Semsûrlu kadınlar: Bizi yalnız bırakanlar oy için gelmesin!

Depremin ardından büyük bir yıkıma uğrayan Semsûr’da hayat hala normalle dönmüş değil. Pek çok ihtiyaca çok kısıtlı ulaşan yurttaşlar seçimlere dair, “Bugüne kadar kapımızı çalmayan oy için de çalmasın” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr- Mereş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından yerle bir olan Semsûr’da halk bin bir zorluk içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Havanın yağışlı olduğu kentte kimi yurttaşlar konteynırda kalırken konteynır bulamayan depremzedeler ise çadırlarda yağmur altında yaşam mücadelesi veriyor.  Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği kentte aynı zamanda çok sayıda ağır hasarlı bina bulunuyor. İnsanlar hayata tutunmaya çalışırken kimi siyasi partilerin şehir merkezine seçim bilbordu ve afişler asmasından rahatsız. “Bizi enkaz altında bırakanlar bizden oy istemesin” diyen yurttaşlar çalışmalara tepki gösterdi.

Şehir merkezinde birçok sorun çözülmüş değil

Şehir merkezinde temiz su ve yeterli yiyeceğe ulaşmakta zorluk çeken Semsûrlu yurttaşların hijyen ürünlerine ulaşımı da çok sınırlı. Tuvalet sorununun da devam ettiği kentte evlerine ‘az hasarlı’ tespiti konulan yurttaşlar evlerinde yaşamaya başlarken çadırlarda kalan yurttaşlar ise dayanışma ile günlerini geçiriyor. Aradan geçen iki aya rağmen birçok sorunun çözülmediği kentte partilerin seçim çalışmaları başladı. “Yaparsa reis yapar” gibi sözlerin asıldığı kentte seçim çalışmasının yürütülmesi yurttaşlar tarafından tepkiyle karşılandı.

‘Felaketle yalnız bırakıldık’

İki ayın sonunda var olan koşullara dair konuştuğumuz Xefre Yetkin, çadırın ardından az hasarlı olan evine geçen yurttaşlardan biri. Deprem zamanı boyunca ilk 10 gün dışarıda kaldığını söyleyen Xefre Yetkin, “Her tarafta yıkım vardı. Herkes o gün bağırıyor çağırıyordu. 3 gün sonra AFAD geldi. Herkes enkaz altından öldükten sonra onlar geldi. Yaşayan yaşadı, ölen öldü. Kalan da zaten yarı yaşıyor yarı öldü. Durum çok kötü insan söylemekte zorlanıyor. Yaşadıklarımızı anlatamıyorum bile, bir hafta boyunca sokaklarda kaldık. Su ve yiyecek yoktu, her taraf yıkıktı. Çocuklarımız durmadan ağlıyordu. Büyük bir sıkıntı yaşıyorduk. İnsanlar ne yapacağını hiç bilmiyordu. Öyle bir felaketle yalnız bırakıldık” diye konuştu.

‘Oy için kapımızı çalmasınlar’

Felaket anında kendilerini yalnız bırakanların oy zamanı da kapılarına gelmesini istemediklerini aktaran Xefre Yetkin, “Son durum ne günler sonra geldiler. Şimdiye kadar kimse bizim kapımızı çalmadı oy için de çalmasınlar. Oy zamanı da herkes kendi hesabında olacak. Oyun nereye gideceği bellidir. Kapımıza gelseler ‘şimdiye kadar neredeydiniz şimdi de gelip kapımızı çalmayın’ deriz. Hepimiz hala enkazın altındayız. Hala daha enkazın altında cenazeler çıkıyor. Söylentilere göre daha çok sayıda cenaze var. Enkazların altından kokular geliyor” dedi.

‘Devlet buralara hiç gelmedi’

Depremden sonra yaşadıkları çaresizliğin ve korkunun devam ettiğini belirten Güle Yetkin ise şunları söyledi: “Çocuklarımız o günden bu yana ağlıyor. Çadırın altına girdik çadırı da zar zor bulduk. Yatacak bir yerimiz giyecek bir elbisemiz yoktu. Kaçacak bir yerimiz dahi yoktu. Devlet ne yapsın bir şey yapmadı onları hiç görmedik. Burada hala deprem oluyor hiç durmuyor. Kimse bizi sormuyor gelip bize bir şey demiyor. Ne yemek ne su hiçbir şey yoktu. Arabası olan arabasına giriyor biz de böyle dışarıda kaldık. Devlet bizim için hiçbir şey yapmadı. Hiç gelmedi buralara.”