Feminist Avukat Yelda Koçak: Kadınlar seçimin tam ortasında

EŞİK Platformu’ndan Feminist Avukat Yelda Koçak, en direngen muhalif hareketin kadın hareketi olduğuna dikkat çekerek, “Kadın haklarını kaldırma vaadiyle seçime giren Cumhur ittifakının kaybedeceğine inanıyorum. Kadınlar o desteği vermeyecektir” dedi.

ROJDA KIZGIN

Haber Merkezi- Türkiye’de seçimlere sayılı günler kaldı. Kadın kazanımlarını tehdit eden politikalarını sürdüren AKP iktidarı, siyasal İslam’ın iki aşırıcı ucu olan Yeniden Refah Partisi (YRP) ve HÜDA-PAR ile anlaştı. YRP ve HÜDA-PAR, milyonlarca kadının haklarına açık bir saldırı içeren programıyla Cumhur ittifakına kabul edildi.

Kadın düşmanı bu ittifaka karşı binlerce kadın çeşitli örgütlülüklerle direnişini sürdürüyor. Bu örgütlülüklerden biri de Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK). 300’ü aşkın sivil toplum örgütü, dernek, siyasi parti ve bağımsız kadınlardan oluşan EŞİK Platformu, kadın kazanımlarına yönelik tehditlere karşı sesini yükseltmeyi sürdürüyor.

Yaşamı tehdit eden bu ‘rejimden’ çıkışın güvencesi olan kadınlar, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde eşit temsiliyetle ülkeyi birlikte yönetmek istiyor. Kadınların ‘eşit temsil’ talebinin bir lütuf olmadığını söyleyen EŞİK Platformu’ndan Feminist Avukat Yelda Koçak, Halkların Demokratik Partisi (HDP) dışındaki tüm partilerde kadın temsiliyetinin vahim boyutlarda olduğunu anlattı. Yelda Koçak, platformun çalışmalarına ilişkin ajansımızın sorularını yanıtladı.

TCK 103 Kadın Platformu, 2020 yılının Ağustos ayında EŞİK – Eşitlik İçin Kadın Platformu adıyla kadınların kazanımlarına yönelik tehditlere karşı bir araya geldi. Neydi bu tehditler?

Biz Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak aslında Türkiye’de seçim startı verilmeden önce Ekim, Kasım, Aralık aylarında hatta tam da bu bizi bekleyen tehditler konulu forumlar yapmıştık. 'Eşit özgür şiddetsiz yaşam forumları’ demiştik başlığına da. Bu tehditleri sıralamıştık. Daha biz forumlarımıza devam ederken Anayasa değişikliği ile geldi AKP. Anayasa'daki eşitlik maddesini hedef alıyorlardı. Daha önce LGBTİ+ varoluş karşıtı mitingler düzenlenmişti İstanbul'da. Yine TCK 103. maddesinde düzenlenen çocukların cinsel istismardan korunması ve cinsel istismarcıların cezalandırılmasına ilişkin madde vardı. AKP uzun yıllardır bu maddeyi de değiştirmek istiyor, istismarcıları affetmek istiyor. Yine kadınların nafaka hakkı söz konusu. AKP ve taraftarları bu hakkın da kaldırılmasını istiyor. Zaten İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekilmişti ve hukuki süreci devam ediyor.

Ama İstanbul Sözleşmesi yetmedi. 6284 sayılı kadına yönelik şiddetle mücadele kanununu da kaldırmak istiyorlar. Bunu da revize etmek adı altında daha da etkisiz kılmak istiyorlar. Medeni Kanundaki gerek miras gerek çocuk üzerindeki velayet olsun, gerek boşanmalarda, aile birliğindeki mal paylaşımlarındaki eşitliği düzenleyen bütün maddelere karşı aslında AKP'nin uzun yıllardır sürdürdüğü bir gasp girişimi var. Biz de bu gasp girişimini durdurmak için mücadele ediyoruz. Esasında kuruluşumuz da bu zemine tekabül ediyor 2020 yılı Ağustos'unda Türkiye'de. Öyle kurulduk diyebilirim.

