TJK-E: Maxmûr’daki ablukaya son verin

TJK-E, Maxmûr’da kampta kalan halkın ablukaya alınmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Mexmûr Kampını kuşatma ve izole etme politikalarına son vermeye çağırıyoruz” dedi.

Haber Merkezi- Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Mexmûr’da kampın tel örgülerle çevrilip ablukaya alınmasına karşı yazılı bir açıklama yaptı.

Yaşanan kuşatmaya tepki gösterilen açıklamada AKP Hükümeti ve bölgedeki hegemonik güçlerin sistemsel krizlerini ve bölgedeki iktidarlarını kaybetmemek için Kürt halkına saldırılar gerçekleştirdiği belirtildi ve “Erdoğan bugün bir kez daha bölgedeki hakimiyetini genişletmek için KDP’nin ve Irak hükümetinden aldığı güçle Maxmûr’u bombalamıştır” denildi.

‘Saldırılar kabul edilemez’

TJK-E, açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“T.C. devletinin 90’lı yıllardaki Köyleri boşaltma, Kürt halkına işkence ve baskı yaparak bölgeyi insansızlaştırma politikaları sonucu sürgüne zorlanan, BM koruması altındaki Maxmûr halkına yapılan bu saldırılar kabul edilemez. Bu nedenle bir an evvel Irak hükümetinin bu saldırılara karşı T.C. devletine karşı yaptırım alma sorumluluğunu yerine getirerek, Maxmûr Kampını kuşatma ve izole etme politikalarına son vermeye çağırıyoruz.

Savaş suçlarının bir parçası

Bizler biliyoruz ki; bu saldırı ve imha politikaları 2022 yılından beri Kürt Özgürlük Hareketi’ne yapılan savaş suçlarının bir parçasıdır ve Saddam’ın Kürtlere karşı yaptığı katliamlardan hiçbir farkı yoktur. Maxmûr Kampında yaşayan halklar yıllardır bölgedeki güçlerin ayrıştırma politikalarına maruz kalmış ve durumlarının düzeltilmesi için birçok kez BM’ e ve Irak hükümetine çağrı yapılmasına rağmen diyaloğu sağlayacak bir muhatap ortaya çıkmamıştır.

Halk topraklarından vazgeçmeyecek

Kürt halkı nerede olursa olsun yıllardır teslim alma politikalarınıza karşı boyun eğmeyerek mücadelesini geliştirmiş ve kirli hesaplarınızı boşa çıkarmıştır. Bugün yeniden Annelerimiz egemenlerin yazmak istediği tarihi değiştirerek Kürdistan ‘da savaşa geçit vermeyeceğini ve topraklarından vazgeçmeyeceğini bir kez daha haykırmıştır.

Maxmûr halkı kendi öz savunma ve öz gücüyle saldırıları bertaraf etmiş ve bu kirli oyunu teşhir etmişse de bölge halkının güvenliğini sağlaması gerekenlere de asıl sorumluluklarını hatırlatmak biz Kürdistanlı kadın hareketlerinin, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, derneklerin ve yurtsever halkların da öncelikli görevidir.

Politikalara son verilmeli

Bu anlamda KDP ve Irak hükümetinin bölgede faşizan uygulamalara, ayrıştırıcı ve tahakküm altına alma politikalarına son vererek, TC’ye verdiği tüm desteği sonlandırmalı, BM’nin de Kampın üzerindeki sorumluluğunu yerine getirerek, asıl rolünü oynaması gerekliliğini bir kez daha belirtiyoruz.”