Açlık grevindeki tutuklular hücrelere konuluyor: Meşru taleplerine derhal ses verilmeli

Açlık grevi eyleminde olan tutukluların tek hücreye alındığı ve kimi cezaevlerinde darp edildiğini bilgisini paylaşan ÖHD’li Avukat Gizem Miran, “Tutukluların hukuki ve meşru taleplerine derhal ses verilmelidir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Türkiye ve Kürdistan’da bulunan cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 16’ncı gününe girdi.  "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlatılan eylem, 15 Şubat 2024 tarihine kadar devam edecek. Grevin başladığı cezaevlerini ziyaret eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Amed Şube Eşbaşkanı Avukat Gizem Miran, tutukluların son durumuna dair ajansımıza değerlendirmede bulundu. Gizem Miran, cezaevlerindeki ihlallerin açlık grevleri ile daha derinleştirildiği bilgisini verdi.

‘İhlallerin temel sebebi devletin güvenlikçi politikaları’

Baskıların günden güne arttığı cezaevlerinde çok sayıda hak ihlalinin yaşandığını ve bunların yaşam hakkını gasp eden ihlaller olduğuna dikkat çeken Gizem Miran, bu ihlallerin en temel sebebini devletin güvenlikçi politikalarının oluşturduğunu vurguladı. Tutukluların sağlık hakkına erişememesi, kötü muamele, keyfi disiplin cezaları ve gözlem kurullarının tahliyelere dönük engellemeleri ile yaşanan belli başlı ihlallere değinen Gizem Miran, bu koşulları kabul etmeyen tutukluların açlık grevine başladığını söyledi.

Gizem Miran konuşmasının devamında şunları aktardı: “Demokratik siyasetin işletilememesi, aynı zamanda Kürt meselesine dair barışçıl çözümün getirilememesi bugün yaşamımızın her alanını etkiliyor. Yine bu temel sebeplerin başına da tecridi eklemek gerekiyor. Tecrit derinleştikçe, toplumsal kutuplaşma artıkça cezaevlerindeki hak ihlalleri de artmaktadır. Maalesef bu hak ihlallerinin bu derece zirveye ulaştığı, tecridin 33 aydır kesintiye uğramadan devam ettiği bu süreçte tutuklular yeniden; Kürt sorununa demokratik çözüm ve tecride derhal son verilmesi talebiyle açlık grevine başladılar.”

‘Tutukluların taleplerine geç olmadan ses verilmelidir’

Dışarıda barışçıl adımlar ve demokratik gelişmelerin olmaması nedeniyle tutukluların bu yönteme mecbur kaldıklarını söyleyen Gizem Miran şöyle konuştu: “Açlık grevleri ile ilgili ne yazık ki bir hafızaya sahibiz. Geçtiğimiz yıllarda da benzer taleplerle tutuklular açlık grevine girdi. Tutuklular seslerinin dışarıya ulaşması ve kendilerini ifade etmek için bu yöntemi kullandılar. Açlık grevleri süreçleri çoğu zaman endişe ile izlediğimiz bir süreç. Tutukluların yaşam hakkını ihlal edecek düzeyde, yaşamlarını son bulmaya kadar vardıracak bir durum. Bunun kötü sonuçlarını bizler geçmişte gördük. Yine aynı vahamet arz edecek noktalara ulaşmasın diye buradan bir kez daha şunları söylüyoruz; tutukluların hukuki ve meşru taleplerine derhal ses verilmelidir. Bu talepler kamu yetkililerince değerlendirilmeli, demokratik adımlar atılmalıdır.”

‘Açlık grevine başlayan tutuklular hücrelere konuldu’

Sürecin başlaması ile ÖHD olarak cezaevlerine ziyaretler gerçekleştirdiklerine yer veren Gizem Miran, cezaevlerinde var olan ihlallerin açlık grevi eylemleri ile daha da artış gösterdiğini söyledi. Greve giren tutukluların tek kişilik hücrelere konulduğunu ve darp edildiklerini kaydeden Gizem Miran, “Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla bir araya gelerek çalışmalar yürütüyoruz. Bu noktada başvurular da alıyoruz. Cezaevlerine gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde maalesef ki yaşanan olumsuzluklara da şahit olduk. Tutukluların açlık grevine girdikten sonra tek kişilik hücrelere alındığına, kötü muameleye uğradığına ve bazı cezaevlerinde darp edildiklerine dair bilgiler aldık. Bu ihlaller de günden güne artıyor. Buna dair yerinde tespitler yaptık, bu ihlallere dair kapsamlı bir rapor da hazırlayacağız” şeklinde konuştu.

‘Talep meşru ve hukukidir’

Açlık grevine başlayan tutukluların taleplerinin meşru ve hukuki olduğunu aktaran Gizem Miran, uluslararası kamuoyunda da işkence ve kötü muamele olduğu belirtilen tecride bir an önce son verilmesi gerektiğini ifade etti. Tutukların talepleri için geç olmadan adım atılması gerektiğini belirten Gizem Miran, “İmralı Ada Hapishanesi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan ve diğer üç tutuklunun aileleri, avukatları ile görüşmesine müsaade edilmelidir.  Ne aileleri ne de avukatları kendilerine dair bir şey öğrenemiyor. Çoğu zaman hukuki süreçler bile avukatların haberi olmadan yapılıyor. Yine itiraz yolunu kullanacak avukatlara gerekli belgeler verilmiyor. Tecridin kalkması ve görüşmenin sağlanması noktasında çok sayıda başvurularımız oldu. Ancak bugüne kadar yaptığımız başvurulardan herhangi bir yanıt almadık. Bütün kamuoyunu mutlak tecrit karşısında duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.