Mecliste kadın hakları ve cinsiyet eşitliği adına yapılanlar ve yapılmayanların yer aldığı izleme raporları hazırladınız. Bu raporlarda zaman zaman muhalefet partilerine de ‘zayıf notlar’ verdiniz. Siyasi partilerdeki kadın temsiliyetine ilişkin devam eden çalışmanız var mı?

Evet. Biz aslında önceki gün 'eşit temsil' konulu bir basın açıklaması yayımladık. Yani bu bir lütuf değildir. Kadınların yıllardır devam eden mücadelesidir, kazanımıdır eşit temsil istiyoruz fermuar sisteminin uygulanmasını istiyoruz gibi bütün siyasi partilere seslendiğimiz bir basın açıklaması oldu. Öncelikle bu basın açıklamasının çok kıymetli olduğunu söylemek istiyorum. İçeriğinde de aynı zamanda bugün Türkiye'deki seçimin tam ortasında neden kadınların olduğunu da anlattık.

Kadın haklarını gasp etmek üzerinden bir araya gelen siyasal İslam ideolojisinin en uç örneklerini de barındıran bir ittifak var karşımızda. Doğrudan bir kadın düşmanı ittifak var. Cumhur ittifakına HÜDA-PAR’ın (hepimiz HÜDA-PAR deyince Hizbullah’ı hatırlıyoruz tesadüf değil) ve Yeniden Refah Partisi'nin katıldı. Katılma şartları 6284'ün kaldırılması, nafaka hakkının kaldırılması, Kuran eğitimlerinin ilkokula indirilmesi, medreselerin açılması gibi tamamen İslam dinin belli bir yorumunu baz alıp kadınları toplumsal hayatın dışına iyice itecek eşitsizliği derinleştirecek talepler içeren bir ittifak kuruldu karşımızda.

Gece bekçileri ile meclisin çalışmalarını yakından takip ediyoruz

Böyle bir ittifak varken artık Cumhur ittifakında vücut bulmuş. Biz yine de hem bütün siyasi partilere kadınların eşit temsil hakkının yani eşit temsil edilmesini hatırlattık hem de kadınların kazanılmış haklarının ittifak pazarlığı yapılmamasını, yapmanın sonucunda da kadınlardan oy alınmamak olarak kendisini göstereceğini hatırlatan bir basın açıklaması yaptık bu son basın açıklamamızda. Ama biz genel olarak Eşitlik İçin Kadın Platformu içinde 'Gece nöbetçileri' diye grubumuz var ve meclisin çalışmalarını çok yakından takip ediyoruz. Sadece Mecliste yasaların tartışıldığı yasama faaliyeti sürecinde değil genel olarak milletvekillerinin yaptığı bütün çalışmaları takip ediyoruz.

3 ay boyunca milletvekillerini tek tek izledik

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkış kararının uygulandığı zamana kadar 3 ay boyunca TBMM'deki bütün milletvekillerini tek tek izledik. Gittikleri şehirlerde nerelere uğramışlar, sadece erkeklerin olduğu mekanlarda mı toplantı yapmışlar ya da kadınların olduğu mekanları da ziyaret etmişler mi, kadınlarla da konuşmuşlar mı, kadınların sorunlarını dile getirmişler mi meclise taşımışlar mı, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmışlar mı ya da toplumda kadınları ilgilendiren bir konu konuşulurken bunu mecliste dile getirmişler mi, yasa tasarısı vermişler mi teklifte bulunmuşlar mı, soru önergesi hazırlamışlar mı gibi çeşitli başlıklarda bütün vekilleri inceledik ve sonuçlarını da kamuoyuyla paylaştık.

