‘Tek amacımız Önderliğin fiziki özgürlüğü’

“Kadınlar olarak tek amacımız Önderliğin fiziki özgürlüğü olmalıdır” diyen Rüstem Cûdi Mülteci Kampı'ndan Öğretmen Bêrivan Kaya, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Mexmûr- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998 yılında başlatılan uluslararası komplo 27’nci yılına giriyor. Bu süre içerisinde İmralı’da başlayarak topluma yayılan tecrit, işkence sistemi ve işgal, soykırım saldırıları ile komplo devam etmekte. 10 Ekim 2023’te Kürt halkı ve dostları “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası başlattı. 74 merkezde başlayan kampanya, bir yılın ardından dünyanın birçok yerine yayıldı ve farklı halklar, kadınlar ve kesimler tarafından güçlü bir şekilde sahiplenildi. Ağır tecrit uygulanan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 43 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor.

Mexmûr Şehit Rüstem Cûdi Mülteci Kampı'ndan Öğretmen Bêrivan Kaya, uluslararası komployu ajansımıza değerlendirdi.

‘Komplo ile amaç Kürt halkını Önder Apo'dan ayırmaktı’

Uluslararası komplonun küresel güçlerin eliyle gerçekleştiğine işaret eden Bêrivan Kaya, “Önderliğimiz 26 yıldır İmralı’da esaret altında tutuluyor. ABD'den Avrupa Birliği'ne, Türk devletine kadar 1998'de uluslararası komploda iş birliği yaptılar. Elbette bu komplo sadece Önderliğe yönelik değildi. Önderlik şahsında tüm Kürt halkına karşı yapıldı. Tek amaçları Kürt halkını, Önder Apo'dan ayırmaktı. İktidar güçleri kendi iktidarlarını devam ettirebilmek için Kürt halkını yok etmek istiyordu ama Önder Apo düşünceleri ve felsefesiyle halkı örgütledi. Önderliğin düşüncesi ve felsefesi etrafında toplanan halk, tüm saldırılara karşı mücadele etti” dedi.

‘Kürt halkına yönelik tüm saldırılar bu komplonun parçasıdır’

Kürt halkına dönük saldırıların ve ağırlaşarak devam ettirilen İmralı tecridinin komplonun bir parçası olduğunu söyleyen Bêrivan Kaya, "Uluslararası komplo bugüne kadar bize yönelik saldırılarla devam etti. Fakat saldırıların hedefi Önderliktir. Uygulanan disiplin cezaları, aile ve avukat görüşlerinin engellenmesi komplonun parçasıdır.  Düşmanlar sürece bağlı olarak zaman zaman saldırılarını değiştiriyorlar. Kürt halkına yönelik tüm saldırılar bu komplonun parçasıdır” diye konuştu.

Uluslararası kurumların sessizliğine tepki

CPT, Avrupa Birliği ve uluslararası insan hakları örgütlerinin sessizlikleri ile komploya destek verdiklerini kaydeden Bêrivan Kaya, devamında şu sözlere yer verdi:

“Önderlik en meşru hakkı olan umut hakkından mahrum bırakılıyor. Avrupa Birliği, CPT ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kendilerini insan hakları örgütü olarak tanımlıyor ancak Önderliğin durumuna gelince sessiz kalıyorlar. Bu sessizlik aynı zamanda komploda bu kurumların parmağının olduğunu da ortaya koyuyor. Yapay gündemlerle Kürt halkını Önder Apo'nun durumundan uzak tutmak istiyorlar. CPT raporu neden kamuoyundan gizleniyor? Amaçları Önderlik üzerindeki tecridi meşrulaştırmaktır. Artık tüm komplocu güçler kendilerini komplonun dışında görüyor ama bu komplo bu devletlerin iş birliğiyle yürütüldü. İş birliği şu anda bile devam ediyor.”

‘Kadınlar olarak tek amacımız Önderliğin fiziki özgürlüğü olmalıdır’

Bêrivan Kaya, Abdullah Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü için mücadelenin büyütülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kürt halkı olarak Önderliğimizin fiziki özgürlüğü için harekete geçtik. ‘Önder Apo’ya özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası bir yılını tamamlıyor. Kürtler olarak kampanyayı sahiplenmeli, haklarımız için mücadele etmeliyiz. Ayrıca sesimizi her alanda yükseltebilmemiz lazım ve kadınlar olarak tek amacımız Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlamak olmalıdır" şeklinde konuştu