4 Mayıs 1937: Laç deresindeki ağıtlar Dersim dağlarında direnişe döndü
4 Mayıs 1937’de Türk Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşen Dersim Tertelesi’nin 88’inci yıldönümü. On binlerce Kürt Alevi’nin katledildiği Dersim’de ağıtlar Munzur olup akmaya devam ediyor.
2884 sayılı ve 25.12.1935 tarihli Tunceli Kanunu çerçevesinde 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Dersim’e yönelik askeri operasyonlar başlatılmış ve bu operasyonlar sırasında on binlerce Kürt Alevi katledilmişti. Askeri operasyonlar 1938 yılı boyunca devam etmiş ve katliam, sürgün ile Dersim coğrafyası büyük oranda insansızlaştırılmıştır.
Dersim halkı yapılanları “tertele” olarak nitelendirmeye devam ederken, insan hakları savunucuları, 1937-1938 tarihleri arasında yaşananların soykırım olarak tanımlanması için mücadele etmektedir.
Dersimlilerin ve insan hakları savunucularının talepleri şöyle:
“*Dersim adının iade edilmesi,
*Dersim tertelesinde idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilerek, mezar yerlerinin açıklanmasını, diğer toplu mezarları usulüne uygun olarak açılması,
*Yapılan askeri operasyonlar sonucu katledilmeyip sağ olarak yakalanan kız çocuklarının akıbetinin açıklanarak aileleri ile buluşturulmasının sağlanması,
*Dersim’in insansızlaştırılma politikasından vazgeçilerek halen yapımı süren HES ve diğer barajların iptal edilerek doğal ve kültürel tahribata son verilmesi,
*Dersim’deki doğal ve kültürel inanç merkezlerinin muhafaza altına alınarak Dersim halkının yerel temsilcilerine (Dersim Belediyesi gibi) devrinin sağlanması.”
88 yıldır dinmeyen ağıt geçmeyen yara
Yüreklerde dinmeyen bir sızı Dersim Katliamı, kulaklarda yankılanan çığlık, dillerde ağıt…. 88 yıldır halk, deyiş ve ezgilerle hafıza oluşturuyor. Maviş Güneşer, 38 Dersim soykırımı esnasında Laç Deresi'ne sığınmış Demenanlıların yaşadığı zulmü ve onların direnişini Hewa Deré Laçi (Laç Deresi Ağıdı) adlı ezgi ile yüreklerimize bir kez daha işliyor.
“Zalimler kışlalar sürmüş üstümüze, dünya olmuş kızgın bir sac, Kurşun değmiş İvis’ime, ordu ancak girebilmiş dereye. Biz dövüşmüşüz, yedi katıyla almışız bedelimizi, Kim ölmüşse bizden Laç deresinde, ahirette yeri cennettir.”