Iraklı sanatçı Fatma El-Muturi’nin çevre dostu sanat yolculuğu

Irak'ın Basra kentinde yaşayan sanatçı Fatma El- Muturi, atık kartonları sanat eserlerine dönüştürerek hem çevre bilincine dikkat çekiyor hem de kadın sanatçıların yükselen sesine katkı sunuyor.

RAJA HAMİD RAŞİD

Irak- Zorlu koşullar altında üretmeye devam eden Iraklı sanatçılar, yokluk ve savaşın gölgesinde bile sanatın umut olduğunu kanıtlıyor. Özellikle kadın sanatçılar için sanatsal ifade, sadece bireysel bir özgürlük değil, aynı zamanda toplumda görünür olmanın ve değişim yaratmanın bir yolu. Irak'ın güneyinde Basra şehrinin Fav ilçesinde yaşayan sanatçı Fatma El-Muturi, bu direnişin en yaratıcı örneklerinden biri. O, atık kartonları sanat eserlerine dönüştürerek hem çevre bilincini yaygınlaştırıyor hem de kadın sanatçıların bölgede nasıl güçlü bir varlık sergilediklerini gösteriyor.

Kalabalık şehirlerin köşelerinde, atılan karton kutuları toplayan sanatçı Fatma El-Muturi, kartonları yeniden yaratıyor. Kartonlara resimler yapan sanatçı aslında sadece bununla da sınırlı kalmıyor; hafızayı yeniden yazıyor, şehrinin siluetlerini onarıyor. Çizgiler ve gölgeler arasında fikir malzemeyle kaynaşıyor, katmanlarında bir ülkenin hikâyesini ve güzelliğin çığlığını taşıyan sanat eserleri doğuyor.

‘İçimde büyüyen gizli bir enerji vardı’

Fatma El-Muturi, sanat yolculuğunun başlangıcını şöyle anlatıyor:

"Sanatla yolculuğum çok uzun zaman önce başlamadı, ama içimde uzun süredir büyüyen bir sanat tutkusu vardı. Başta bu yeteneğime yeterince önem vermiyordum. Sonra içimde büyüyen gizli bir enerji ve gerçek bir yetenek olduğunu fark ettim. İfade özgürlüğü ve yaratıcılık açısından çok keyif aldım. O anda, bu yeteneği sahiplenmem ve geliştirmem gerektiğini anladım."

Çocukluğundan beri resmin onun özel dünyası olduğunu belirten Fatma El-Muturi, sanat serüveninde kartonla yaptığı heykel ve dekoratif çalışmalara şöyle değiniyor:

"Çocukken ressamları taklit ederdim, her detayı dikkatle izlerdim. Sanat benim için bir hobi değil, büyüyen bir tutkuydu. Kartonun üzerine oyma fikri beni büyüledi. Bu teknik çok yaygın değildi ama inanılmaz bir yaratıcılık sunuyordu. Önce şairlerin, oyuncuların ve şarkıcıların yüz hatlarını karton üzerine çalıştım. Sonra yavaş yavaş yeteneğimi geliştirerek heykel ve dekor dünyasına adım attım. Hayal gücüm somut eserlere dönüştü."

‘Her sanatçının kendini güvende hissettiği bir yere ihtiyacı vardır’

Evinde kendine küçük bir atölye alanı ayırdığını anlatan sanatçı şöyle devam ediyor:

"Her sanatçının kendini güvende, huzurlu ve ait hissettiği bir yere ihtiyacı vardır. Ben de bu alanı renklerim ve malzemelerim arasında buldum. İlk ilham kaynağım hep karton oldu. Basit bir malzeme ama içinde birçok hikâye saklıyor. Okul yıllarından beri kartonu severim, onu yeniden şekillendirir, hayal gücüme göre heykellere dönüştürürdüm. Bir karton parçası gözüme iliştiğinde hemen bir fikir doğuyor ve ellerim çalışmaya başlıyor."

Hassasiyet gerektiren çalışma

Fatma El-Muturi çalışmalarındaki en büyük zorluklardan bahsederek kartonla çalışmanın inceliklerini şu şekilde ifade ediyor:

"Karton sadece üzerine çizim yapılacak bir yüzey değil; özel ihtiyaçları olan bir malzeme. Sağlam, esnek ve oyma işlemlerine dayanıklı olması gerekiyor. Özellikle eserlerimi sergilerde taşımam gerektiğinde, dayanıklılık çok önemli. Ayrıntılardan ödün vermeden çalışabilmek için doğru karton türünü seçmek şart. Ayrıca, karton kağıt bazlı bir malzeme olduğu için yağlı boyayı kaldıramıyor. Bu yüzden akrilik boyalar kullanıyorum. Kat kat uygulayarak istediğim renk tonlarına ulaşıyorum."

Oyma ve heykel yaparken kullandığı araçlar hakkında da bilgi veren Fatma El-Muturi farklı şekil ve boyutlarda bıçaklar kullandığını dile getirerek, "Her bir bıçağın ayrı bir işlevi var. Kartonla çalışmak, doğru açı, doğru derinlik ve doğru hacmi yaratabilmek için hassasiyet ve dikkat gerektiriyor" şeklinde konuştu.

‘Özlemle yaşayan bir şehrin hikayesini anlattım’

"Her eserim benim için özel” diyen Fatma El-Muturi sözlerine şöyle devam ediyor: “Ama Fav ilçesini anlattığım çalışmam kalbime en yakın olanı. Bu eserde, Basra'nın haritasını, Fav kapısını ve ünlü 'Lenje' teknelerini işledim. Fav deyince deniz akla gelir; balıkçılar, limanlar ve deniz hayatı... Tüm bunları bir araya getirerek, suyla, sanatla ve özlemle yaşayan bir şehrin hikayesini anlattım."

Sanatın, çevre bilincini artırmada büyük rol oynadığına dikkat çeken Fatma El-Muturi, “Karton gibi atık malzemeleri sanata dönüştürmek hem çevreyi korumak hem de güzel ve ilham verici eserler üretmek anlamına geliyor. Bugün birçok sanatçı ve zanaatkar, atıkları değerlendirerek çevreyi koruma sorumluluğunu üstleniyor" diyor.

Katıldığı sergiler hakkında da bilgi veren Fatma El-Muturi, birçok karma sergiye katıldığını, özellikle geri dönüşüm temalı sergilerin yeni ufuklar açtığını belirtiyor.

‘Basra’yı uluslararası sergilerde temsil etmek istiyorum’

Fatma El-Muturi, son olarak sanat anlayışındaki dinamizme vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamlıyor:

"Kendimi tek bir fikre bağlı kalmaya zorlamıyorum. Yenilik ve değişim, sanatın sürekliliğinin ve yaratıcılığın sırrıdır. Aynı şeyleri tekrar etmek sıkıcılığı doğurur. Ben her zaman şaşırtıcı şeyler üretmek istiyorum. Amacım, ilçemi ve Basra'yı uluslararası sergilerde temsil etmek. Çünkü burada birçok yetenekli sanatçı var ve hak ettikleri ilgiyi görmeliler."