HDP dışındaki partilerde durum çok vahim

Sıfır çeken vekiller, bölgeler, partiler varken durumu kısmen daha iyi olan hatta bayağı iyi olan partiler de oldu bunu gördük. Şimdi burada bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zaten meclis kadın temsiliyeti açısından bir hayli geride bu da var ayrıca. Kadın milletvekili sayısı çok az. Mevcut sayıda Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) uyguladığı kadın temsilini eşitleyemeye yönelik çalışmaları da Meclis'teki kadın milletvekili oranı yüzde 17,8 galiba. Bu da aslında HDP'nin Meclis’e taşıdığı kadın milletvekilleri sayesinde bu kadar yüksek durumda. Onun dışındaki partilerde durum çok daha kötü diyebilirim.

Kadınlar olarak seçimin sonuçlarına ilişkin öngörünüz nedir? Nasıl bir meclis kadınların sorunlarının çözümünde etkili olabilir?

Şunu söylemekte fayda var. Üniversitelerin yaptığı bazı araştırmalar şunu gösteriyor; toplumda başta kadınların olmak üzere toplumun büyük çoğunluğunun kadın örgütlerine güveni çok fazla. Yani herhangi bir devlet kurumunda ya da herhangi bir siyasi partiden çok kadınlar kadın örgütlerine kadın hareketine güveniyorlar.

Cumhur ittifakının kaybedeceğine inanıyorum

Ülkemizde de son 20 yılı özellikle son 4-5 yılı göz önünde bulundurduğumuzda muhalefete yönelik ağır saldırı kuşatmalar söz konusu elbette ama en direngen muhalif hareket yine kadın hareketi ne kadar yasaklanırsa yasaklansın ne kadar saldırılırsa saldırılsın ne kadar yasal kazanımları gasp edilmeye çalışılırsa çalışılsın kadınlar çok direngen çıktı. Çok güçlü eylemler örgütledik. Kadınların kazanımlarına karşı bir stratejiyle seçime giden ittifakların kaybedeceğini düşünüyoruz. Kadınlar bunun peşini bırakmayacak. Bunu çok açık ve net şekilde söyleyebilirim. Başörtülü ya da başörtüsüz muhafazakâr ya da değil birçok kadın Medeni Kanun’un kendisine tanınan haklardan, 6284 sayılı Şiddete Karşı Mücadele Yasası’nın sağladığı haklardan vazgeçmiyor, sonuna kadar bu hakları kullanmak istiyor. Çünkü bunlar bizim hayati haklarımız, bizim için yaşamsal kıymette. Ve elbette ki şiddet gördüğümüzde ya da ölüm tehdidi aldığımızda bizi koruyacak bir mekanizmanın olmasını istiyoruz. Bunu herkes istiyor. Bu nedenle bunları ortadan kaldırma vaadiyle seçimde giren Cumhur ittifakının kaybedeceğine ağır yara alacağına inanıyorum. Kadınlar o desteği vermeyecektir.

Seçimlere sayılı günler kaldı. Seçim güvenliğine ilişkin de yurttaşların kaygılı olduğu gözleniyor. Seçim güvenliğine yönelik EŞİK olarak bir çalışma yapacak mısınız?

Eşitlik İçin Kadın Platformu 300'ü aşkın dernek, sivil toplum örgütü, siyasi parti ve bağımsız kadınlardan oluşan geniş bir platform. Platformumuzun ağı çok geniş ama aynı zamanda platformumuz içerisinde yer alan kadınlar, LGBTİ+’lar aynı zamanda çeşitli yerlerde de örgütlüler. Biz aynı zamanda kurumların bir araya geldiği platform olduğumuz için aynı zamanda bir LGBTİ+ derneğinde örgütlülük oluyor, bir kadın derneğinde örgütlülük oluyor siyasi partide örgütlü olan çok fazla kadın var. Bu nedenle bizim bu öznel durumumuzu göz önünde bulundurarak birçok süreci planlamamız gerekiyor.

