Samar Jamil: Yaşadığım şiddeti aileler normal karşılıyordu

Evliliği süresince maruz kaldığı şiddetin aileler tarafından normal karşılandığına dikkat çeken Mısırlı Samar Şamil, eşinin ölüm tehditleri ve ailelerin baskılarına rağmen aldığı boşanma kararının gerçekleşmesi için mücadele ediyor.

ASMA FAATHI

Kahire –Mısır’da kadına yönelik şiddet çeşitli bahanelerle sürdürülmeye devam ediyor. Bu bahanelerden biri de kadınların “boşanma” talepleri. Boşanmaları engellenmek istenen kadınlar, ölümle tehdit ediliyor. Evliliği süresince maruz kaldığı şiddet nedeniyle boşanmak istediği için ölümle tehdit edilen kadınlardan biri de 30 yaşındaki Samar Şamil. Güvenlik nedeniyle kendisini Samar Şamil olarak tanıtan kadın, yaşadığı şiddeti anlattı.

‘7 yıl boyunca çocuklarım için yaşadıklarımı kabullendim’

Ayrılmak istediği eşinin yüzlerce defa tehdidine maruz kaldığını anlatan Samar Şamil, "Eşim beni yüzlerce kez ölümle tehdit etti ancak ben bu tehditleri kanıtlayamadım. Uzun yıllar boyunca tehdit ve şiddete maruz kaldım. Çocuklarım vardı ve yaşananları kabulleniyordum. Bu durum 7 yıl sürdü” dedi.

‘Yaşadığım şiddeti aileler çok normal karşılıyordu’

Şiddet sırasında kendisini “komada” gibi hissettiğini belirten Samar Şamil, “Her an öldürülebileceğimi fark ediyordum. Ailemin ve onun ailesinin gözünün önünde bu durum çok normal karşılanıyordu. En önemsiz sebeplerden dolayı ölümle tehdit edildim. Psikolojim bozulmaya başladı ve kendime olumlamalar yapsam da kalbim sürekli çarpıyordu. Korkularım beni rahatsız etmeye devam etti” diye konuştu.

‘Boşanma kararını kolay almadım’

Korkularını yenerek boşanma kararı aldığını söyleyen Samar Şamil, "Karar kolay değildi, kimse bunu kabul etmezdi ama bu kararı verdim. Ne zaman beni dövse sanki artık hayatım sona erecekmiş gibi ürperiyordum ve şimdi boşanmak için çabalıyorum” dedi. Umudunun hayatta kalmak ve çocuklarıyla şiddetin olmadığı huzurlu bir ortamda yaşamak olduğunu paylaşan Samar Jamil, “Hayatımın 7 yılını boşa harcadım. İlk çocuğum olduğunda darp edildi. Ağır yaralı olarak aileme gittim ancak çocuğum için katlanmam gerektiğini söylediler. Şimdi bana bu çocuklara nasıl bakacağımı soruyorlar. Boşanmamı kabul etmiyorlar” diye kaydetti.

‘Kadınların boşanmaması için toplumsal baskılar var’

Feminist yazar Şaimaa Al-Şorbi, kadına yönelik şiddette yaşanan artışı değerlendirdi. Kadınların boşanmamaları yönünde toplumsal baskılara işaret eden Şaimaa Al-Şorbi, bu baskıların kadınlara yönelik suçları artırdığını söyledi. Erkeğin kadın üzerinden gücünü göstermeye çalıştığını dile getiren Şaimaa Al-Şorbi, toplumun bir kadının yalnız yaşamasını kabul edilmediğini belirtti.

Eşinin isteği dışında ayrılmasının kadın üzerindeki baskıları arttırdığını dile getiren Şaimaa Al-Şorbi, kadınların çoğu zaman toplumsal baskılar nedeniyle maruz kaldıkları şiddeti anlatamadığını söyledi. Şaimaa Al-Şorbi, “Ancak hayatlarını kurtarmak için eşlerin cehenneminden kaçmaya karar veren birçok kadınla da karşılaştım. İşi nedeniyle bir kadın eşi tarafından darp edilerek evden kovulmuştu. Kadın mahkemeye başvurduğu için tüm yetkileri elinden alınmıştı ve ailesinden de destek alamamıştı” dedi.

‘Yasal sürecin zaman alması hakların elde edilmesini engelliyor’

Yasal süreçlerin zaman almasının da kadınların haklarını elde etmelerini engellediğini vurgulayan Şaimaa Al-Şorbi, nafaka gibi bir davanın bile en iyi ihtimalle bir yıl sonra karara bağlandığına dikkat çekti. Şaimaa Al-Şorbi, “Geceyi sokakta geçiren kadınlar da her türlü gaspa maruz kalıyor. Öte yandan çocuk doğurmadığı takdirde hiçbir hakka sahip olmayan kadınlar var. Son dönemde suç oranındaki artış en çok aileler içerisinde yaşanıyor. Kimisi bunu ekonomik boyuta bağlarken, kimisi de Covid-19 pandemisine bağlıyor. Bazıları ise bunun yaşamlarında kadın bedenini erkeklerin malı haline getiren eğitim kültüründen kaynaklandığını söylüyor” diye konuştu.

‘Caydırıcı cezaların olmaması kadın cinayetlerini artırıyor’

Son dönemlerde aile içi suçlarda suç oranlarının artığını bunun ekonomik baskılar, madde kullanımı gibi yüzleşilmesi gereken diğer karmaşık konular da dahil olmak üzere birçok nedeni olabileceğini dile getiren Şaimaa Al-Şorbi, “Caydırıcı cezaların olmaması kadın cinayetlerini artırıyor. Aileler kızlarını eğitirken fedakarlık fikrini aşılıyor ve bu da onları ileriki süreçlerde itaatkar yapıyor. Bu durumda erkeğin kadın üzerinde baskısını artırıyor” dedi.