‘Türk devletinin Rojava’daki suçları kamuoyuna yansımadı’

İnsan hakları savunucusu Nesim-P., “Filistin ile ilgilenmeye itirazımız yok ve sivillerin öldürülmesine yol açan tüm savaşları kınıyoruz. Ancak Rojava, olması gerektiği gibi ele alınamadı ve medyanın sessizliği nedeniyle yaşananlar yansımadı" dedi.

JUNA ARDALAN

Sine- Türk devleti, son günlerde Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik artırdığı saldırılarda siviller ve yaşam alanlarını da hedef aldı. Saldırılara karşı uluslararası sessizlik sürse de bölge halkı, çeşitli eylemlerle Türk devletinin işlediği insanlık suçlarının unutulmasına izin vermiyor. Sine kentinden insan hakları savunucusu Nesim-P., Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Erdoğan savaş çığırtkanlığı dışında çözüm bulamıyor’

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı son saldırıların çeşitli açılardan değerlendirilebileceğini ifade eden Nesim-P., “Türk devleti, ekonomik sorunlar ve muhalefet partileriyle yaşanan siyasi anlaşmazlıklar gibi birçok iç sorunla karşı karşıyadır. Bildiğimiz gibi Türkiye'de yerel seçimler yaklaşıyor ve Erdoğan bu savaş çığırtkanlığıyla Türk faşist ve milliyetçilerini kışkırtmaktan daha iyi bir çözüm bulamamaktadır. Ancak asıl mesele bu çözümün ne kadar süreceği?” dedi.

Rojava Özerk Yönetim’in saldırılar nedeniyle uğradığı maddi zararın milyonlarca dolar olduğunun tahmin edildiğini belirten Nesim-P., “Bu maddi kayıplara sivillerin öldürülmesi de eklenince, sırf kamuoyunu oyalamak, Türkiye'nin iç sorunlarından dikkati dağıtmak ve halkta milliyetçilik duygusunu uyandırmak için, çocuk, kadın ve sivil erkeklerin öldürülmesi Erdoğan'ın bu dönemde kendi koltuğunu koruma yoludur. Gerçi Erdoğan'ın Kürt düşmanlığı yeni bir olay değildir” diye kaydetti.

‘Erdoğan ile Beşar Esad aynı anlayışa sahip’

Tarih boyunca Kürdistan topraklarına yönelik çok sayıda saldırının gerçekleştiğini hatırlatan Nesim-P., şunları ifade etti:

“Kürdistan coğrafyası uzun yıllardır birçok saldırıya maruz kaldı. Bu saldırılar sadece Erdoğan ile sınırlı değil, geçmişteki saldırılar bundan çok daha fazladır. Saldırılar halen devam etmektedir. Son yıllarda Kürt partileri bahanesiyle Kürdistan'a saldırılar yapılıyor. Ancak geriye dönüp baktığımızda Kürtlerin tek bir partisinin olmadığı yıllarda defalarca düşman saldırısına uğradıklarını görüyoruz. Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) varlığı, Erdoğan'ın Kürdistan'a saldırmak için kullandığı bir bahaneden başka bir şey değil.

Kürt düşmanları, hangi durumda olursa olsun, yine de Kürtlere karşı ittifak halindeler. Şu anda Erdoğan ile Beşar Esad'ın ilişkileri kötü olsa da Rojava konusunda aynı anlayışa sahipler. Savaş bu kritik dönemi atlatmak için yalnızca kısa vadeli çözüm olarak kullanılmaktadır. Gelecekte Kürt sorununun çözülmesi zorunluluğu, Kürt düşmanlarını da zorlayacaktır.”

‘Dünyanın bu suçlardan haberi yok’

Rojava Özerk Yönetimi’ne yapılan saldırıların, Hamas ve İsrail haberleri gölgesinde kaybolduğunu söyleyen Nesim-P., “Öyle görünüyor ki çeşitli medya kuruluşları bu konuya değinmekten kasıtlı olarak kaçındı. Filistin meselesiyle ilgilenmeye hiçbir itirazımız yok ve sivillerin öldürülmesine yol açan tüm savaşları kınıyoruz. Ancak Rojava konusu olması gerektiği gibi ele alınamadı ve medyanın sessizliği nedeniyle orada yaşananlar kamuoyuna yansımadı. Dünyanın bu suçlardan haberi yok” diye konuştu. Rojhilat'ta da insanların gerçek haberleri takip etmek istediğini söyleyen Nesim-P., “Rojava halkına tek ruh olarak sempati ile bakıp, kendilerini Rojava halkından ayrı görmüyorlar” dedi.

Nesim-P., sözlerini şöyle sürdürdü: “NATO'nun her türlü ağır silahla donatılmış ikinci ordusunun, en temel silahlara sahip olan Rojava'ya karşı yürüttüğü eşitsiz savaşta, Türkiye'nin işlediği suçlar konusunda uluslararası kuruluşlar ve BM Güvenlik Konseyi'nin sessiz kalması açık bir insan hakları ihlalidir. Bugünlerde bizim görevimiz insanları, özellikle de kadınları bilgilendirmektir. Kadınlar küresel politikaları öğrenmeli ve Kürdistan coğrafi ve siyasi durumunun farkında olmalıdırlar. Böylece propaganda ve siyasi oyunlara aldanmayacaklar ve faaliyetlerini doğru bir şekilde sürdüreceklerdir.”