Listeler netleşmeden siyasi partileri uyarıyoruz

Elbetteki platform gönüllüleri bu seçimi son derece önemsiyorlar, bu seçimde illaki sahada olacağız, görev alacağız diyorlar. Biliyorsunuz seçim sürecinde seçim güvenliğine ilişkin görevlendirmeler seçime giren partiler başta olmak üzere çeşitli müşahit örgütlenmeleriyle oluyor. Burada tabi ki seçim güvenliğini sağlamak, oyumuza sahip çıkmak hatta aslında hayatımıza sahip çıkmak için gerekli organizasyonlar ve çalışmalar yapacağız. Daha o aşamaya gelmedik aslında biz. Örneğin 9 Nisan'da listeler kesinleşmeden önce bizim gündemimiz şimdilik birazcık o. Milletvekili listeleri kesinleşmeden önce kadınların fermuar sistemi de göz önünde bulundurularak seçilebilecekleri noktalarda listelere yerleştirilmesi talebimizi yükseltiyoruz. Bu çok önemli bir şey. Yani bunun bir süresi var. Listeler Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilmeden önce aday adaylık için başvuran kadınların adaylığının göz önünde bulundurulmasını ve eşit temsil yönünden adım atılmasını bekliyoruz, talep ediyoruz. Uyarıyoruz siyasi partileri de bu konuda.

Sizin de belirttiğiniz gibi Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Şimdi hedefte 6284 sayılı yasa var. Kadınların yaşamları üzerinden yapılan pazarlıklarla ittifaklar kuruluyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet artıyor. EŞİK olarak kadınlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Öncelikle şunu söyleyeyim. Kadınları yok sayanlara, kadın haklarını yok sayanlara ‘oy moy yok’ diyeceğiz. Yani bu çok net. Bizim hayatımızla oynayanlara, bizim hayatımızı tehlikeye atanlara oy vermeyeceğiz, oy vermemeye çağırıyoruz. Bu çağrı çok gerçekçi ve karşılık bulacak olan bir çağrıdır. Yani yoksul kadınların nafakasına göz diken ve bunu seçim sonrası kaldırmayı vaat edenlere oy vermeyin sevgili kadınlar. Sizi şiddetten koruyan 6284 Sayılı Yasayı kaldırmayı hedefine koyanlara oy vermeyin. İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik altında kadınlar daha da çırpınırken daha da yoksullaşırken, rant projelerinin peşinde koşanları ülkeyi bir sermayenin açık talanına sunanlara oy vermeyin sevgili kadınlar diyeceğiz elbette.

Biz doğrudan iktidarın eliyle büyük bir felakete dönen doğal bir afet yaşadık, deprem yaşadık. Bu depremde de yine en çok ezilenler, temel ihtiyaçları ilk dönemde akut dönemde görmezden gelinenler hatta ilkyardımda da yeteri kadar faydalanamayanlar ya da ilkyardım evresinde eksik kadın istihdamında mağdur olanlar yine kadınlar oldu. Bunun yükünü de yine biz çok gördük. Kadınlar temel ihtiyacı olan hijyenik ped ilk günler hiç götürülmedi sahaya çamaşırlar götürülmedi. Kadınların güvenliğini sağlayan özel alanlar oluşturulmadı. Bütün bunları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Ve bunları hatırlayarak seçime sandığa gidelim.

Bu seçim kritik bir seçim, bu seçimde kadınlar hiç olmadığı kadar seçimin tam ortasında. Çünkü kadın hakları seçim pazarlığı yapılıyor. Bu nedenle de biz bu seçimde hem kadın haklarını hem kadınların verdiği mücadeleyi hem de eşit temsili sonuna kadar tartışacağımız sonuna kadar savunacağımız bir seçim süreci geçireceğiz. Kolay gelsin hepimize.