‘Stres ve travmanın artmaması için kadınlara alan oluşturulmalı’
Depremin ilk gününden bu yana alanda çalışma yürüten Psikolog Ayliz Onaylı, deprem bölgesinde toplu ve komünal bir ortamı olmayan kadın ve çocuklarda stresin daha da yoğunlaştığına dikkat çekerek bir arada olmanın insanlara umut verdiğini söyledi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Semsûr- Mereş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından 18 gün geçti. Sevdiklerini, evlerini ve ailelerini kaybeden insanlar zor koşullarda üstelik artçı depremler nedeniyle kaygı içerisinde yaşıyor. Depremzedeler adeta bir savaş meydanını andıran kentte yaşam mücadelesi veriyor. Depremin ilk gününden itibaren birçok kenti ve köyü gezerek alanda çalışma yürüten Psikolog Ayliz Onaylı, gözlemlerini ve neler yapılması gerektiğini ajansımıza anlattı.
‘Örgütlenmenin olmadığı yerlerde halk güvensiz ve çaresiz hissediyor’
Halk da çok büyük bir çaresizlik ve güvensizliğin oluştuğunu belirterek sözlerine başlayan Ayliz Onaylı, “Halkın kendi örgütlenmeleri haricinde hissettiği büyük bir güvensizlik duygusu var. Burada halk bir yandan onu aşmaya çalışırken bir yandan da somut ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. İkisi bir arada bazen zor oluyor. Bir örgütlenmenin olduğu yerde bu tür durumlar aşılabiliyor ama yine de hasar olmadığını söylemek mümkün değil” şeklinde konuştu.
‘Yeniden inşa bir arada olmayla gerçekleşir’
Toplu ve komünal bir ortamı olmayan kadın ile çocuklarda var olan stresin daha da yoğunlaştığına dikkat çeken Ayliz Onaylı, bir arada olmanın insanlara umut verdiğini söyledi. Yaşamı yeniden inşa etmenin bu şevk ve umuttan geçtiğine yer veren Ayliz Onaylı, “Gezdiğimiz köylerde en çok gözlemlediğimiz şey bir arada olmanın çok sağaltıcı olduğu, çünkü bir şekilde yeniden inşa edip yaşamı yeniden kurabilmek için bir şevk ile umut gerekiyor. İnsanlar onu bir arada çok kolay sağlayabiliyor. Yine de kadın ve çocuk olmaktan ötürü yalnız bırakılmanın vermiş olduğu bunalım bir yandan da devam ediyor. Hatta bu durum daha şiddetli bir şekilde devam ediyor. Çünkü annelerden çocukları ile ilgilenmeleri bekleniyor sürekli, kendi ihtiyaçlarını oturup sakin kafayla annenin düşünmeye fırsatı olmuyor” dedi.
‘Okulların yeniden inşası çocuk için çok önemli’
Çocuklar için bu süreçte okulların yeniden inşasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Ayliz Onaylı şunları aktardı: “Bizim burada yapabileceğimiz en büyük şey köylerdeki ve ilçelerdeki hasarları tespit etmek. İnsanlar göçe zorlanmadan yaşamlarını var olan yerde nasıl yürütebilirler. Onun üzerine çalışma yürütmek ve bir yandan da insanlara yalnız olmadığını hissettirebilmek için buradayız. Yanında olabilme durumu da böyle bir şey. Çocuklar için okulların yeniden inşası çok önemli. Okul çocuklar için en sağaltıcı yer çünkü akranları ile birlikte farklı sosyal ortamlar ile karşılaşabiliyor.”
‘Kadınlara bir alan oluşturulmalı’
Kadınların içinde bulunduğu mevcut travmanın artmaması için kadınlara alan oluşturmak gerektiğini belirten Ayliz Onaylı, “Bu deprem kadınların hali hazırda olan ezilme durumlarını çok fazla körükledi” dedi. Erkek egemen kültürle mücadele eden kadınların şimdi de bir düzen karmaşası içine girdiğine değinen Ayliz Onaylı yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Ev bakımı ev içi emek kadınların üzerinde çok fazla sömürü varken bir yandan evini kaybetme hali, çadırda bambaşka bir düzen kurma hali kadının üzerine yüklenmiş durumda. Kadının iyi olma hali burada hiç önemli değil. Bu durumlar ona bir sorumluluk şeklinde gösteriliyor ve onları yapmaya devam etmesi gerekiyor. Eğer öyle yapmıyorsa bir güçsüzlük olarak algılanıyor ve bu o kaygının stresin daha çok artmasına neden oluyor. Kadınlara öncelikli olarak yalnız olmadığını ve çaresiz olmaması gerektiğini hissettirebilmek gerekiyor.”