EBÎR MUHEMED

Qamişlo- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim 1998'de gerçekleştirilen uluslararası komplo 27’nci yılına girdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Özgürlüğünün Korunmasına Yönelik Suriyeli Avukatlar İnisiyatifi Üyesi Avukat Aynur Paşa, konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

Aynur Paşa, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın paradigmasının hegemonik devletlerin çıkarları ile bağdaşmadığını belirterek, konuşmasına şöyle başladı: "Maalesef hegemonik devletler Sayın Öcalan'a karşı birleşerek onu Türkiye'ye teslim ettiler. Türkiye'nin adı halklara karşı olarak biliniyor. Buna karşı Önder Öcalan demokratik ve eşitlikçi bir ulus paradigmasıyla hareket ediyor. Aynı zamanda Ortadoğu'da barış istemi her zaman vardı ve bugün de devam ediyor. Elbette bu sistem hegemonik devletlere göre değildi, Önder Abdullah Öcalan o yüzden tutuklandı."

‘Türkiye yasaları uygulamıyor’

Aynur Paşa, Türk devletinin Önder Öcalan'ı hızla yargıladığını belirterek, "Unutmayalım ki Türkiye Avrupa Birliği adaylarından biridir, insan haklarıyla ilgili ne karar varsa uygulanmalıdır çünkü bu yasalara imza attı. Avrupa Birliği anlaşması idam cezasına ve işkenceye karşı olduğu için Türkiye mecbur kaldı, bu cezayı yerine getiremedi ama bunun yerine Sayın Öcalan'a ağır cezalar verdi” dedi.

Aynur Paşa, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumuna ilişkin kaygıların olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Sayın Öcalan'ın avukatları, ‘umut hakkı’nın kullanılması ve cezasının değiştirilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne defalarca başvurdu. Yaklaşık 4 yıldır kendisinden herhangi bir bilgi alınamadı. Bu durum sağlık durumuyla ilgili büyük şüphelere ve risklere neden oluyor. Ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkı elinden alındı. Onun yanında, mümkün olan her şekilde dış dünya ile bağı koparıldı."

Küresel kampanya ve davaya etkisi

Aynur Paşa, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için küresel kampanyaya ve bu kampanyanın davasına ilişkin alınacak kararlarda etkisine vurgu yaparak, "Önder Öcalan'ın özgürlüğü için küresel kampanya 75 ülkede başladı, biz de inisiyatif olarak katıldık.  Avrupa Parlamentosu'na ve CPT'ye başvurduk, Sayın Öcalan'ın serbest bırakılması için de imza topladık. İlgili komitenin Önder Öcalan ve beraberindeki tutukluların durumunu gündemine almasına olanak sağladı. Bu kampanyanın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi üzerinde bir baskı olduğunu ve Türkiye'ye bunu hayata geçirmesi için bir yıl süre verdiklerini söyleyebiliriz. Türkiye terör suçlarını uyguluyor ve bu nedenle Sayın Öcalan'a ağır cezalar uyguluyor, dolayısıyla yasalarında değişiklik yapmıyor" şeklinde konuştu.

 ‘Halkın iradesine ve desteğine ihtiyacımız var’

Aynur Paşa, halkın desteği ve dayanışmasının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve tüm tutsakların serbest bırakılmasına yol açacağını vurgulayarak, "Sonuç olarak bakanlar kurulunun kararı, Türkiye'de değişimlerin yaşanacağı yönünde umut veriyor.  Yüzlerce hukukçu, ünlü kişi, aydın ve sanatçı, Önder Öcalan'ın özgürlüğünü talep ediyor, imza topluyor ve başvuruyor. Bu, uluslararası iradenin birlik olması durumunda siyasi kararı etkileyebileceği anlamına geliyor. Halkın iradesi siyasi kararın değişmesine neden oldu. Dolayısıyla bu kampanya devam etmeli ve Önder Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için, Türkiye'de ve Kürdistan'ın diğer parçalarında Kürt sorununun çözümü için daha güçlü düzeyde destek verilmeli" dedi.