ZOUHOUR MECHERGUI

Beyrut – Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Kadın Yaşam Derneği, Newroz Toplum Derneği, Abdullah Öcalan’ın Özgürlüğü İçin NUN İnisiyatifi öncülüğünde, “Jin, Jiyan, Azadî'nin izinde” sloganıyla 18-19 Ağustos’ta Uluslararası Kadın Hareketleri Deneyimleri Konferansı düzenlendi. Konferans katılımcılarından Demokratik Birlik Partisi'nin Lübnan Temsilcisi Mayada Arabo, Nada Koalisyonu üyesi Angela Al-Maamari konferansa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Feminist hareketlerin deneyimlerine ışık tuttu’

Demokratik Birlik Partisi Lübnan temsilcisi Mayada Arabo, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlük ve eşitlik taleplerini paylaşan çeşitli feminist hareketlerin deneyimlerine ışık tuttuğunu belirtti. Konferansta Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekildiğini dile getiren Mayada Arabo, “Toplumların da yaşadıkları adaletsizliklere değinildi ve bölgesel bir ittifakın kurulması çağrısında bulunuldu. Kadınlar, Lider Abdullah Öcalan’ın bedensel özgürlüğüne kavuşmasını istiyor. Türk makamları tarafından yapılan gözaltılar da uluslararası yasaların ötesine geçen, siyasi çıkarlara hizmet eden insanlıktan uzak bir uygulamadır” şeklinde konuştu.

‘Kürtlerle ve diğer kimliklerle ortaklığın temellerini geliştirmeye çalışacağız’

Yemenli feminist aktivist Angela Al-Maamari ise konferansta kadınların özgürleşebilmesi için bölgedeki ve Kuzey Afrika'daki kadın hareketlerinin çeşitli deneyimlerinin vurgulanmasının önemli olduğunu vurguladı. Rojava devriminin benzersiz bir deneyim olduğunu söyleyen Angela Al-Maamari, Kuzey ve Doğu Suriye deneyimini öğrenmenin, feminist devrimin başlangıcı için bir motivasyon olacağını dile getirdi. Angela Al-Maamari, kadınlar olarak Kürtlerle, diğer kimliklerle ortaklığın temellerini geliştirmeye çalışacaklarını vurguladı.

‘Yemenli kadınların müzakerelere etkin katılımları sağlanmalı’

Yemen'de devam eden çatışmalar nedeniyle 1325 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasına acilen ihtiyaç olduğunu belirten Angela Al-Maamari, şunları kaydetti:

“Çatışma ve bunun neden olduğu ihlaller ışığında kadınları korumak ve kendilerini savunmakla ilgilenen kadın birimlerinin oluşturularak müzakerelere gerçek ve etkin katılımların sağlanması gerekiyor. Aslında Yemenli kadınlar yetmişli yıllardan bu yana sahnenin ön saflarında yer alıyor. Ancak yıllardır her alanda katılımda bir düşüşe tanık olduklarından, onları haklarından mahrum bırakan ve otoritenin elinde birer araç haline getiren en zor deneyimleri yaşadılar.”

‘Kürt kadınlarının çabası örnek alınmalı’

Yaklaşık on yıldır devam eden savaşın ülkeyi yorgun düşürdüğüne dikkat çeken Angela Al-Maamari, “Kürt kadınların kendilerini ve haklarını savunmaları ve çatışan taraflar karşısında özgürlüklerine kavuşma çabası bizler açısından örnek alınması gereken bir durum. Feministler arasında bir ağ kurmanın önemli olduğunu belirtiyoruz. Sorunları çözmek ve bölgedeki kadınların sahip olmadığı özgürlüğe ulaşmak için kadın örgütleri arasındaki ortaklık önemli” dedi.