Erkek şiddetini reddeden kadınlar toplumsal baskıya karşı direniyor

İşgal altındaki idlib’de artan şiddet ortamı en çok kadınları etkiliyor. Aile içi şiddette maruz bırakılan kadınlar, toplumsal baskılara rağmen kendi ayakları üzerinde mücadele ediyor.

LÎNA EL-XETÎB

İdlib- Türk devleti ve ona bağlı çete oluşumu HTŞ’nin işgali altındaki Suriye’nin Kuzey kenti İdlib'de şiddet yaşamın her alanında arttı. Çatışmaların devam ettiği kentte kadınlar, erkek şiddetine maruz bırakılıyor.

İdlib'in kuzeyindeki Salqin şehrinden Samira Al-Alavi, yaşadığı şiddeti şu ifadelerle anlattı: “Eşim bana ve üç çocuğuma yönelik defalarda şiddette bulundu. Ben daha fazla dayanamadım ve onu terk etmeye karar verdim. Eşim her türlü kötü muamelede bulunuyordu. Beni kıskandığı için yaptığını söylüyordu. Aylarca evden çıkmama, aileme gitmeme izin vermedi. Ayrıca çocukları sürekli dövüyordu, hatta daha bir buçuk yaşında olan bebeğime bile zarar veriyordu. Geceleri hastalıktan, açlıktan veya başka bir sebepten dolayı ağladığında azarlıyordu. Aileme her şeyi anlattım ve onu terk ettim. Çocuklarımın geçimini sağlamak için iş buldum. Ben bir insani yardım kuruluşunda temizlikçi olarak çalışıyorum. Kimseye ihtiyacım yok. Artık fiziksel, sözlü dayak ve şiddet olmadan yaşama zamanım geldi.”

‘Ayrılıp hakkında suç duyurusunda bulundum’

Şiddet mağdurlarından biri de 20 yaşındaki İdlibli Baraa Al-Hassan. Eşi hakkında suç duyurusunda bulunan ve ayrılan Baraa Al-Hassan da yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Babam 15 yaşımda eğitimimi tamamlamama engel oldu ve beni kuzenimle evlenmeye zorladı. Ancak kuzenimle hayatım dayanılmaz bir cehenneme dönüştü. Eşlerini dövmeyi bir disiplin biçimi olarak gören çok erkek var. En basit anlaşmazlıklar bile hızla dayakla sonuçlanıyordu. Beni dövmediği bir gün bile olmadı. Hayatın acılarını çekerek iki yılımı onunla geçirdim. Birkaç kez babamın evine döndüm ve her defasında beni zorla evime geri gönderdiler. Ama şiddet doruğa ulaştı, ilk çocuğumla hamileliğin başındayken beni dövdü. Beni o kadar çok dövdü ki düşük yaptım. O andan itibaren kararımı verdim. Koşullar ne olursa olsun kendisine dönmemekte ısrar ederek, ondan ayrılıp hakkında suç duyurusunda bulundum.”

‘Hayalimi gerçekleştirdim’

Boşandığını ve toplum tarafından kınandığını ancak buna aldırış etmediğine dikkat çeken Baraa Al-Hassan, "Okula dönmeye, hayalimi yeniden kazanmaya, eğitimimi tamamlamaya ve çocuklara öğretmen olma hedefime ulaşmaya karar verdim. Hayalimi gerçekleştirdim, şehirdeki okullardan birinde uygun bir iş buldum. Maddi açıdan bağımsızlığımı kazandım. Öte yandan ailem ve akrabalarım eski eşimden olan haklarımdan vazgeçmem için bana baskı yapıyor. Boşandığım eşim 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra çıktı ve hayatıma normal bir şekilde devam etmemem için yoğun çaba harcadı. Başka biri ile evlenmem durumunda beni öldürmekle tehdit etti. Ben ona dönmeyeceğim ve geri adım atmayacağım” şeklinde konuştu.

‘Hayatım tamamen değişti’

Halep kırsalından İdlib kentine göç ettirilen 27 yaşındaki Samira Al-Khatib ise ağabeyinin şiddetinden kurtulmak için çocuğuyla birlikte bağımsız bir hayat yaşamaya karar verdiğini kaydediyor. Toplumsal algıya meydan okuduğunu dile getiren Samira Al-Khatib, “Eşimin ölümünden sonra desteksiz kaldım. Erkek kardeşimin evine taşındım. Kendi eşini memnun etmek için bana zulmediyordu ve aynı zamanda şiddete maruz bırakıp hakaretlerde bulunuyordu. Sonunda ağabeyimin evinden ayrılmaya karar verdim. Küçük bir ev kiraladım. Tarım işleri ve yün dokumacılıkta çalışıyorum. Taşındıktan sonra hayatım tamamen değişti. Aşağılanma ve şiddetten kurtuldum” diye belirtti.   

Kadınlar için çalışıyorlar

İdlib'in kuzeyindeki Sarmada şehrinden sosyal hizmet uzmanı Nawal Al-Sayyid, konu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Savaş yıllarında birçok neden aile içi şiddet çemberinin genişlemesine yardımcı oldu. Yerinden edilme ve iltica gibi kötü yaşam koşulları şiddeti artırdı diyebiliriz. Kadına yönelik şiddet her ne kadar pek çok şekli yasada suç sayılmamış olsa da bir suçtur. Şiddet çoğu zaman kadınları depresyona, kaygıya ya da izolasyona sürüklüyor. Bazı kadınlar mali zorluklarla karşı karşıya ve bundan kaynaklı kadınlar çoğu zaman şiddeti uygulayan eşten ayrılamıyor. Kadınlara ücretsiz ve güvenli barınma alanları sağlanmalı. 24 saat çalışan bir aile içi şiddet yardım hattı aktif olmalı.”