ın bugün sokak ile siyasi aktörler arasında büyüyen bir “güven krizi” yaşadığını düşünüyor. Bazı yürütme organı üyelerine dair sızıntılar da kurumlardaki ciddiyet konusunda şüpheleri derinleştiriyor.

Kadınların seçilmiş kurumlarda temsiline değinen Fatima Mazi, Fas’ın 2002’den itibaren aşamalı olarak kota sistemini benimsediğini hatırlatarak, “O dönem kadınlar için ulusal listede 30 sandalye ayrılmıştı. Bu, onlarca yıl süren neredeyse tamamen yokluğun ardından kadınların parlamentoya girişini sağlayan tarihi bir adımdı” dedi.

“Başlangıçtaki çekincelere rağmen kadın milletvekilleri yasama çalışmaları ve kamu politikalarının denetimiyle yetkinliklerini kanıtladı” diyen Fatima Mazi sözlerini şöyle sürdürdü: “2011 Anayasası’nın 19. maddesi cinsiyet eşitliğini öngörünce, kota kadınlar için 60, gençler için 30 olmak üzere 90 sandalyeye çıkarıldı. Ancak kadınların ulusal listeden aynı yöntemle ikinci kez aday olmalarının yasaklanması, birçok kadın vekili kısa bir deneyimden sonra yerel seçim bölgelerine yönelmeye zorladı.”

2016 seçimlerinde gençlik listesinden 20 genç kadın parlamentoya girdi ve toplam kadın milletvekili sayısı 81’e ulaştı. 2021 seçimlerinde ise ulusal liste kaldırıldı, yerine 12 bölgeye dağıtılmış bölgesel listeler getirildi. Partiler, kadınları listenin ön sıralarına koymakla yükümlü tutuldu ve kadın vekil sayısı 96’ya yükseldi.

Pozitif ayrımcılıktan eşitliğe

Bu kazanımlara rağmen Fatima Mazi, kadınların yerel seçim bölgelerinden elde ettiği temsilin kayda değer biçimde artmadığını, bunun da kotanın kadınları erkeklerle eşit rekabete itip itemediği sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.

Fatima Mazi, kadın oranının bölgelerde yüzde 30’un, yerel meclislerde ise yaklaşık 27’nin üzerine çıktığını ifade ederek, ancak esas hedefin, kadınların sadece yasal destek mekanizmalarıyla değil, yetkinlik ve deneyimleri sayesinde karar alma mekanizmalarına ulaşmaları, yani pozitif ayrımcılıktan gerçek eşitliğe geçiş olduğunu belirtti.

Fas’ın Tunus ve Ruanda gibi ülkelerin deneyimlerinden, kendi özgün koşullarını dikkate alarak yararlanabileceğini dile getiren Fatima Mazi, yüzde 30 düzeyinde kadın temsiliyeti için güçlü siyasi irade ve seçim reformlarının şart olduğunu ve seçim bölgelerinin yeniden düzenlenmesinin de bu adımlar arasında olduğunu söyledi.

Fatima Mazi, Tunus deneyimine işaret ederek, daha büyük seçim bölgelerinin daha geniş ve adil temsiliyet sağladığını belirtti.  Fatima Mazi, “Bölgeler 10 sandalyeden az olduğunda, erkek-kadın dönüşümlü liste kuralı sayesinde kadınlar yüzde 41’e varan oranlarda temsil edilebildi” dedi.

Bölgelerin 15-25 sandalyelik daha büyük alanlara dönüştürülmesini ve cinsiyetler arası dönüşümlü liste zorunluluğunu öneren Fatima Mazi, bu sayede kadınların daha doğal ve etkin bir şekilde temsil edileceğini vurguladı. Ayrıca bu reformların partilerle daha geniş müzakereler sonucunda yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ruanda deneyimine değinerek, kadınların yüzde 63’ü aşan temsiliyet oranının istisnai olduğunu belirten Fatima Mazi, yıkıcı bir iç savaş yaşamış olan Ruanda’nın yeniden inşasında kadınların merkezi rol oynamasından kaynaklandığını, dolayısıyla bu modelin başka ülkelerde mekanik olarak kopyalanamayacağına dikkat çekti.

Partilere, sivil topluma ve medyaya mesajlar

Siyasi aktivist Fatima Mazi, siyasi partilere kadınlara güvenmeleri, onları liderlik pozisyonlarına getirmeleri ve yerel bölgelerden aday olmalarını desteklemeleri çağrısında bulundu. Kadınların karar alma mekanizmalarında etkin şekilde rol alabilecek yeterliliğe sahip olduğunu vurgulayan Fatima Mazi, sivil toplumun, kadın haklarını geliştirmek ve eşitlik konularını kamu politikalarına dahil etmek için çalışmayı sürdürmesi gerektiğini belirtti.

Fatima Mazi, medya konusunda ise, kadın siyasetçilerin başarı hikâyelerine ışık tutması ve onların kamusal alandaki varlığını güçlendirmesi gerektiğini kaydederek, “Medyada kadınların olumlu temsili, daha fazla kadını siyasete katılmaya ve ulusal kalkınmaya katkı sunmaya teşvik eden temel bir faktördür” dedi.