Rojhılatlı kadınlar: ‘Jin, jiyan, azadî’ bizim için bir uyanış oldu

Jina Mahsa Amini’nin katledilmesiyle başlayan halk ayaklanmasının sloganı olan “Jin, jiyan, azadî”yi kendileri için uyanış olarak nitelendiren kadınlar, özgür yaşamı düşünmeye başladıklarını anlattı.

SAİDE ŞİRZAD

Haber Merkezi – Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Jin, jiyan, azadî” felsefesi ilk olarak Kuzey Kürdistan’daki Kürt Kadın Hareketi ile yaşam bulurken, sonrasında ise Rojava Kadın Devrimi’nde IŞİD’e karşı tarihi direnişte ses getiren bir sloganı haline geldi.

Tahran’da 16 Eylül 2022 tarihinde Jina Mahsa Amini’nin ‘ahlak polisleri’ tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesi katledilmesinin ardından İran ve Rojhılat’ta da kadınlar öncülüğünde başlayan halk ayaklanmasının adı oldu “Jin, jiyan, azadî”.

Dünya halkları ve kadınlarının, İran İslam Cumhuriyeti’nin ayaklanmayı bastırmaya yönelik idamdan işkenceye varan uygulamalarına tepki göstererek gerçekleştirdikleri eylem ve etkinliklerinde “Jin jiyan azadi” sloganıyla ayaklanmaya destek verdi. Böylelikle Abdullah Öcalan’ın “Jin, jiyan, azadî” felsefesi küresel bir slogana dönüştü. “Jin, jiyan, azadi” kadınların hakları için verdiği mücadelede bir umut ışığı oldu.

‘Özgür yaşamı düşünmeye başladım’

Kadınlar “jin jiyan azadi” sloganının kendilerine neler hissettirdiğini anlattı. Hamedanlı 32 yaşındaki Elham K., “Jin, jiyan, azadî” sloganının kendisine bir kadın olarak yaşamayı hak ettiği farkındalığını kazandırdığını söyledi. Hakları için mücadele etmesi gerektiğini derinden hissettirdiğini belirten Elham K., şöyle konuştu:

“Ailemde her zaman ‘iyi bir kadın’ olmaya çalışırdım. İran'da iyi bir kadın olmak demek erk egemen zihniyeti altında yaşamayı kabul etmek ve boyun eğmek anlamına geliyor. Jina devletin güvenlik görevlileri tarafından katledildikten sonra ülke çapında protestolar başladı. Başlangıçta insanların hikayeyi abarttığını ve ölüme yürüdüklerini düşünürdüm. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganının yaygınlaşmasıyla birlikte bir kadın olarak özgür yaşamı düşünmeye başladım. Artık hakkım olan her şeyin arkasındayım.”

‘Dünyanın her yerinde mücadele eden kadınları gördüm’

Kum sakinlerinden Hemedanlı 28 yaşındaki Zahra M. de, anne tarafının dindar bir aile olduğunu belirterek, “Başörtüsü takma taraftarı değilim ama kendi dini inançlarım var” dedi. Her zaman bir kadın olarak belli bir saygınlığı olduğunu düşündüğünü dile getiren Zahra M., “Geçen yıl Jina’nın katledilmesiyle protestolar başladı. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganları yankılandı ve tüm dünyaya yayıldı. Dünyanın her yerinde hakları için mücadele eden birçok kadını gördüm. Bir birey olarak haklarımın olmadığının farkına vardım.  Hâlâ dini inancıma bağlıyım ve başörtüsünü seviyorum ama zorunlu olmasına karşıyım. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganından sonra seçimlerimi, kendim olabilmeyi, özgürlüğü ve daha birçok şeyi düşündüm” diye konuştu.

‘Kadınlar artık sessiz kalmama kararı aldı’

Sineli 34 yaşındaki Kajal R. ise “Jin, jiyan, azadî” sloganının birçok kadın için tam anlamıyla uyanış olduğuna dikkat çekti. Kajal R. şunları dile getirdi:

“Çevremde kadınlara her şeyi yasaklayan erkek zihniyetine sahip kişileri tanıyorum. Kadına yönelik baskılar sadece zorunlu başörtü meselesiyle sınırlı değil. Dünden bugüne erkek zihniyeti aynı ve kadına itiraz hakkı tanınmıyor. Kadınlar doğduğu andan itibaren bu zihniyetle şekillendiriliyorlar. Eğer kadın erk zihniyete itiraz ediyorsa toplum o kadını damgalar veya kötü gözle bakar. Jin, jiyan, azadî devriminden sonra kadınlar artık sessiz kalmama ve hakları için mücadele etme kararı aldı. Bu devrimde ataerkil yasalara boyun eğmeyen kadınları net bir şekilde gördüm.”

“Jin jiyan azadi” sloganının kadınlara kaybedilen haklarının farkına varmasını sağladığına vurgu yapan Gonbadkavoslu 34 yaşındaki Arzoo P., "Artık hiçbir şeye razı olmayan ve hiçbir şeyi kabul etmeyen birçok kadın var. Zorunlu başörtü kuralı kadınların boğazını bastıran bir ip gibiydi. Kadınlar ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi ile o ipi kopardı ve haklarını almak için adımlar attı” dedi.

‘Annem de artık sessiz kalmamamızı söylüyor’

Sineli 32 yaşındaki Suja S. ise, “Jin, jiyan, azadî” sloganının kadınları erkek esaretinden kurtardığına işaret ederek, şöyle konuştu:

“Annem sürekli hayatımdaki erkekleri (baba, eş, amca, ağabey, dayı) kızdırmamam konusunda beni uyarırdı. Annem şimdi ise ‘sessiz kalmakla aslında hata yapmışız’ diyor. Zor karşısında sessiz kalmamamızı ve erkek zulmüne izin vermemiz gerektiğini söylüyor. Annemin fikrindeki bu değişimin ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinden geldiğini çok iyi biliyorum.”